BAE yönetimiyle varılan anlaşma kapsamında, Türkiye'de farklı alanlarda enerji yatırımları gerçekleştirilecek. Türkiye, bu projelerin yürütülmesinde yerli ve milli söyleminden vaz geçmeyerek yerlilik şartını eklemeyi planlıyor. Yerlilik şartı, Türkiye'de üretilen malzemelerin ve hizmetlerin tercih edilmesini ve böylece yerli ekonominin güçlenmesini amaçlamaktadır. Bu sayede enerji alanında yapılacak yatırımlar, ülkenin ekonomik büyümesine ve yerli sanayinin gelişimine katkı sağlayacaktır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın üçgün süren Körfez turunda ikili ilişkilerde yeni sayfa açılan BAE ziyaretiyle birlikte yapılan anlaşmaların yankıları devam ediyor. Enerji, uzay, sanayi ve savunma gibi çeşitli alanlarda gerçekleştirilen 50,7 milyar dolarlık 13 anlaşma imzalandı ve detayları ortaya çıkıyor.
Bu anlaşmalar kapsamında enerji alanında 29 milyar dolarlık yatırım yapılacak. Türkiye, rüzgar, güneş enerjisi ve termik santrallerin inşasını içeren projelerde çalışmalar yapacak. Ayrıca hidrojen üretimiyle ilgili çalışmalar da hız kazanacak.
Özellikle enerji anlaşmasının bir bölümünde Erdoğan ve kurmayları, çeşitli oranlarda "yerlilik" şartı eklenmesini istedi. Bu, sayede Türkiye'de üretilen malzemelerin ve hizmetlerin kullanımını teşvik ederek yerli ekonomiyi daha da güçlendirecek.
BAE ile yapılan anlaşmaların detaylarına göre, yatırımların doğrudan proje finansmanı, proje ortaklığı veya BAE'nin projeyi tamamen üstlenmesi gibi üç seçenek üzerinde duruluyor.
Bu adımların istihdamı artıracağı ve Türkiye'nin enerji alanındaki kapasitesini geliştireceği belirtiliyor. Stratejik ortaklık vurgusu ise anlaşmaların uzun vadeli ve stratejik iş birliklerini içerdiğini gösteriyor.
Stratejik ortaklık vurgusuBaşkan Erdoğan, BAE ile gelişen diyalog ve iş birliğine işaret ederek "İmzalanacak ortak mutabakat metni ile ilişkiler stratejik ortaklık düzeyine çıkmış olacak." ifadelerini kullanmıştı.
Erdoğan, yatırımların teşviki, güvenlik, yenilenebilir enerji ve taşımacılık gibi alanlarda hukuki altyapıyı sağlamlaştırmak istediklerini söylemişti.
Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri lişkileriTürkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasındaki ilişkiler, tarih boyunca değişkenlik göstermiştir. İki ülke, Orta Doğu coğrafyasında stratejik konumlarından dolayı birçok ortak noktaya sahiptirler. Her iki ülkenin ekonomik ve siyasi açıdan güçlü olması, bölgesel iş birliği ve istikrarı destekleme potansiyeline sahiptir.
Diplomatik ilişkilerin tarihi, 1971'de BAE'nin bağımsızlığını kazanmasıyla başlamıştır. İki ülke, diplomatik temsilcilikler açarak resmi ilişkilerini tesis etmiştir. Ancak, ilişkiler zaman zaman gerilimli dönemler yaşamış ve bazı konularda anlaşmazlıklar ortaya çıkmıştır.
Son yıllarda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve BAE lideri Şeyh Halife bin Zayid Al Nahyan'ın kişisel düzeyde yapıcı diyaloglar kurması, ilişkilerin gelişmesine ve iş birliğinin artmasına katkı sağlamıştır. Özellikle ekonomi, enerji ve turizm gibi alanlarda yapılan anlaşmalar ve iş birliği projeleri ilişkilerin güçlenmesine yardımcı olmuştur.
Ancak, bölgesel konularda bazı farklılıklar ve hassasiyetler de bulunmaktadır. Özellikle bölgesel siyasi krizler ve çatışmalar ilişkileri olumsuz yönde etkilemiştir. Türkiye ve BAE, bölgesel meselelerde farklı taraflarda yer alabilmekte ve bu durum ilişkilerde zaman zaman gerilime neden olabilmektedir.
Her iki ülke, karşılıklı çıkarları gözeterek, iş birliğini artırmak ve bölgesel istikrarı desteklemek amacıyla çeşitli diyaloglar ve müzakereler yürütmeye devam etmektedir. İlerleyen dönemlerde, ekonomi, ticaret, enerji ve turizm gibi alanlarda yapılan anlaşmaların yanı sıra bölgesel meselelere ortak çözümler bulma gayretleri, ilişkilerin daha da güçlenmesine katkı sağlayacaktır. Ancak, bölgesel koşullar ve siyasi gelişmeler, ilişkilerin seyrini etkilemeye devam edecektir.