Neşat GÜNDOĞDU/ANKARA
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezine bağlı Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsünün koordinasyonunda, Kovid-19'a karşı aşı ve ilaç geliştirme projelerini desteklemek için bir alt platform oluşturduklarını açıklamıştı. Bu kapsamda, Türkiye’de devam eden projelerden spesifik olarak bu virüse karşı dönüştürülebilecek olanlar ya da yenilikçi bir anlayışla çok hızlı şekilde netice alınabilecek projeler belirlendi ve destek süreçleri başladı.
Etkisini gösterecek
Türk Eczacıları Birliği Başkanı Erdoğan Çolak, koronavirüs (Kovid – 19) hastalığına karşı ilaç ve aşı geliştirme çalışmalarını Milat’a değerlendirdi. Antikor üretilmesinin biraz vakit alacağını belirten Çolak, ilacın vücuttaki etkisinin nasıl olacağını detaylıca anlatarak, “Üretildikten sonra antikorların kan akışı ile vücudu dolaşmaya ve karşılaştığı virüsü yüzeyindeki tanıdığı proteinlere bağlanarak etkisiz hale getirmeye, immün sistem hücrelerine hedef göstermeye ve teslim etme işlevini yapmaya başlayarak etkisini gösterecek” ifadesini kullandı.
Aşı Aralık’ta hazır
Aşılama ile amaçlananın pozitif bir döngü oluşturmak olduğunu dile getiren Çolak, “Bu virüse karşı aşı geliştirilmesi için öncelikle virüsün vücut dışında çokça üretilmesi, saflaştırılması ve in aktive edilmesi ve en son olarak da immün sistemi uyaracak dozda formüle edilmesi gerekmektedir. Bu süreç genellikle en az 1 yıl içerisinde tamamlanabilmektedir. Bazı kaynaklara göre, en iyi ihtimalle, kasım-aralık aylarında aşının hazır olacağı otoritelerce belirtilmektedir. Şu anki durumda COVID-19 aşısı geliştirilinceye kadar bu virüsün yayılımının en aza indirgenmesi adına önlemler ön plandadır. Bu virüsle enfekte olan herkesin çok ağır hasta olacağı ya da öleceği anlamı çıkarılmamalıdır. İmmün sitemi zayıf olan kişilerin özellikle yaşlıların ve kronik hastalığı bulunanların korunması bilhassa önemlidir” dedi.
İlaç spekülasyonu yapılıyor
Koronavirüs hastalığının tedavisi için kullanılabilecek ilaçlar konusunda çok fazla çarpıtma bilgi olduğunu söyleyen Çolak, “COVID-19 ile mücadele ederken ilaca, ilaç kullanımına ilişkin ne yazık ki pek çok spekülasyonun da etrafa yayıldığına şahitlik ediyoruz. Her şeyden önce bunlara kulağımızı kapatmamız gerekiyor. Halihazırda bazı ilaç protokolleri hastalar üzerinde uygulanıyor. Bildiğiniz üzere iyileşen hastalarımız da mevcut. Ancak karşı karşıya olduğumuz virüsle ilgili kesin tedavi edici ya da önleyici bir ilacın varlığından bahsetmemiz mümkün değil” şeklinde konuştu.
Virüsün yayılması önlenecek
Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezinde (UNAM) bu çerçevede proje yürüten Doç. Dr. Urartu Şeker, Kovid-19'a yönelik çalışmalara ilişkin değerlendirmede bulundu. Koronavirüsün hücreye tutunmasını engelleyecek proteinler üzerinde bir çalışma yürüttüklerini kaydeden Şeker, “Böylelikle hastalarda virüs parçacıklarının yayılması engellenmiş olacak. İki farklı proteinin tasarımı hızlıca tamamlandı, şimdi deneysel üretim aşamasına geçmek üzereyiz. Bu aşamadan sonra Kovid-19'a neden olan virüse karşı üretilecek proteinin test denemelerine başlanacak. Çalışmanın 6-9 ay içinde preklinik aşamaları da dahil olmak üzere tamamlanmasını planlıyoruz. Böylelikle enfekte hastalara verilebilecek etkili bir yeni nesil ilacın elimizde olacağını öngörüyoruz” bilgisini paylaştı.