Ertuğruloğlu, Dışişleri Bakanlığında gazetecilere, Rum Lider Hristodulidis'in terör örgütü EOKA ile ilgili bir etkinliğe katılmasının ardından yaptığı "EOKA'yı gelecek nesillere aktarmak görevimizdir." açıklamasını değerlendirdi.
EOKA'nın, Kıbrıs'ı bir Helen adası yapmak için sahneye çıkmış bir örgüt olduğuna işaret eden Ertuğruloğlu, Rum liderliğinin ısrarla "EOKA'yı ulusal özgürlük, hürriyet ve bağımsızlık mücadelesi veren kahramanlar örgütüymüş" gibi gösterme çabası içerisinde olduğunu vurguladı.
Ertuğruloğlu, EOKA'nın ne olduğunu herkesin bildiğini kaydederek, "EOKA'nın terör eylemlerini gelecek nesillere aktarmakla ırkçı söylem ve politikalarını gündemde tutuyorlar. Bunları kale almak son derece gereksiz ve zaman kaybından başka bir şey değildir. Bu Ada'da özgürlük mücadelesi veren, ırkçılık ve faşizmle mücadele eden bir örgüt varsa o da Türk Mukavemet Teşkilatı'dır (TMT)." diye konuştu.
"Crans Montana'daki görüşmeler, tekrar dönülmek üzere bitirilmiş müzakereler değil"Kıbrıs'ta resmi müzakerelere dönülmesi konusunda da Rum kesiminden son dönemde açıklamalar yapıldığını hatırlatan Ertuğruloğlu, BM Güvenlik Konseyi ve kararları doğrultusunda iki taraf arasındaki görüşmelerin, en son İsviçre'nin Crans Montana kentinde çöktüğünü ve KKTC'nin egemen eşit olarak uluslararası statüsünün tanınmadan tekrar müzakerelerin mümkün olmayacağını belirtti.
Crans Montana'daki görüşmelerin tekrar dönülmek üzere bitirilmiş müzakereler olmadığının altını çizen Ertuğruloğlu, şunları kaydetti:
"O süreç, Crans Montana ile bitmiştir, kapanmıştır, o devir sona ermiştir. Rum tarafı, bunu algılamakta zorlanıyor veya bilerek algılamak istemiyor. Sanki görüşmeler, Crans Montana'da geçici bir süre durduruldu, şimdi aynı yerden tekrar devam edelim. Bunu yaptığımız kesinlikle söz konusu değildir. O süreç bitmiştir. Her zaman aynı şeyleri tekrarlayarak farklı neticeler beklemek söz konusu değildir. 60 yılımızı boşuna harcadık, bize 60 yıl harcattırdılar. 60 yılı bırakın, 60 dakikamızı dahi boş harcamaya niyetimiz yok."
Rumların, Avrupa Birliği'ni (AB) Kıbrıs meselesine dahil etme çabalarını da eleştiren Ertuğruloğlu, AB'nin kendi ilke ve prensipleriyle, hatta üyelik kriterleriyle çelişerek Rumları Birliğe aldığını, bu nedenle de Kıbrıs Türk halkından özür dilemesi gerektiğini belirtti.