Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Avrupa Birliği (AB) Komisyon Başkan Yardımcısı ve Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in AB adına kapalı Maraş hakkında yaptığı açıklamaya yanıt verildi.
Açıklamada, "AB Yüksek Temsilcisi Borrell, AB adına 27 Temmuz 2021 tarihinde kapalı Maraş hakkında, her zamanki gibi, yanlı bir açıklama yapmıştır. Kıbrıs Türk halkının ve devletinin varlığını yok sayan AB'nin, kapalı Maraş'ın KKTC toprağı olduğunu ve kapalı Maraş'ta atılan adımların, KKTC devleti ve hükümeti tarafından atılmakta olduğunu artık idrak etmesi gerekmektedir." ifadeleri yer aldı.
KKTC'nin, Ada'da bir anlaşmaya varılmasına fırsat tanımak maksadıyla son döneme kadar kapalı Maraş ile ilgili hiçbir adım atmadığı hatırlatılan açıklamada, müzakere masasında harcanan 50 yılı aşkın süre içinde ortaya çıkan tüm anlaşma fırsatlarının Rum tarafınca hunharca reddedilmesinin, Ada'da statükonun sembolü haline gelen kapalı Maraş'a ilişkin adım atılmasını zorunlu kıldığı kaydedildi.
Açıklamada, "Bugüne kadar kapalı Maraş'ı da içeren tüm anlaşma planları ile Güven Yaratıcı Önlemler Rum tarafınca topyekün reddedilmiştir. Yıllardan bu yana statükonun sembolü haline gelen kapalı Maraş'ta, Kıbrıs Türk tarafının, uluslararası hukuk çerçevesinde ve özel mülkiyet hakkını gözeterek atmakta olduğu adımlar, Rum halkı arasında da memnuniyet yaratmıştır. KKTC tarafından yapılan açılımların amacının başta AB tarafından saptırılması, AB'nin taraflı tutumunun açık bir göstergesidir." ifadeleri yer aldı.
"AB, adaletsiz bir yaklaşım sergilemektedir"
Rumların tek amacının, Kıbrıs Türklerini ilelebet müzakere masasına hapsetmek ve anlaşmazlığın yarattığı statükonun vermiş olduğu rahatlık ile yoluna devam etmek olduğunu vurgulanan açıklamada, Kıbrıs Türk halkı üzerinde var olan haksız izolasyonun sona ermesi için bugüne kadar vermiş olduğu sözleri tutmamış olan AB'nin, Kıbrıs Türk halkının ekonomik olarak kalkınmasına imkan tanıyabilecek her türlü girişimin önüne set çekmeye çalıştığı belirtildi.
Açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
"AB, bir yandan Ada'da bir anlaşmaya varılmasını istediğini iddia ederken diğer yandan da Ada'daki bir tarafın varlığını yok sayarak, diğerini yücelten, tek kelime ile adaletsiz bir yaklaşım sergilemektedir. Bu yaklaşım, Rumların uzlaşmaz tavrının yegane kaynağıdır. KKTC'nin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsüne saygı duyulmasının Ada'da bir anlaşmaya varılması için elzem olduğu gerçeği AB tarafından er ya da geç idrak edilecektir."