NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA
DİYANET İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi ve Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yaman, Birlik Vakfı’nda verdiği konferansta “Güncel İslami Meseleler” konusunu ele alarak Kur’an ve sünnetin birbirinden ayrılamayacağını, hayatımızı bu iki kavrama göre yaşamamız gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Yaman, Müslümanların dini hayatlarında bir disiplin elde etmesi için mezhepsiz olunamayacağını söyleyerek mezhebin bir din olmadığının da bilinmesi gerektiğinin altını çizdi.
Dini hayatta istikrar
Prof. Dr. Yaman, dini meselelere bakışta 5 tavır olduğunu dile getirerek bunların Müslümanlarca iyi bilinmesi gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Yaman dinin itikat ve ahlaktan ibaret olduğunu kaydederek kalan tavırları şöyle açıkladı: “Din hukuka karışmaz, ilkesel düzeyde müdahale edebilir. Yani haksızlık yapmayın, zayıfı ezmeyin, sosyal adaleti sağlayın, genel adaleti sağlayın gibi… İkinci tavra göre dinin hükümleri tarihseldir, bugün bizim yenilememiz gerekir. Üçüncü tavırda doğrudan vahye tabi olalım, aradaki birikimi kaldıralım, indirilmiş Kur’an’a tabi olalım der. Dördüncü tavır; annemizden, babamızdan bize bir mezhep kaldı, kabul ettiğimiz mezhep, hak mezhebidir.”
Mezhep taassubu olmalı
Dini yaşarken, mezhep taassubuyla hareket etmemiz gerektiğini söyleyen Prof. Yaman, “Her bir meseleyi doğrudan kendiniz çözemeyeceğinize göre bir bilene soracaksınız. Onun için bir mezhebe bağlı olmak bir Müslümanın hayatında çok önemli bir unsurdur. Bana göre de mezhepsiz kimse yoktur, olamaz da. Aksi halde tutarsız bir dini hayatı olur” dedi.