Üç ay gibi kısa bir zamanda İşid'in elde ettiği imkanları net olarak tahlil etmek hayli zor görünüyor. Çünkü haberlerin büyük çoğunluğunu tek taraflı kaynaklardan öğreniyoruz. Mesela İngiliz kaynaklarından elde edilen bilgilere göre son zamanlarda işid yedi yüz kadar aşiret mensubunu öldürmüş. Bu haberin ne kadar doğru olduğunu bilemiyoruz. İngiliz kaynaklı haberlere dikkatli ve şüphe ile yaklaşmamız gerekiyor,
Irak'ın işgali sırasında İngiliz Başbakanı Tony Blaır ve Amerika Başkanı George Bush' dünyanın en büyük yalancıları olarak utanmadan Irak'ta hala bulunamayan kitle imha silahları bahane ederek, bu ülkeye savaş açmış ve bir buçuk milyon Müslüman'ın ölümüne ve binlerce kadının namusunun kirletilmesine sebep oldular. Bu eli kanlı katiller ellerini kollarını sallayarak Irak'a girdikten sonra belki de dünyada emsali çok az bulunan bir vahşete birlikte imza atmışlardı. Bilhassa başkent Bağdat'ta taş üstünde taş bırakmamışlardı. Bütün bunları da güya insan hakları ve demokrasi için yapmışlardı. Hala Irak'a ne demokrasi ve nede insan hakları gelmedi. Arkalarında dünyanın en büyük rezilliğini bırakıp Irak'tan defolup gittiler.
Müslümanların ayrılığından istifade eden Amerika ve bazı müttefikleri Iraktan askeri kuvvetlerini çektikten sonra bu bölgeye tekrar başka bahanelerle geri geldiklerini görüyoruz. Bu senaryoyu çok dikkatli okumak gerekiyor. Gelelim işin bir başka boyutuna, nasıl olur da İşid denilen örgüt çok kısa bir zamanda ağır silahlarla mücehhez bir ordu haline gelir ve dünya da benzeri olmayan bir yapılanma karşımıza çıkar. İşid'in bu akıl almaz çıkışları karşısında Irak'ın Kürdistan bölgesinde bir devlet olma hazırlığı vardı ve sanki böyle siyasi bir alan ve fırsat meydana gelmişti. Siyasiler böyle bir yapılanmanın kısa bir sürede olabileceğini ifade ediyorlardı. Herkes Irak'ın Kürdistan bölgesinde ilan edilecek bir devlet yapılanmasını beklerken, işid'le peşmergelerin çatışmasından sonra birçok senaryoların çökmesinden dolayı çok ustaca hazırlanmış sinsi bazı arka planları daha görmeye başladık.
Peşmergeler İşid'e karşı direnemediler. Kandil den takviye kuvvetler geldi. İşid'in elindeki ağır silahlara karşı dayanmak elbette kolay değildi. Amerika hava kuvvetleri hemen devreye girdi, güya Irak Kürdistan'ına zarar gelmemesi için İşid'e havadan bombalar yağdırdı. Aslında Amerika Irak'ta bulunan vatandaşlarını ve çıkarını koruyordu. Amerika Suriye'de dört yıldan beni Esat tarafından öldürülen iki yüz bin insanı ve yüz binlerce yaralıyı görmezlikten gelmiş ve hatta Esad'ın çok iyi bir adam olduğunu Amerikan yetkilileri ifade etmişti.
Son zamanlarda Gazze'deki İsrail zulmünü Amerika açık bir şekilde desteklemiş ve maddi olarak da İsrail'e yardımda bulunmuştu. Aynı Amerika çok kısa bir zaman da tekrar Irak'a müdahalede bulunurken, başta İngiltere, Fransa ve Almanya da Irak'a yapılan bu müdahaleye destek verdiler. Bu fotoğrafı net olarak okuyabilirsek şüphesiz ki bu hareketlerin arka planında çok gizli senaryolar var. Evet, Irak'ta cereyan bütün bu gelişmeler kimin yararına olmuştur.
İşide karşı yapılan operasyonlar sanki Gazzede meydana gelen vahşeti kamuflaj yapmayı hedefliyor. Çünkü bir olayı geri plana itmek için, bir başka olayı öne çıkarmakla mümkündür. Malum olduğu üzere Son zamanlarda Irak'tan çıkarılan Petrolun bir kısmını Irak Kürdistanı Türkiye üzerinden pazarlıyordu. Bu yüzden de. Irak Kürdistanı ile Irak eski Başbakanı Maliki arasında derin görüş ayrılığı ve siyasi uçurumlar meydana gelmişti.
İşid'in bu bölgedeki faaliyetleri sebebiyle Maliki'nin görevi bırakmasına ve Irak Kürdistan'ının da ayrı bir devlet olmasına Amerika ve batılıların İşid'e müdahalesi ile önü kesilmiş görünüyor. Amerika ve batılı müttefikleri hiçbir zaman Kürtlerin güçlenmesini aslında istemiyor. Irak petrollerinin kendi kontrolleri altında olması için her türlü yola başvuruyorlar. Elbette ki bir devletin devlet olabilmesi için de birçok ülkeler tarafından tanınacak olması ve devletin vasıflarını elde etmesi lazım. Irak Kürdistan'ının devlet olup olmaması Amerika ve müttefiklerinin umurunda bile değil. Onların müttefik ve dostluğuna inananlar hep hüsrana uğramıştır.
Irak'ta petrol olmasaydı, İşid veya Kürdistan Amerika ve müttefiklerinin gündeminde olmazdı. Amerika ve müttefikleri boşuna Kürdistan'ı İşid'e karşı savunmuyorlar. Çünkü; ilerde bunun çok ağır bedelini alacaklar. Irak Kürdistan'ı için atılan her bombanın karşılıksız olacağını hiç kimse düşünmesin. Gavurlar bir kuruş masraf ederler ancak karşılığını fazlasıyla alırlar. . Irak Kürdistan'ı bundan sonra büyük paralar harcayarak ağır silahlar almaya mecburdur. İnsanların refahı ve imar için harcanacak paralar, ağır ve pahalı silahların alınacak olmasından dolayı batılıların cebine akacaktır.Kendi aralarında anlaşmayan ve hiçbir İslam ülkesinin de araya girerek iç çatışmaların önlenmesi için çaba göstermeyen ve bağımsız olmayan idarecilerin durumu son derece vahim. Bu feci durumu Amerika ve batılıların düzeltmesi ise asla mümkün değildir.
Geçmişte yaşadıklarımızdan hala bir ders çıkaramadık. Amerika ve Batılılar bu son gelişmeler sebebiyle Irak'a geri gelmişler, arkalarında bıraktıkları bazı imkanları az bulmuş olacaklar ki geçici olarak Irak'tan giderlerken, çıkarlarının daha kalıcı olması için yeni bahaneler üreterek geri geliyorlar. Batılılar geçmişte bazı oyunları Saddam üzerinden kurdular ve Irak'ı felç ettiler. Şimdi ise benzeri senaryoları bazı örgütler üzerinden yürütüyorlar.Irak geçmişte bir devlet idi, bu devletin yıkılmasıyla şimdi örgütlerle vaziyeti idare ediyor. Diğer yıkılan devletlerde aynı felaketi yaşıyor. Bir devlet yıkıldıktan sonra onun yerine bir devlet inşa etmek hiçte kolay değil. Yıkılan Osmanlının yerine aynı devletin imkanlarını tekrar elde edebilir miyiz?
Onun için devleti yıkmak yerine, onu tamir etmek, yani rejimi değiştirmek gerekir. Bu hikmeti anlamayanlar belki farkında olmadan kendi elleriyle felaketlerini hazırlamışlardır.
Kürdistan için mücadele verdiklerini iddia edenler, Amerika ve müttefiklerinin Kürdistan devleti olmak için yapılan çalışmaları engelleyerek bu şekildeki tavırlarından dolayı onlara karşı tavır koyabilirler mi. Bunu başardıkları zaman doğru yolda olduklarını bilmelidirler. Düşmanlarını dost zannedenler ayaklar altında kalıp ve düşmanlarının çıkarlarına hizmet ederek bu feci bataklıktan asla kurtulamazlar.
Feraseti olmayanların istikamet ve adaleti de olmaz.
İşid'e karşı yapılan operasyonlar sanki Gazze'de meydana gelen vahşete kamuflaj olayı hedefliyor. Çünkü bir olayı geri plana itmek için, bir başka olayı öne çıkarmakla mümkündür.
Irak'ta petrol olmasaydı, İşid ve Kürdistan gündemde olmazdı. ABD ve müttefikleri boşuna Kürdistan'ı İşid'e karşı savunmuyorlar. Çünkü; ilerde bunun çok ağır bedelini alacaklar. Gavurlar bir kuruş masraf ederler ancak karşılığını fazlasıyla alırlar.
Geçmişte yaşadıklarımızdan hala bir ders çıkaramadık. Amerika ve Batılılar bu son gelişmeler sebebiyle Irak'a geri gelmişler, arkalarında bıraktıkları bazı imkanları az bulmuş olacaklar ki geçici olarak Irak'tan giderlerken, çıkarlarının daha kalıcı olması için yeni bahaneler üreterek geri geliyorlar.
Abdulkadir İkbal