SÜLEYMAN KARAKULLUK
TÜRK gıda sanayinin gelişmesinde, büyük hizmetleri bulunan ve mücadeleci kişiliği ile tanınan, 'Ülker' adını ülke dışına taşıyan Sabri Ülker beyin (1920 - 2012) hayatı 'Sabri Ülker' adı ile kitaplaştırıldı.
Her biri kendi alanında uzman değerli isimlerin, gelecek nesiller tarafından tanınması ve ülkemize kazandırdıkları değerlerin, daha fazla insan tarafından bilinmesi amacı ile Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (Müsiad) tarafından hazırlanan 'Saygı Kitaplığı' projesi kapsamında yer alan Sabri Ülker kitabı, Araştırmacı Gazeteci Yazar Şamil Kucur tarafından kaleme alındı.
Kırım Türklerinden
Kadim Türk Yurdu Kırım'da, Aluşta-Korbeg'de 1920'de başlayan; İstanbul'da Fatih Medresesi ve Dar'ül Muallim mezunu Hacı İslam Efendi ile Hatice Gülsüm Hanımın oğlu Sabri Beyin, 92 yıllık hayatının anlatıldığı bu kitapta, ailenin yaşadığı acı ve tatlı hikayeleri okuyacaksınız.
Hayırlarını saklardı
Kitabın yazarı Şamil Kucur, 92 yıllık ömrünün büyük bir bölümü, gıda sanayinin içinde ve en öndeki isimler arasında yer almasına rağmen, Sabri Ülker ve ailesinin medyada yer almayı tercih etmediğini belirtiyor. Sabri Ülker'in zorluklar, yokluklar içinde yaşama mücadelesi veren, yılmayan, pes etmeyen, milli ve manevi değerlere bağlı bir iş adamı, hayır sahibi bir insan olduğunu belirten Kucur; "Sabri Bey'in yaptığı hayır hasenat işlerini çoğu kimse bilmez. Çünkü Sabri bey, bunun geniş kitlelere duyurulmasını istemezdi. Hayır işlerinin, sadece Allah ile kendi arasında kalmasını arzu edirdi" diye konuştu.
Sabri Ülker, çocukluk yıllarında babası, annesi ve aile fertleriyle görülüyor.
İlkelerinden taviz vermezdi
MÜSİAD Saygı Kitaplığı serisinde merhum babam Sabri Bey’e yer verilmesi beni çok mutlu etti. Ben kendimi bildim bileli babama saygı duydum. Hem işinde hem hayatında ilkelerinden asla taviz vermezdi. Babamın bize aşıladığı en önemli özelliklerden biri de hayırseverlikti. O, hayır işlerini hayatının bir parçasıymış gibi yapardı. Biz de ondan öğrendik. Çok çalışırdı. Çalışmanın olmadığı yerde hayatın olmadığının da bilincindeydi. Bu vesileyle babamı rahmetle anıyorum.
(Murat Ülker-Godiva Yönetim Kurulu Başkanı ve Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi)
Çalışma azmi örnek olacaktır
MÜSİAD'ın her tuğlasında bir münevverin, bir girişimcinin katkısı vardır. Onlar ki kimsenin ortada olmadığı, meydana çıkmadığı zamanlarda hem var olmuşlar, hem de diğer insanlar için örnek olup yol açmışlardır. Bu kişiler kazancın sadece dünyada değil, ukbada olacağına inanmış isimlerdir. Bunlardan birisi de rahmetli Sabri Ülker beydir. Saygı Kitaplığı’nda Sabri Ülker Bey'in yer alması bizleri mutlu etmektedir. Onun hayatı ve çalışma izme, iş adamlarımıza örnek ilham verecektir.
(Abdurrahman Kaan- MÜSİAD Genel Başkanı)
***************************************************************
Ada'dan kurtuluş yok
AMERİKALI hanım yazar Lyne Matson'un "ADA" serisini okumadıysanız, bir yerlerden bulup buluşturun okuyun derim. Matson, öyle bir seri yakaladı ki, ADA'nın tutkunları, okurken kapıldıkları heyecandan kurtulamadı.
1-Ada-Var Olmayan Bir Adadan Nasıl Kurtulursun? Yolda yürürken kendinizden geçiyorsunuz, gözlerinizi açtığınızda hiç bilmediğihiz bir yerdesiniz. Bir Ada'da... İyi de bu Ada'ya nasıl geldiniz, kim getirdi sizi buraya?.. 17 yaşındaki Charley, uyandığında kendini kayalık bir alanda buldu. Kalktı, bulunduğu yeri keşfe çıktı ve buranın bir ada olduğunu anladı. Peki bu Ada'dan nasıl kurtulacaktı. Bu o kadar kolay değildi, hatta belki de imkansızdı..
2-Ada - Sırlar Çözülüyor... Charley, Ada'ya ölümcül bir oyun için getirildiğini anlamıştı günler sonra. Burası Nil Adası'ymış. Buradan kaçmak için 365 günü var. Aksi takdirde ölecek, daha doğrusu öldürülecek. Charley, Ada'da kendisinden başkalarının da olduğunu öğrenmiştir. Fakat burada bir hiyerarşik terör de mevcuttur. Peki Charley, bu terörden nasıl kurtulacaktır?
3-Ada Yanıyor... Adadakiler kaçmanın yolunu bulacak mıdır? Bulmalıdırlar, yoksa ölecekler. Bu lanet yerin korknuç döngüsünü kırma vakti gelmiştir hatta çoktan geçmiştir bile... İyi güzel de bunu nasıl başaracaklardır? Ada'yı yakmak çözüm olabilir mi? Kimler Nil Adası'na geri dönecek ve kimler hayatta kalmayı başaracak. Müthiş bir gerilim ve aksiyon sizleri bekliyor.
*******************************
Sultan Vahdettin
Prof. Dr. Metin Hülagü'nün kaleme aldığı, Timaş Yayınları'ndan çıkan "Sultan Vahdettin" isimli eserde, Osmanlı'nın son padişahının başından geçenler anlatılıyor. Vahdettin'in karakteri, şahsiyeti, izlediği politika, ve İngiltere'ye iltica edişine uzanan yol. Onun, İstanbul'dan ayrılışının yanı sıra Saltanat'ın kaldırılışı, Veliahd Abdülmecid Efendi'nin halife seçilmesi, Hilafet'in kaldırılması, Osmanlı Hanedanı'nın sınır dışı edilmesi. Ve haliyle sürgün edilen Osmanlı ailesinin maddî yardım arayışları. Sultan Vahdeddin neden Osmanlı topraklarını terk etti? Mustafa Kemal'in saraydaki casusları kimlerdi? Sultan Vahdeddin'in el yazısıyla dünya liderlerine yazdığı mektuplar... Osmanlı Hanedanı'nın sürgünde yaşadıkları acı olaylar...
*****************************************
Darbenin Kayıp Saatleri
METE Yarar ve Ceyhun Bozkurt'un yazdığı, "Darbenin Kayıp Saatleri" isimli, Destek Yayınları'ndan çıkan kitap, 15 Temmuz gecesi yaşananların perde arkasını anlatıyor. Mete Yarar'ın verdiği bilgiler çok enteresan. TSK içindeki hainlerin, neler planladıkları ancak planlarının nasıl suya düştüğü anlatılırken, insanın tüyleri diken diken oluyor. Yarar'ın kitapla ilgili söylediği şu cümleye dikkatinizi çekiyorum: "15 Temmuz gecesi kripto bir suç örgütü tarafından bireylere yönelik değil Türk milletine karşı bir cinayet işlendi."
*****************************
Dil ve Edebiyat'ın 145’inci sayısı çıktı
Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği tarafından aylık olarak yayımlanan Dil ve Edebiyat dergisinin Ocak 2021 sayısı şiir, hikâye, deneme, makale türünde farklı kuşaklardan kalemlerin birikimini bir araya getiriyor. Kelime ve kavram incelemelerinin yanı sıra şiir ve eser tahlillerine yer veren sayıda hikâye ve şiirler de geniş yer buluyor. 145’inci sayısına ulaşan Dil ve Edebiyat dergisi, bu ay da okurlarına kelime ve kavramlara eğilen makalelerden tahlillere, şiirden hikâyeye uzanan geniş bir yelpaze sunuyor.
*********************************************
Toplumsal Tarih 325. sayıya ulaştı
Toplumsal Tarih, 2021 yılının ilk sayısında 20 Ocak 1921 tarihinde yasalaşan Teşkilât-ı Esasiye Kanunu'nun (bir başka deyişle 1921 Anayasası'nın) kabul edilişinin yüzüncü yıldönümü vesilesiyle hazırlanan özel bir dosyayla okurlarla buluşuyor. Ahmet Demirel editörlüğünde derlenen bu dosya, “anayasal gelişimimiz” içerisinde istisnai ve özel bir yere sahip olan bu kanunu her yönüyle, ayrıntılı bir biçimde değerlendiren makalelerden oluşuyor. Dosya, Türkiye'nin bitmeyen “anayasa sorunu” ve bu çerçevede ele alınan yönetim sistemi, haklar ve özgürlükler gibi meselelerinin tartışılmasına katkı sunacak.