Kur'an öğreticileri mağdur

Özgür Eğitim-Sen, 17 Eylül 2011 tarihli KHK 2005 yılı sonrası için bir yıl fahri öğreticilik yapma şartı getirirken, 2005 yılı öncesi için bu sürenin beş yıla çıkarılması; pek çok kişinin mağduriyetine sebep olduğunu açıkladı.

MİLAT/ ANKARA

Özgür Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası (Özgür Eğitim-Sen), 17 Eylül 2011 tarihinde çıkarılan KHK 2005 yılı öncesindeki mağduriyetleri kapsamadığı için pek çok kişinin mağduriyetine sebep olduğunu açıkladı. Yeni bir düzenlemenin gerektiğine dikkat çeken sendika hükümete mağduriyetleri giderecek düzenleme yapılması çağrısında bulundu. Özellikle 28 Şubat sürecinde mağduriyetlerin yaşandığını vurgulayan sendika, yeni bir düzenlemenin şart olduğunu ifade etti.

Özgür Eğitim-Sen'in açıklaması:

Daha önce Hükümet 17 Eylül 2011 tarihli KHK(Kanun Hükmünde Kararname) ile önceki yıllarda Kuran Kurslarında fahri öğretmenlik yapmış olan kişilerin kadrolu Kuran Kursu öğretmeni olarak atanmalarına ve kadroya alınmalarına ilişkin bir daha önce düzenleme yapıldı.

Hakları korunmalı

Söz konusu kararname ile 2005 yılı baz alınmış, bu tarihten itibaren "Bir yıl Kuran Kurslarında fahri öğreticilik yapmak" ve "yeterlilik belgesine sahip olmak", yeterlilik belgesine sahip olmayanların da "yeterlilik sınavına girerek başarılı olmaları" şartı ile kadro alımına gidilmişti. 2005 öncesi için de fahri öğreticilik yapma süresi 5 yıl olarak belirlendi.

Mağduriyetler giderilmeli

Şu günlerde vekil imam-hatip ve Kur'an Kursu öğreticiliği yapanların kadroya geçirilmeleri ile alakalı çalışmalar yapılmaktadır ve çok yakın bir zamanda neticelendirilecektir. Bu vesileyle 17 Eylül 2011 tarihli KHK ile 2005 yılı öncesine dair ortaya çıkan garip uygulama acilen tadil edilmeli ve bu vesileyle 2005 yılı öncesi görev yapmış olan Fahri Kur'an Kursu öğreticilerinin yaşadıkları mağduriyet giderilmelidir.

28 Şubat izleri silinsin

Özgür Eğitim-Sen olarak Türkiye'nin 90'lı yıllarda yaşamış olduğu politik gerilim ve bu yıllarda 28 Şubat darbesinin eğitim-öğretim ortamlarında yarattığı hak ihlalleri ile dolu pek çok mağduriyete şahidiz. Bu meselenin mağdurlarının da böyle bir sürecin gadrine uğrayarak kadroya alımlarının önce durdurulduğunu sonrasında ise bu insanların yok sayıldığını düşünüyoruz. Hükümetin ilgili organlarının bu doğrultuda kamuoyu vicdanını rahatlatacak bir adım atmasını bekliyoruz. Aksi halde bu düzenlemelerin hepsi ve kadroya alınma uygulamaları bir ihtiyaca cevap vermenin ötesinde sadece kadroya alınması öngörülen kişiler için uygun gelen şartların ilanından, icadından ibaret olacak ve böyle bir uygulama kamu vicdanında mahkum edilecektir.