Kobani'nin geleceği

Kobani'nin Türkiye sınırı hariç bütün çevresi hala kuşatma altında olup, IŞİD bütün giriş çıkış yollarını kontrol etmektedir. Böyle bir durumda insanların ihtiyaçlarını temin etmesi mümkün değildir. Türkiye her şeye rağmen Kobani halkına yardım elini uzatmalı su, yiyecek, elektrik ve tüm insanı ihtiyaçlar dahil olmak üzere, şehrin yeniden imarı hususunda elinden geleni yapmalıdır.

Abdulkadir İkbal

Suruç'un yanı başında olup, birçok vatandaşımızın akrabalarının bulunduğu Kobani ile sıkı bağlarımız vardır. Kobani'ye defalarca gittim. Şehrin birçok yerini bilirim. Akrabalarımın Kobani'de bulunması nedeniyle bazı köyleri gezdim. Denilebilir ki Suruç'u adeta ikiye bölmüşler. Kemal Sunal'ın propaganda filmi sanki Suruç ile Kobani'yi anlatıyor. Son olaylarda Kobanin Mınaz köyünden yirminin üzerinde akrabam öldürüldü. Bunların çoğu gençti ve ailelerinin ocağına ateş düştü, bunun gibi birçok ailede aynı durumda. Olan oldu hesap Allah'a kaldı. Bundan sonra Kobani ne olacak sorusunu kendimize de sormamız lazım. Çünkü Kobanililere ne haliniz varsa görün diyemeyiz ve onları kendi hallerine terk edemeyiz

Son zamanlarda Kobani'de yoğunlaşan savaşta, gerek Amerikan uçaklarının attığı bombalar ve gerekse IŞİD 'ın fırlattığı füze veya top mermileri Kobani'yi tanınmaz hale getirmiştir. Savaşın durmasından sonra bir askeri yetkili Kobani ve çevresinde yüzde elli civarında patlamamış mühimmat olduğunu söylüyordu. Evlerine dönen bazı insanlar patlamamış mermilerin patlaması sonucu hayatını kaybetti.. Bu durum açıkça gösteriyor ki, Kobani ve köyleri adeta mayın tarlası haline gelmiştir.

Ayrıca enkaz altında kalmış yüzlerce ceset kaldırılamamış ve bundan dolayı dayanılmaz kokuların etrafa yayılmıştır. Yaşanmaz hale gelen bu şehir de salgın hastalıkların yaygın hale gelmesi için bütün sebepler mevcuttur.

Kobani de binlerce ev ve işyeri yerle bir olmuş, şehrin en az yüzde yetmişi yığın haline gelmiş ve şehrin sadece batı kısmında bazı binalar ayakta kalmıştır. Kobani'nin Türkiye sınırı olan kuzeyi hariç diğer bütün çevresi hala kuşatma altında olup IŞİD bütün giriş çıkış yollarını kontrol etmektedir. Böyle bir durumda insanların ihtiyaçlarını temin etmesi asla mümkün değildir. İhtiyaçların Türkiye sınırından temin edilmesinden başka bütün kapılar kapalıdır.

Kobani'de devlet olmadığından örgütlerin oradaki varlığı bir başka hususu gündeme getirmektedir. Devletlerin anayasaları, yasaları olur. Ama örgütlerin devletler gibi yasaları yoktur. Örgüt mensuplarının vereceği karar oradaki hukuku belirlemektedir.

Devasa bir yığın haline gelen Kobani de ve yürümek bile imkansız hale gelmiştir. Yıkılan binaların enkazını kaldırmak başlı başına çok büyük bir külfettir. Şehrin yeniden inşa edilmesi için çalışmalar başlasa bile tapu ve imar konusundaki büyük sıkıntılar gündeme gelecektir. Bu şehrin ayağa kalkması için çok büyük bir masraf ve zamana ihtiyaç vardır.

Kobani'nin çevresi bildiğim kadarıyla tapulu arazilerden oluşmaktadır. Hak sahiplerinin rızası olmadan yeni bir şehir inşa etmek, hukuki açıdan meydana gelebilecek zorluklarla yüklüdür. Kobanide su, yiyecek, giyecek, elektrik ve daha başka temel ihtiyaçlar olmadığı gibi şehrin alt ve üst yapısı da tamamen harap olmuştur. Diyeceksiniz ki bu bilgileri nereden alıyorsun.. Çünkü benim orada binlerce yakın akrabam var, bazılarıyla görüşüyor ve bire bir onlardan aldığım bilgileri sizinle paylaşıyorum.

Kobani ve köylerinde bu yıl tahıl ekilememiş, hayvan sahipleri hayvanlarını Türkiye ye getirip sattıklarından, ziraat ve hayvancılık tamamen yok olmuştur. Türkiye her şeye rağmen Kobani halkına yardım elini uzatmalı su, yiyecek, elektrik ve tüm insanı ihtiyaçlar dahil olmak üzere, şehrin yeniden imarı hususunda elinden geleni yapmalıdır. Hatta bazıları Türkiye'ye muhalif olsa bile, siyasi alandaki yorumları bir kenara bırakarak, insanların insanca yaşamalarına zemin hazırlamak hem İslami ve hem de insani bir görevdir. Yıllardır büyük ızdırap çeken kardeşlerimize, kardeşlik görevimizi yapmanın zamanıdıru2026