Kurban kanını alnınıza sürmeyin!

Din İşleri Yüksek Kurulu Sözcüsü Prof. Dr. Yaman, 'Kesilen kurbanın kanını, kişinin yüzüne veya ev ya da aracının bir yerine sürmek hiçbir dini dayanağı olmayan bir uygulamadır' dedi.
Din İşleri Yüksek Kurulu Sözcüsü ve Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yaman, kurban ibadeti ve vatandaşların sıkça sorduğu sorulara ilişkin, açıklamalarda bulundu.
Kurbanın, zorunlu ihtiyaçları ve borçları dışında belirli miktarda mala sahip kişilere vacip olduğunu aktaran Yaman, maddi durumu iyi olmayan kişininborçlanmaktansa kurban kesmemesinin daha iyi olduğunu söyledi.
Yaman, "kredi kartıyla kurban alınır mı?" sorusuyla sıklıkla karşılaştıklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Kurban kesmekle mükellef olan şahıs, satın alacağı hayvanın bedelini peşin olarak verebileceği gibi, vadeli veya taksitli olarak da verebilir. Bedelin kredi kartıyla ödenmesi kurbanın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak kredi kartı borcunu, ödeme tarihinde ödemek ve gecikmeden kaynaklanan faizli işleme düşmemek gerekir. Kredi kartı ile taksitli kurban alırken, taksit yapma karşılığında bankaya ilave bir ücret ödenmesi durumunda ise kesilen kurban geçerli olmakla birlikte, faizli işlem sebebiyle ayrı bir günah söz konusu olur."
"Bayram kredisi meşru değil"
Hangi isim veya amaçla olursa olsun banka kredisi kullanmanın uygun olmadığına işaret eden Yaman, "Bu, 'faizli bir işlem yapmak' demek olduğundan caiz ve meşru değildir. Faiz İslam'ın açık ve kesin yasaklarından biridir. Dolayısıyla bir Müslümanın faiz alması gibi vermesi de haramdır" diye konuştu.
Yaman, kurbanlıkların birim fiyatı belirlenmek suretiyle canlı olarak kilo hesabıyla satılabileceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Toplumda herhangi bir aldatma ve ihtilafa yol açmayacak şekilde yaygın bir uygulama varsa, kurban edilmek üzere satın alınmak istenen hayvanın et birim fiyatı önceden belirlenmek şartıyla, kesildikten sonra eti tartılarak parasının ödenmesi yoluyla da satılabilir. Ancak bu şekildeki satışın geçerli olması için kesimden önce taraflar arasında satım işleminin kesinleşip, hayvanın müşterinin mülkiyetine geçmiş olması ve kesimden sonra ne kadar et çıkacağının tahmini olarak zikredilmesi ve böylece etin miktarında ve hayvanın fiyatındaki belirsizliğin aldatmaya ve ihtilafa götürmeyecek şekilde giderilmesi gerekir. Satım sırasında tahminen belirlenen kilosu üzerinden satıcıya hayvanın bedeli ödenir."
Kurbanla ilgili ibadet zannedilen yanlış uygulamalar
Kurban ibadetiyle ilgili toplumda bazı yanlış uygulamaların olduğuna değinen Yaman, bu adetlerin dinde yeri olmadığını ifade etti.
Yaman, kurban kesildikten sonra hayvanın kanının çocukların alnına sürülmesi davranışının yaygın olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:
"Dinde yeri olmayan bazı davranışlar görülmektedir. Kesilen kurbanın kanını kişinin yüzüne veya ev ya da aracının bir yerine sürmek hiçbir dini dayanağı olmayan bir uygulamadır. Akan kan dinimize göre necistir, yani maddi bir pislik hükmündedir. Her bakımdan temiz olması gereken Müslümanın bu pislikten de uzak durması gerekir."
"Peygamber adına kurban kesilmesi dinde yok"
Son yıllarda sıkça görülen diğer bir yanlış uygulamanın ise Hz. Muhammed adına kurban kesilmesi olduğunu aktaran Yaman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Peygamber Efendimiz adına kurban kesmek gibi bir uygulama dinimizde yoktur. Bunun, yapılması gereken bir ibadet gibi görülmesi doğru değildir. Çünkü Allah veRasulünden nakledilmeyen bir uygulamayı ibadet gibi telakki etmek ve ona dinilik vasfı vermek bidattir. Her bidat de Hz. Peygamber'in nitelemesiyle dalalettir, yani sapkınlıktır. Hz. Ali'nin Peygamberimiz adına kurban kesmiş olması, bu uygulamaya delil olamaz. Çünkü O, Hz. Peygamber'in vasiyeti üzerine bunu yapmıştır. Hz. Ali'nin vefatıyla da bu vasiyetin hükmü kalmamıştır. Kurban kesenlerin bir de kurban namazı adıyla 2 rekat namaz kılmaları uygulamasına değinmek gerekir. Esas olarak kurban namazı diye bir namaz yoktur. Bu namazın dini bir gereklilik olduğu inancı yanlıştır."
Kaynak: AA