Adeviyye Meydanı'nda yüzlerce kişinin ölümü, binlerce kişinin de yaralanmasına neden olan Mısır güvenlik güçlerinin silahlı saldırısı yurdun her köşesinde protesto ediliyor.
Mısır'da Rabiatul Adeviyye Meydanı'nda toplanan demokrasi yanlılarına güvenlik güçlerinin ateş açması, başta Mısır'ın Ankara Büyükelçiliği önünde olmak üzere yurdun her köşesinde protesto ediliyor.
Aralarında İHH'nında olduğu çok sayıda sivil toplum kuruluşu, Rabiatul Adeviyye Meydanı'nda 200 kişinin ölümüne, 4 bin 500'den fazla kişinin de yaralanmasına neden olan Mısır güvenlik güçlerinin saldırını protesto etmek üzere saat 12.00'de Mısır'ın Ankara Büyükelçiliği önünde toplandı.
İHH ve Özgür-Der'in öncülüğünde Fatih Camisi avlusunda bir araya gelen vatandaşlar, Mısır'da Rabiatul Adeviyye Meydanı'nda toplanan demokrasi yanlılarına güvenlik güçlerinin ateş açmasını protesto etti.
Fatih Camisi avlusunda öğle saatlerinde bir araya gelen grup, ellerinde Mursi'nin fotoğrafları, Mısır bayrağı ile Özgür Suriye Ordusu ve kelime-i tevhid flamaları taşıdı.
"Sisi savaş suçlusudur, mübarekten daha zalimdir", "Ülkeler farklı, Sisi'ler hep aynı", "İslam düşmanı darbecilere karşı bütün ümmet tek yürek" şeklinde dövizler taşıyan vatandaşlar, sık sık tekbir getirdi.
Grup, "Muhammed'in ordusu, kafirlerin korkusu", "Defol Sisi, seninleyiz Mursi", "İslami hareket engellenemez" ve "Yaşasın Mısır direnişimiz" şeklinde sloganlar attı.
Avlunun duvarlarına da İngilizce ve Arapça olarak "Mısır'da Müslüman kardeşlerin direnişini destekliyoruz" yazılı pankartlar asıldı.
Caminin avlusunda bir araya gelen grup, "Zorbalık, hukuksuzluk yenilecek, İslami direniş kazanacak", "Katil Sisi, Adeviyye'de döktüğü şehitlerin kanında boğulacak", "Ulusal çıkarlar adına, darbeyi destekleyen İslam düşmanları utanın" yazılı büyük pankartlar da açtı.
"Bu işbirlikçi zihniyeti bütün İslam topraklarında gördük"
Fatih Camisi avlusunu dolduran kalabalığa seslenen İHH Başkanı Bülent Yıldırım, dünyanın her tarafında Müslüman kanı çok ucuzmuş gibi katliamlar yapıldığını ifade ederek, "Bu katliamların bir kısmını direkt emperyalistler bir kısmını da maliyeti daha ucuz olduğu için içimizdeki işbirlikçiler gerçekleştiriyor" dedi.
Bu işbirlikçi zihniyeti bütün İslam topraklarında gördüklerini belirten Yıldırım, şöyle konuştu:
"Mısır'da da gördük, 28 Şubat'ta da gördük. Halkın, adaletin yanında olanların moralini bozmak için Amerika'dan, İsrail'den, İngiltere'den yönlendirilen siyonist kırıntılarıdır bunlar. Mısır'da insanlar evlatlarını peygamber ocağı olarak bildikleri orduya neden gönderiyor? Kendi topraklarını, mallarını, namuslarını, dışarıdan gelen tehlikeye karşı kendi bulundukları yerleri savunmak için... Ama bunlar camilerde ibadet eden kadın ve çocukların üzerine ABD ve İsrail'in ateş yağdırmak için kurduğu ocakları gibi çalışıyor. ABD'ye, İsrail'e, Avrupa'ya kızarız ama bir yere daha kızmadan köleliğe devam ederiz, burası neresidir biliyor musunuz? Sömürgecilere hizmet eden içimizdeki zihniyetlere kızmadığımız müddetçe özgürlüğün tadına varamayız."
Mısır seçimini İhvan-ı Müslim'in kazandığını hatırlatan Yıldırım, "Batılılar derler ki; 'demokrasi putunu biz yaparız, gerektiğinde yemekten çekinmeyiz. Demokrasi putu, ancak bizim hizmet anlayışımıza hizmet ettiği müddetçe geçerlidir.' Bu bölgelerde Mısır'da, Suriye'de, Türkiye'de seçimle gelen yönetimler sizin düşüncenize hizmet etmediklerinde, Türkiye'de 28 Şubat'ı gerçekleştirdiğiniz gibi, Suriye'de, Filistin'de ve Mısır'da da aynı işlemi yaptınız" diye konuştu.
İHH Başkanı Yıldırım, işbirlikçiler Mısır'da zalimlerin yanında mücadele ederken, cennete talip olanların mazlumların yanında bulunması gerektiğini söyledi.
Grup akşam Saraçhane Parkı'nda olacak
Cennete, haksızlığa karşı söz söyleyenlerin talip olacağını vurgulayan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Buradan şunu haykırıyoruz; Amerika senden korkmuyoruz, İsrail senden korkmuyoruz, Avrupa senden korkmuyoruz. Biz Allah'tan korkuyoruz. Biz kurşun yedikten sonra yere düşen ve gözüne bir damla yaş akıtan mazlum çocukların bedduasından korkuyoruz. Evladını paramparça kucağına alan, hiç bir hastaneye götürecek durumu olmayan, hiç bir ilaca ulaşamayan annenin feryadından korkuyoruz. 'Kimse yok mu bize yardım edecek' diye haykıran, gözyaşı döken babaların feryatlarından korkuyoruz. Biz de korkuyoruz ama bu korkumuz Allah için.
Mısır'da kadınların kafasına keskin nişancılar ateş ettiğinde, baltacılar kadınları doğradığında neden sessiz kalıyorsunuz? Neden sadece 'haca ve umreye gitme hakkımız elimizden alınmasın' diye Suudi Arabistan'ın Sisi'ye gönderdiği paralara karşı çıkmıyorsunuz? Son olarak şunu söylüyorum. Bütün arkadaşlarınızı arayın, haber verin gelsinler, namazdan sonra yürüyüş yapacağız. Allah hepimizden razı olsun, bu akşam Saraçhane Parkı'nda 'Kardeşlik Parkı' kurulacak. Hepinizi oraya devam ediyoruz. Duruma göre katliam devam ederse de nöbet halinde olacağız. Hatta Mısır'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nun önünde toplanıp, sizleri de davet edeceğiz. Sizleri davet ettiğimizde hepinizi kısa sürelerde buralarda görmek isteriz."
Yazar Abdurrahman Dilipak da bir insana yapılan haksızlığın, bütün bir topluma yöneltilmiş tehdit olduğuna dikkati çekerek, "Mısır'da yaşananlar sadece Mısır halkını telaşlandıran felaket değil, aynı zamanda bütün İslam ümmetine yöneltilmiş bir tehdittir. Bu nedenle burada Mısır için değil, kendi geleceğimiz için toplandık" ifadelerini kullandı.
Açıklamaların ardından Fatih Camisi'nde öğle namazı kılan grup, Saraçhane Parkı'na yürüdü.
Sakarya'da, Erzurum'da Lalapaşa Camisi'nde öğle namazından sonra, Adıyaman'da Demokrasi Parkı'nda saat 17.00'de, Bursa'da Merinos Parkı'nda saat 15.00'te, Kahramanmaraş'ta Ulu Cami'de ikindi namazından sonra, Kayseri'de Cumhuriyet Meydanı'nda saat 14.00'te Mısır ordusunun saldırısına karşı gösteriler düzenlenecek.