ALİ ADAKOĞLU
CESET NEREDE?
İnfaz timine cinayet talimatını kimin verdiği de ortaya çıkarılmalıdır. Kaşıkçı’nın cesedinin akıbeti ne oldu? Gömüldü ise nereye defin edildi? Yoksa parçalanıp kaçırıldı mı? Bizler uluslararası düzeyde de bu olayın takipçisi olacağız.
PYD MEŞRULAŞTIRILMAK İSTENİYOR
ABD’nin PKK’lı üç isim için para ödülü koymasını geç kalmış bir adım. Biz bunu, PKK ile PYD’nin ayrı yapılar olduğu iddiasını meşrulaştırmak için ortaya atılmış bir oyun biçiminde telakki ediyoruz. Tabii ki bu oyuna gelemeyiz, gelmeyiz.
MAHMUR DAĞITILACAK
Uluslararası camianın PKK konusunda çok büyük vebali var. BM’nin çok büyük vebali var. Sadece Kandil değil, bir de Mahmur Kampı meselesi var. Mahmur, PKK’nın kuluçka yuvası. Şu anda orada 12-13 bin kişi var. BM de artık bu işten bıktı. Orayı dağıtma havası içinde.
YEMEN SURİYE OLMASIN
Yemen’de on binlerce insan açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Yemen’deki gidişat iyi değil. Sefalet, açlık meydana gelirse Yemen’de de Suriye’dekine benzer bir durumla karşılaşılabilir. BM, daha dinamik hale getirilmeli, müdahale edebilme gücü olması lazım.
Fransa’daki anma törenlerine katılan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, yurda dönüşte uçakta gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Paris’te dünya barışına yönelik hedefleri ele aldıklarını dile getiren Erdoğan, bunun yanında bugün dünyada savaşların, krizlerin, kaosun ara vermeden devam ettiğine dikkat çekti.
Oyuna gelmeyiz
Paris’te ABD Başkanı Trump ile PYD, YPG, FETÖ, Suriye, Halkbank konularını ve ikili ilişkileri ele aldıklarını dile getiren Erdoğan, Cemal Kaşıkçı meselesini de etraflıca görüşme fırsatı yakaladıklarını söyledi. ABD’nin PKK’lı üç isim için para ödülü koymasını geç kalmış bir adım olarak değerlendiren Erdoğan, “Biz bunu, PKK ile PYD’nin ayrı yapılar olduğu iddiasını meşrulaştırmak için ortaya atılmış bir oyun biçiminde telakki ediyoruz. Tabii ki bu oyuna gelemeyiz, gelmeyiz. Aslında YPG’nin yaptığı açıklama da ABD’lileri yalanlıyor. Açıklamada, PYD-YPG olarak esasen PKK’dan ayrı olmadıklarını belirtiyorlar. Bunu artık ABD’nin de görmesi gerekiyor” dedi.
Putin Türk Akımı için İstanbul’a gelecek
Uluslararası diplomasi çalışmalarını sürdüreceklerini kaydeden Erdoğan, Türk Akımı Boru Hattı’nın deniz kısmının tamamlanması münasebetiyle19 Kasım’da İstanbul Yenikapı’daki törene Putin’in de katılacağını duyurdu. Erdoğan, 26 Kasım’da ise Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Toplantısı’nın altıncısını İstanbul’da gerçekleştireceklerini, Katar Emiri’nin Türkiye’ye geleceğini açıkladı. Başkan, Kasım sonu ve Aralık başında G-20 zirvesine katılmak için Arjantin’e gideceğini duyurdu.
Başkan Erdoğan’ın gazetecilere verdiği mülakat şu şekildedir:
Emri üst makamlar verdi
-ABD Başkanı Trump’la Kaşıkçı cinayetini de ele aldığınızı ifade ettiniz. Cinayeti hangi çerçevede, hangi boyutlarıyla ele aldınız?
Kaşıkçı cinayetini akşam yemeğinde ele aldık. Kaşıkçı cinayetini konuşurken görüşmemize Merkel ile Macron’u da dâhil ettik. Dörtlü olarak Yemen’deki durumu da konuştuk. Kaşıkçı cinayeti konusunda bizim yaklaşımımızın ne olduğunu, Washington Post’ da yayınlanan yazımda ortaya koyduğumu anlattım. Bu cinayetin, önceden planlanmış olduğu; emrin Suud’taki üst makamlardan geldiği ortada. Kendisine sonsuz saygı duyduğum Hadimü’l-Harameyn Kral Selman hakkında benim bu tür bir şey düşünmem asla mümkün değildir. Ancak biz, talimatı verenin kim olduğunun da ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Bu talimatı kim vermiş, cinayetle alakalı olarak tutuklananların konuşmaları, bunu söylemeleri lazım.
Katilleri ortada, aramaya gerek yok
Katilleri sağda solda aramaya gerek olmadığını Sayın Trump’a da söyledim. Bir defa katiller bu 18’in içindedir. Cinayetin hemen akabinde, yetkili ağızların Kaşıkçı’nın konsolosluktan çıktığını iddia ettikleri açıklamaları var. Böyle bir şeyin olması mümkün mü? Çünkü nişanlısı dışarıda bekliyor. Kaşıkçı o kapıdan ya da başka bir kapıdan çıkacak, nişanlısını almadan oradan ayrılacak? Böyle bir şey olabilir mi? Bu olayda bir şeylerin döndüğü çok açık ve net ortada. Suud Dışişleri Bakanı Adil el-Cübeyr’in bu işte bir yerli işbirlikçiden söz ettiği yönünde haberler çıktı. Daha sonra ‘El-Cübeyr öyle bir şey söylemedi’ dediler.
Kayıtların hepsini dinlettik
Biz bu cinayetle ilgili ses kayıtlarını bizden isteyenlerin hepsine dinlettik. İstihbarat örgütümüz hiçbir şeyi saklamadı. Suudiler dahil, ABD, Fransa, Kanada, Almanya, İngiltere kim istediyse hepsine biz bunu dinlettik. Kayıt gerçekten bir felaket. Hatta Suudilerin istihbaratçısı, kaydı dinlediğinde, ‘Herhalde bu eroin almış; bunu ancak eroin alan birisi yapar’ diyecek kadar şok oldu.
Sabırla bekliyoruz
-İzninizle teyiden sormak istiyorum, bunu Suudi Arabistan’ın istihbarat görevlisi mi söyledi?
Evet. Dinlediğinde şok oldu adam. Ortada böyle bir gerçek var. Buna rağmen olayı saptırma peşinde olanlar var. Veliaht Prens beni telefonla aradığında, ‘Başsavcımı gönderebilir miyim’ dedi. Ben de ‘Elbette, buyursun gelsin’ dedim. Geldi, İstanbul Başsavcısı ile görüşme yaptı. ‘Cumhurbaşkanı ile görüşebilir miyim?’ deyince, İstanbul Başsavcısı da kendisine, doğal olarak, ‘Sizin muhatabınız benim, ancak benimle görüşürsünüz’ dedi. Gelen savcı da maalesef ipe un serme havası var. Tüm bu olaylar olmuş; ortada bu kadar bilgi belge var. Başsavcı hala kararsızlığın içerisinde, bu olamaz.
Veliaht Prens, ‘Ben olayı aydınlatacağım, gereğini de yapacağım’ diyor. Bunu benim özel temsilcilerime söylüyor Veliaht Prens. Biz de sabırla bekliyoruz.
Uluslararası düzeyde olayın takipçisiyiz
Ortada bir gazetecinin katledilmesini olayı var, bu olayın aydınlatılması, faillerinin ortaya çıkarılması gerekiyor. Suudi Arabistan’da 18 tutuklu var. Failler kesinlikle bu 18 tutuklunun içinde. Onlara cinayet talimatını kimin verdiği de ortaya çıkarılmalıdır. Kaşıkçı’nın cesedinin akıbeti ne oldu? Gömüldü ise nereye defin edildi? Yoksa parçalanıp kaçırıldı mı? Bizler uluslararası düzeyde de bu olayın takipçisi olacağız. Bu cinayet İstanbul’da işlendi. İstanbul Başsavcılığımız bu nedenle zanlıların Türkiye’de yargılanmasına yönelik talebini de Suud makamlarına iletmiş bulunuyor.
Cinayetten ciddi anlamda rahatsız oldular
-Kaşıkçı konusundaki ses kayıtlarının dinletilmiş olduğu ülkelerin liderlerinden nasıl bir tepki aldınız? Zira henüz somut bir adım görmedik. Ne dediler? Nasıl bir gelişme bekliyorsunuz?
Reflekslerinden hareketle, bu cinayetten çok ciddi manada rahatsız olduklarını hissediyorum. Sayın Trump’ta da Sayın Merkel’de de Sayın Makron’da da bunu müşahede ettim. Öyle zannediyorum ki kendi istihbaratlarının verdiği bilgilerle bu işi çok daha farklı bir konuma oturtacaklardır. Biliyorsunuz, ABD’de Kongre, bu konuda CIA’dan bilgilendirme istedi. Bu bilgilendirme de yapılınca bakışın değişeceğini düşünüyorum.
Halkbank konusu uzadı
-Daha önce Trump ile telefon görüşmenizde Halkbank konusunu dile getirmiştiniz. Bu seferki görüşmenizde Halkbank, ayrıca PYD-YPG konusunda neler konuştunuz?
Halkbank konusuyla ilgili olarak telefon görüşmemizden sonra Sayın Trump ile yüz yüze görüştük. Washington’dan New York’a kaydırılması söz konusuydu. Ben söyleyince Trump, ‘Ben döner dönmez talimatı vereceğim; Hazine ve Maliye Bakanıma bizzat konunun takibi için talimat vereceğim’ dedi. ‘Bu işi takibini isteyeceğim, ben bu işin bittiğini zannediyorum. Niye bu kadar uzadı?’ şeklinde konuştu. İdlib konusuna çok önem veriyor. Oradaki başarımızı takdirle karşılıyor, övüyor. YPG konusunda da bazı konularda kendi aralarında bir iletişimsizlik var gibi geliyor bana. ‘Bu konuda da beraber yapabileceğimiz çok şey olabilir’ dedim.
PKK konusunda veballeri çok büyük
-ABD’nin PKK’lı üç teröristin başına ödül koyması, üstelik 20 sene sonra böyle bir koyması sizin için tatmin edici mi? Bununla Fırat’ın doğusundaki operasyonu geçiştirme gibi bir şeyi amaçlamış olabilirler mi?
Tatmin olmak mümkün değil. Zira 20 yıllık bir süreç bu. Tüm bu süreç içinde uluslararası camianın PKK konusunda çok büyük vebali var. Birleşmiş Milletler’in çok büyük vebali var. Zira sadece Kandil değil, bir de Mahmur Kampı meselesi var. Mahmur, biliyorsunuz, PKK’nın kuluçka yuvası. Şu anda orada 12-13 bin kişi var. Burayı kimin dağıtması lazım? Buranın BM ile özel bir statüsü vardı. BM de artık bu işten bıktı. Orayı dağıtma havası içinde. Bu çalışmayı hep beraber yürütmemiz lazım. Bu adımlarla inşallah buradaki bu sıkıntıyı çözeriz.
Yemen’de gidişat iyi değil
-Le Figaro’ya kaleme aldığınız bir makaleniz var. Birinci Dünya Savaşı’ndan çıkarılması gereken dersler, böyle bir durumun bir daha yaşanmaması, çatışmaların son bulması gibi uyarılarda bulundunuz. Neler yapılmalı? Yeni bir tehlike görüyor musunuz?
Tehlikeler maalesef halen devam ediyor; sona ermiş değil. Mesela Filistin’de olanları görüyorsunuz. 1948’denasıl bir Filistin vardı, bugün nasıl bir Filistin var. Yemen’deki mevcut gelişmeler malum. Çok kısa zaman içerisinde Yemen’de on binlerce insan açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir. Yemen’deki gidişat iyi değil. Dün akşam gerek Sayın Trump, gerek Sayın Macron, gerek Sayın Merkel ile Yemen’in durumunu da konuştuk. Şansölye Merkel, ‘Yemen için çok ciddi bir parasal destek hazırlamamız lazım. Bunu sadece ben yapamam, bunu beraberce yapalım’ diye ortaya bir teklif attı. Sefalet, açlık meydana gelirse Yemen’de de Suriye’dekine benzer bir durumla karşılaşılabilir.
BM’nin müdahale etme gücü olmalı
Paris’te tüm bunları BM Genel Sekreteri Sayın Guterres’e de söyledim. BM’nin reforme edilmesi şart. Yeni bir BM Güvenlik Konseyi yapısının oluşması şart. Guterres sağ olsun bu düşüncelerimizi aynen destekliyor. BM Güvenlik Konseyi çok daha dinamik hale getirilmeli; yaptırım gücünün de çok yüksek olması lazım. Müdahale edebilme gücü olması lazım. BM Güvenlik Konseyi, beş ülkenin iki dudağı arasında ya da bir ülkenin dudağı arasında olmamalı. Bunun sayısı 20 olur ve 20’si de daimi olur.
-Müdahale gücü gibi mi?
Her şey olabilir. Bir çözüm olacaksa orada bütün bir şeyin olması lazım. Kıbrıs’ta barış gücü yıllar yılı var. Ne oldu? Neyi çözdü? Devamlı bir araya geliniyor. Şu anda görüşmeler esnasında biz yine Kıbrıs ı görüştük. Hep aynı şey söyleniyor. Bunu aşmamız lazım. Artık İkinci Dünya Savaşı’nın şartlarında bir dünya yok. Çok farklı bir BM Genel Kurulu, çok farklı bir BM Güvenlik Konseyi’nin oluşması gerekiyor.
Filistin sorunu gündeme alınacak
-Filistinliler İsrail’in düzenlediği seyahat belgeleri ya da Ürdün’ün verdiği geçici pasaportlar ile hac ve umreye gidebiliyorlardı. Şimdi İsrail’in talebiyle Suudi Arabistan’ın, seyahat belgesi ve geçici pasaport için artık hac ve umre vizesi vermeyeceği konuşuluyor. Bunun ise Filistinlileri başka ülkelerin vatandaşlığa geçmelerini körükleyeceği ileri sürülüyor. Bu hususta Türkiye’nin bir girişimi olacak mı?
Konuyu inceler, gerekli girişimleri elbette yaparız. Bunu İSEDAK toplantısında gündeme alabiliriz. Ayrıca İslam İşbirliği Toplantısında da gündeme alabiliriz. Ürdün Kralı Abdullah’ı Türkiye’ye davet ettim. Geldiğinde bu tür sorunları konuşma imkânımız da olacaktır. Zira Filistinliler noktasında en büyük sıkıntıyı Ürdün çekiyor.
Ne çıkarsa Kıbrıs halkının
-Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’de mevcut uzlaşmazlığın, tehlikeli bir noktaya gitmemesi için sizce nasıl bir mekanizma işletilmesi lazım?
Bu konu ile ilgili olarak çıkarlar çatışıyor muhakkak. ABD’lilerin Exxon Mobil ile Rumların müşterek bir çalışması var. Biz bu konuda dostlarımıza da gerekeni söylüyoruz. ‘Bizi dara, zora sokmayın’ diyoruz. Uluslararası yasalara göre kara sularda ne çıkarsa tüm Kıbrıs halkınındır. Bizim ne kadar var ise Kuzey Kıbrıs, Güney’de ne kadar var ise nüfusuna göre pay edilir. Ancak çıktıktan sonra dağıtımı kastetmiyoruz.
Üç dönem başkanlık yapanlar aday gösterilmeyecek
-Yerel seçimler yaklaşıyor. İsimler ne zaman netleşir?
Belediye başkanları ile parti organlarında olan arkadaşların durumu ay sonuna kadar vakti var. Şu anda da çalışmalarını sürdürüyorum. Yoğun çalışmayı genel merkezde yapacağız. Özelikle de büyük şehirler önem arz ediyor. Üç dönem belediye başkanlığı yapmış arkadaşlarımızı da büyük oranda istirahate çekeceğiz. Hepsi için geçerli mi bu? Tamamına yakını için geçerli. Çünkü halk değişim istiyor. Değişim isteği için biz üç dönem aynı yerde belediye başkanlığı yapmış arkadaşları dördüncü dönem için aynı yeri düşünmüyoruz. Ha ne olabilir? Dördüncü dönem bir başka yerde bir başka il veya ilçede belediye başkanı adayı olabilir. Bu daha ziyade ilçeler bazında böyle olur.
Kılıçdaroğlu ilmini artırsın
-CHP Lideri Kılıçdaroğlu grup toplantısında ‘AK Partiye oy verirseniz harama ortak olursunuz’ dedi. Hem bu konuda hem Türkçe ezan tartışması konusunda ne dersiniz?
Haram helal gibi meseleleri Kılıçdaroğlu ile konuşacak değiliz. Haramı da helali de elhamdülillah biz gayet iyi biliriz. Kılıçdaroğlu bir defa bu noktada ilmini artırsın, bilgisini artırsın, ondan sonra konuşsun. Bugün Türkiye’de 1800’e yakın belediye AK Partili ise bunun bir sebebi var. Bu millet niçin bu kadar belediyeyi geliyor da AK Partiye teslim ediyor. Eğer demokrasi ise demokraside halkın iradesine saygı duyacaksın.
Hakkari’de meydana gelen patlama konusunda yeni bir bilgi var mı?
Olayın bir top atışı testi sırasındaki bir patlama ile cereyan ettiği kesin. Fakat teknik heyetin raporunu henüz alamadım. Döner denmez teknik heyetin raporunu öğreneceğiz.