Çalışma Bakanı Faruk Çelik, kıdem tazminatı hakkında sorulan soruları cevapladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, NTV'de soruları yanıtladı.
Uzunca bir süredir çalışma hayatı açısından üzerinde en çok konuştuğumuz konulardan biri kıdem tazminatıydı. Hükümet programında kıdem tazminatı için fon kurulacağı yer almıyor. Bundan vaz mı geçildi?
62. hükümet programı son derece önemli, atılım dönemini içeren bir program. Önemli başlıklar içeriyor, demokrasi açısından, öncü Türkiye başlığı açısından ele alındığı zaman iddialı bir program olduğunu söyleyebiliriz. Bu programın en önemli unsurlarından biri sayın cumhurbaşkanımızın bıraktığı siyasi ve ekonomik mirasa karşı bir taahhüt. 12 yıl çok önemli hizmetler yapıldı bunlar kaldığı yerden daha ileri taşıyacak bir program.
Kıdem tazminatı 61. hükümetin programında var olan bir ifadeydi. Burada ifade etmiyoruz ama ortadan kaldırılmış anlamında değil. Kıdem tazminatı gibi son derece tarafları çalıştıran ilgilendiren bu konuda uzlaşma sağlanmadıkça bunu raftan indirilememesi şeklinde sayın cumhurbaşkanımızın açık bir ifadesi oldu. Dolayısıyla yazmaktan ziyade uzlaşıyı gerektiren bir durum. Hak-İş direkt destek veriyor mesela. Türk-İş bu konuyu değerlendiriyor. DİSK de diğer sendikalarda bu konuyu değerlendirmek zorunda. Uzlaşma konusunda mücadele veriyoruz o gerçekleşince bunu masaya alacağız. Kıdem tazminatı meselesini çözmediğimiz sürece emeğin maalesef mağduriyeti devam edecek.
Programdaki ifadeyle emekli olunduğunda olabilecek gelir kayıplarını azaltmak amacıyla tamamlayıcı emeklilik sistemini kurup yaygınlaşmasını sağlayacağız deniyor. Burada ne öngörüyorsunuz?
Üç çeşit emeklilik var. Birisi kamu emekliliği. Bir diğeri tamamlayıcı emeklilik olarak bir prim ödüyor çalışan ve emekli maaşları normal maaşın altında şu anda ve bu ödediği prim ile ikinci bir emekli maaşı kazanmasına tamamlayıcı emeklilik diyoruz. Bir tasarruf aracı olacak bu tamamlayıcı emeklilik. Çalışanlarımızın da ikinci bir maaş olarak yansımış olacak. Üçüncü emeklilikte bireysel emeklilik o da Türkiye'de olan bir düzenlemedir.
Sadece çalışan tarafında mı ödenecek ilave prim yoksa işvereninde bir katkısı olacak mı?
İşçi işveren boyutuyla konu ele alınmıyor aynı zamanda devletinde katkısı olacak bireysel emeklilik gibi. Çalışmalarımızı hızlı bir biçimde tamamlayıp vatandaşlarımızın ek gelir ele etme imkanını sağlamış olacağız.
Nüfusun tamamını sosyal güvenlik sistemi altını almak. Şu anda sosyal güvenlik şemsiyesi altındaki nüfusun oranı kaç? Bu nüfus hangi yolla sisteme dahil edilecek?
Şu anda 63 milyon vatandaşımız sosyal güvenlik kapsamı altında. Geri kalan vatandaşlarımız bu kapsamın dışındalar. Çalışanlarla emeklilikler ve onların kapsamında olanlar bunlar. Geriye kalanlar çalışmayanlar demek ki. Son 5 yılda 5 milyon 300 bin istihdam gerçekleştirdik. Dolayısıyla bunu daha da arttırmamız gerekiyor. Bir taraftan emeklilik sayısı artıyor ve 77 milyona doğru hızla devam ediyoruz. Genel sağlık sigortası açısından olaya bakacak olursak yüzde 99 nispetinde vatandaşlarımızın kapsamda olduğunu söyleyebiliriz.
Uzun bir süredir istihdam politikaları ya da bu tür stratejiler üzerinde konuşurken esnek çalışma modelini görüyorduk. Bu programa güvenceli esneklik gibi bir ifadeyle yerleştirilmiş. Part time çalışma için hangi sektörleri daha uygun görüyorsunuz? Öncelikle gruplar açısından neler yapılacak?
Bu taraflar arasından çok yoğun gündeme aldığımız işverenin mutlaka bu esnekliğin sağlanması gerektiği, işçinin karşı çıktığı bir uygulama. Bu konuda istediğimiz ölçüde bir mesafe alamadık. Kayıt dışılık tarım sektöründe çok yaygın. Oralarda istihdam bürolarını devreye koymakla mümkün olabileceği yönünde görüşümüz var. Ayrıca esnek çalışma açısından istihdam bürolarının süreli olmak kaydıyla 3-4 aylık dönemler içinde diyelim 4 aylık doğum izni var, bu sürede bir başkasının istihdamını mümkün kılacak düzenlemelerin mutlak suretler yapılması gerektiği konusunu sendikalarla açık şekilde konuşuyoruz. Ama bunun bir örgütlenmenin önüne geçen esnek çalışmanın örgütlenmenin önüne geçen bir düzenlemeye dönüşmemesi gerektiği şeklinde bakanlık olarak bizde bu güvenceyi veriyoruz. Bu istihdam bürolarını emeğin sömürüsüne, örgütlenmesine, hak kaybına ve iş güvencesini ortadan kaldıracak bir düzenleme olarak değil kayıt dışılığı ortadan kaldıracak bir düzenleme olarak gerçekleştirmemizin çok yararlı olacağı konusunda bir noktadayız. İyi niyetli olmayanlar, konuyu anlamayanlar işçinin iş güvencesini ortadan kaldıran bir çalışma yapılıyor gibi bir yaklaşım olabilir. Ama çok net biçimde amacımız elde ettiği haklara dönül değil işçinin kayıt dışılığı kaldırmak.
Kamuyu kapsayacak mı bu esnek çalışma modeli?
Bizim personel rejimimiz çok parçalı bir personel rejimi. Öyle tahmin ediyorum ki bu yoğun seçim dönemlerinde temek konuları tartışmak çok zor. Ama Türkiye'nin önünde son derece verimli bir zaman dilimi var. Taraflarla oturup mutlak suretle bizim personel rejimimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. Bir vatandaş yarı zamanlı çalışmak istiyorsa bir anne düşünelim bir baba düşünelim yarı zamanlı çalışmayla öğleden sonra çocuğuna zaman ayırmak istiyor evine zaman ayırmak istiyor. Bunu sistem sağlamalı. Taraflarla görüşmeden uzlaşmadan bir şeyin çözülmesi de söz konusu değildir.