Koro halinde yine karşılar!

Sosyal paylaşım ağlarında vatandaşların kişilik haklarını hiçe sayan denetimsiz boşluğu doldurmak adına batılı ülkelerdeki örnekler incelenerek hazırlanan sosyal medya düzenlemesine CHP ve HDP’liler her şeye olduğu gibi yine karşı çıktı.

YAHYA TEKİN

Sosyal paylaşım ağlarında kişilik haklarını hiçe sayan paylaşımların denetlenebilmesi ve söz konusu bu ağların Türkiye’de temsilci bulundurmalarını öngören sosyal medya düzenlemesine her şeye karşı çıktıkları gibi yine CHP’li ve HDP’li isimler karşı çıktı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Adıgüzel, "AK Parti, 'unutulma hakkı' adı altında kara geçmişini silmeye çalışıyor" derken CHP’li Tuncay Özkan ise tamamen denetimsiz bir alan olan sosyal medya platformlarına yönelik düzenlemeyi sansüre benzeterek yasa teklifine karşı çıkacaklarını söyledi. HDP’li Garo Paylan da yeni sosyal medya düzenlemesinin Meclis’ten geçmesi halinde “Son nefes borumuz da kesilmiş olacak” dedi.

Sosyal medya suç işleme alanı değil

TBMM Adalet Komisyonu Üyesi ve AK Parti İstanbul Milletvekili Abdullah Güler, hazırlanan sosyal medya düzenlemesine karşı çıkanların konuyla ilgili bilgi edinmeden doğrudan bir önyargı ile itham ettiğini söyledi. 9 maddeden oluşan bu teklif özellikle Almanya, Fransa ve Amerika’daki uygulamalar ile son derece benzerlik gösterdiğini kaydeden Güler, sosyal mecraların herkesin istediği gibi davranacağı, hiçbir denetimin olmadığı ve her türlü suçun işlendiği sorumluluğu olmayan alanlar olmadığını ifade etti. Güler, “Hem devletin egemenliği hem de kamu güvenliği açısından belli kuralların olduğu bir alan olmak zorunda. Gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin gerek Avrupa Adalet Divanı’nın, Anayasa Mahkememizin ve Yargıtay’ın bu konuda birçok görüşleri var” diye konuştu.

Emperyalistlerin sözcüleri

“CHP’liler antiemperyal bakış açısıyla hemen her olaya itiraz ederler ama burada emperyalistlerin sözcülüğüne soyunmuş görünüyorlar” diyen Güler, “Bu sosyal mecraların sahipleri baktığımızda küresel anlamda dünyanın en büyük şirketleri. Dünyanın en büyük şirketleri Türkiye’yi hiçbir kurala tabii olmaksızın istedikleri gibi davranacakları, her türlü suçun işlenmesine zemin hazırlayacakları, kişi hakları ve özgürlüklerini önemsemeden istedikleri gibi at koşturacakları bir alan olarak görmek istiyorlar” şeklinde konuştu. Güler, “Hem emperyalizme karşı olduğunu söyleyeceksin hem de bu şirketlerin belirli kurallar çerçevesinde Türkiye’de yasal temsilci bulundurmasını, mahkeme kararlarının uygulanmasını, özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini düşünen vatandaşlarımızın müracaatlarının değerlendirilmesi gibi konuları içeren düzenlemeye karşı çıkacaksın. Üzüntü verici bir durum” değerlendirmesinde bulundu.

Neye itiraz ettiklerini bilmiyorlar

Avrupa Adalet Divanı’nın özellikle ‘unutulma hakkı’ konusunda bir değerlendirmesi olduğunun altını çizen Güler, “2015 yılında ‘Google’ın kâr amacıyla yapmış olduğu faaliyet karşısında kişilerin kişilik hakları daha üstündür’ şeklinde bir karar bu. Dolayısıyla Google kâr edecek diye kişilerin haklarına zarar verilmesini kabul edemez buluyor ve söz konusu kişinin müracaatını haklı görüyor ve kendisine ait o veriler Google’den kaldırılıyor” dedi. “Muhalefete sormak lazım?” diye sözlerine devam eden Güler, “Ticari kâr güden dünyanın en büyük şirketlerin Türkiye’de daha çok para kazanması ve insanlarımızı daha fazla mağdur etmeleri mi arzu ediliyor? Bu düzenlemeye karşı çıkarken bu şirketlerin Türkiye’de nasıl faaliyet göstereceklerinin de cevabını vermeleri lazım. Aslında bir cevapları yok o nedenle ‘Sansüre hayır, özgürlüklerimiz kısıtlanıyor’ gibi genel geçer cümlelerle bir şeyler yapmaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.