Haber: Doç. Dr. Burcu Zeybek
Haftalardır süren İsrail-Gazze gündemi yerini CHP'nin kurultay gündemine bıraktı. Bu danışıklı dövüşün sonucunu önceden tahmin etmek güç değil, ancak kurultayın detaylarında gelin detaylıca bakalım
Kurultayda -olaylar büyümese de- zaman zaman tansiyonun yükseldiği anlar oldu. Divan masasının bir ara görünmediği dahi oldu. Ama öne çıkan birkaç sert sözü dışında, yarışın kıran kırana geçmediğini de söyleyebilirim. Ortalama 45 dakika konuşan Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının kod adı: HANÇER idi.
“Sırtımdaki hançer ile seçime girdim” derken; son ana kadar adaylık konuşulmasına izin vermeyen, arka kapılarda bakanlıklar dağıtıp kendi adaylığını dayatan kendisi değil miydi?
“Kimsenin umutsuz olmaya hakkı yok” derken; 13 yıldır seçim kaybedip, seçmenin kırılan umudunu hiç düşündü mü?
Hitabetinde “Yabancı misyonun değerli temsilcileri…” derken kimi kastetti anlayan var mı?
“Milletvekilliğini üç dönemle sınırlayacağım” derken kendisinin kaç dönem partinin başında olduğunu hatırladı mı acaba?
“İktidar olmanın yolu toplumun tüm kesimlerine ulaşmaktan geçer.” derken; mutfakta video çekerek bu topluma ulaşabildiğini mi düşünüyordu?
“Gemiyi limana süreceğim.” derken geminin çoktan battığını bilmiyor mu?
“Ben dahil hiç kimse CHP’nin önüne geçemez” derken; partililerinden gizli yaptığı görüşmelerle partisinin önüne geçmedi mi?
“Demirtaş’ı demokrasi kahramanı ilan ederken, kendisinin terörden tutuklu olduğunu unuttu mu?
“Bay Kemal’in yol arkadaşı olmak zordur” derken kurmaylarından habersiz yaptığı pazarlıklara sineye çekmesini mi kastetti?
Liste bunun gibi uzar gider ama söylenen en doğru sözü Örsan Öymen’e aitti
“Sol, hayırseverlik yapmak değil düzeni değiştirmektir.”
CHP logosuyla 39 milletvekilliği dağıtan genel başkana son sözü söyledi.