Türkiye Maarif Vakfı (TMV) Kolombiya temsilciliğinin ev sahipliğinde başkent Bogota'da "Gazze'de Soykırım: Latin Amerika'dan Perspektifler" konusu ile düzenlenen panele ülkenin önde gelen üniversitelerinden akademisyenler katıldı.
TMV Kolombiya Temsilcisi Doç. Dr. Öner Buçukcu'nun moderatörlük yaptığı yuvarlak masa toplantısında akademisyenler İsrail'in Gazze saldırılarını, iki devletli çözümün olasılıklarını ve İsrail'in uluslararası medya üzerindeki kontrol ile algı oluşturma çabalarını ele aldı.
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesinde doktorası devam eden ve Kolombiya’daki bazı üniversitelerde ders veren Nestor David Medina, Orta Doğu'daki çatışmaların çözümü için teorik olarak çok fazla girişimin olduğunu ancak gerilimlerin azaltılması için çabaların sonuçsuz kaldığını söyledi.
Medina, bu konuların ele alınmasının topluma ışık tutacağını ve duyarlılığı arttıracağını belirterek, "Dünyanın gerçeklikleri bizi akademik düşüncenin ötesine geçmeye zorluyor. Latin Amerika'da bölgesel süreçleri anlamaya yönelik ciddi vizyon eksikliği var. Protestolar boş sembollerden ibaret kalıyor." dedi.
Los Andes Üniversitesinden Dr. Tomas Molina, İsrail hükümetinin uluslararası kamuoyunu 7 Ekim saldırılarıyla aldatmaya çalıştığını belirtti.
- "Filistinlilere küçücük bir yer bıraktılar"
"Sanki sorun 7 Ekim'de başlamış gibi bir algı oluşturmaya çalışıyorlar." diyen Molina, "Oysa Filistinli tarihçilerin de ispatladığı gibi Siyonistler, 19. yüzyılın sonlarına doğru göçe başlıyor. Eski İsrail Başbakanı Ben-Gurion liderliğinde 1948'den beri etnik temizlik yapıyorlar. Filistinlilere küçücük bir yer bıraktılar." diye konuştu.
- "Onlara göre Filistinliler, Ürdün ya da Mısır'a gitmeli"
Molina, İsrail devletinin kurulmasıyla on binlerce Filistinlinin evinden ve yurdundan edildiğini hatırlatarak, "Filistin kimliğini inkar etmeye yönelik politika uyguluyorlar, Filistinlilerin sadece Arap olduğu konusunda ısrarcılar. Onlar için Filistinlilerin nerede yaşadıklarının bir önemi yok. Onlara (Siyonistlere) göre Filistinliler, Ürdün ya da Mısır'a gitmeli." şeklinde konuştu.
Molina, uluslararası basında İsrail ile Filistin arasında beliren farkı da şöyle yorumladı:
"Kalıcı bir husus var, İsrail ve Filistinlilerin yargılanma şekli tam bir ikiyüzlülüktür. İsraillilerin yaptığı her şey meşru müdafaa olarak geçer, İsrail güvenlik güçleri, Filistinlileri gözaltına aldığında bu bir adam kaçırma sayılmaz, idari gözaltı denilir. Ancak bir Filistinli İsrailliyi kaçırırsa bu bir zorla alıkoyma eylemidir."
- "Filistin bir şekilde haksız çıkarılıyor"
Santo Tomas Üniversitesinden Dr. Alexander Gamba Trimino, İsrail'in Filistin halkına yönelik tutumunun akademik karşılığının "toplu imha" ve "sürgün" anlamına geldiğini belirtti.
Trimino, Latin Amerika medyasındaki İsrail algısına değinerek, "Kolombiya, Meksika, Şili ve Ekvador gibi ülkelerde İsrail-Filistin sorunu ele alınıyor ancak çoğu zaman İsrail'in meşru savunma hakkı ön plana çıkarılarak, Filistin bir şekilde haksız çıkarılıyor. Filistin'e yaptıklarını İsrail'in yüzüne vurmanın antisemitizmle bir ilgisi yok. Bunu kararlılıkla anlatmalıyız." ifadesini kullandı.
Gazze'de "soykırım" yaşandığını vurgulayan Trimino, İsrail hükümetinin yaptıklarını duyarlı Yahudi entelektüellerin de eleştirdiğini ve Gazze'deki katliamın uluslararası basında daha fazla görünür olması gerektiğini söyledi.
- "Toprakları çalınan bir ulustan bahsediyoruz"
Granada Askeri Üniversitesinden Dr. Margarita Cadavid Otero, Filistin sorununun Kolombiya'da ilk kez yuvarlak masada tartışılmasının "son derece" anlamlı bulduğunu söyledi.
Otero, "Soykırım tarih boyunca çeşitli şekillerde vuku bulan bir gerçekliktir. Nekbe'nin 76. yılı ve bir yandan sözde kazanılmış bağımsızlıktan, diğer yandan yurtlarından kovulan ve toprakları çalınan bir ulustan bahsediyoruz. Artık bugün kazanılmış bir söylem var. Fikirler açıkça söyleniyor ve İsrail'in eleştirilmesinin Yahudi düşmanlığıyla ilgisi olmadığı kademeli olarak anlaşılıyor." dedi.
Filistin devletinin kurulabilmesi için birçok tabunun yıkıldığını düşünen Otero, "Günümüzde bir farkındalık oluştu. Güney Afrika gibi ülkeler, Filistin'de yaşananlara dikkati çekti. Etnik temizlik ve soykırım arasında hiçbir fark yok. İsrail, antisemitizmin arkasına sığınarak aynı argümanları kullanamaz." değerlendirmesinde bulundu.
- "Netanyahu'nun bozulan imajını düzeltmesi artık mümkün değil"
Rosario Üniversitesi'nden Dr. Mauricio Jaramillo Jassir, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail aleyhine açtığı davanın önemine vurgu yaparak, "Çifte standart var, hepimiz biliyoruz ki, İsrail Başbakanını (Binyamin Netanyahu) Lahey'de yargılamak oldukça zor. Bu davadaki sonuç ne olursa olsun Netanyahu'nun bozulan imajını düzeltmesi artık mümkün değil." ifadesini kullandı.
Uluslararası medyada Müslüman karşıtlığı (İslamofobi) ve Arabofobi gibi kavramların tarihte hiç olmadığı kadar dillendirildiğine dikkati çeken Jassir, bunu yayanlara karşı "kararlı" mücadelenin elzem olduğunu belirtti.
Filistin'in Bogota Büyükelçiliği Siyasi Danışmanı Dr. Alexander Montero, Siyonistlerin, Filistinlilere yönelik inkâr politikası izlediğini ve onları yok saymaya devam edeceğini söyledi.
Montero, İsrail ile yapıcı bir diyalog kurmanın imkansızlığına değinerek şunları kaydetti:
"Onlar için Filistinlerin öldürülmesi demek, soykırım yapıldığı anlamına gelmez. Zaten sıklıkla bunu ifade etmekten de çekinmiyorlar. Günümüzde Filistinlilerin 5 farklı vatandaşa dönüştüğünü görüyoruz. Her birinin farklı bir gerçekliği var. İsrailli Filistin vatandaşları, Batı Şeria'daki Filistinliler, Gazze'deki Filistinliler, Filistinli mülteciler ve Filistin diasporası. İsrail, Gazze'deki çatışmalardan Filistinlileri sorumlu tutuyor, hiçbir sorumluluk almıyor, onlara göre tek suçlu Filistinliler. Kolombiya'daki bazı medya kuruluşları da maalesef buna çanak tutuyor. İsrail'in bu konuda bir gücü var, bunu görmek lazım."
Kolombiya Arap Kültürü Enstitüsü Direktörü Dr. Odette Yidi David, Birleşmiş Milletlerin (BM) 1947 tarihli Taksim Planı'nı anımsatarak, bu karar yüzünden Filistinlilerin topraklarından sürüldüğünü ve sürecin çıkmaza girdiğini belirtti.
- "Basına sansür uygulanıyor ve gerçekler gizleniyor"
İsrail'in Arap ülkeleriyle barışmasının Filistinlilere hiçbir fayda sağlamadığını anlatan David, "Filistinliler dikkate alınmadığı için bu anlaşmalar hiçbir işe yaramadı. İsrail toplumunun yeniden inşa edilmesi gerekiyor çünkü Filistinlilerin varlığını inkâr ediyorlar. Basına sansür uygulanıyor ve gerçekler gizleniyor." ifadesini kullandı.
David, Filistinlilere küçük yaşlardan itibaren "İsraillilerden nefret etsinler" diye ideolojik eğitim verildiğine dair hiçbir kanıtın olmadığını bunun İsrail'in propagandasından ibaret olduğunu kaydetti.
- "Bugün alışılmışın dışında uluslararası hukuk İsrail'e baskı yapıyor"
Externado Üniversitesinden Prof. Heidi Abuchaibe, Filistin halkına yapılan hukuksuzluğun durdurulabilmesinin tek çözümünün UAD olduğunu ve İsrail'in katliamlarının bu yolla durdurulabileceğini ileri sürdü.
Uluslararası hukukun "sebep ne olursa olsun" bir kenara bırakılamayacağını belirten Abuchaibe, "Bir değişime çok yakınız ve değişimler her zaman trajik oluyor. Filistin davasının çözümüne hizmet edecek tek şey hukuktan geçiyor. Bugün alışılmışın dışında uluslararası hukuk İsrail'e baskı yapıyor." diye konuştu.
Santo Tomas Üniversitesinden Dr. Diego Davila Benavides, Filistin için uluslararası arenada "küçük çaplı" zaferler yaşandığını ve yakın zamanda Filistin'in BM'de tam üye olarak tanınması için 143 ülkenin "güçlü" destek verdiğini hatırlattı.
Uluslararası medyada, akademide ve basında "ilginç" analizlerin yapıldığını dile getiren Benavides, soykırım tartışmasının bariz şekilde sansüre uğradığını kaydetti.
- "Uluslararası kamuoyunda kendisini mağdur gösteriyor"
Kolombiya Ulusal Üniversitesinden Dr. Roch Charles Little, Kolombiya'da etkili bazı medya kuruluşlarının Filistin'de yaşananları konuşmaya çekindiğini ve olanları üstünkörü yansıttığını söyledi.
İsrail'in tüm yaşananları 7 Ekim olayları üzerinden kurgulamaya çalıştığını belirten Little, "Uluslararası kamuoyunda kendisini mağdur gösteriyor, etkili yöntemlere başvuruyor ve buna inanan ciddi bir kesim var." dedi.