Şehriban Coşkunfırat 13 Eylül 1999 gecesi, henüz 17 yaşındayken, kısa süre önce tanıştığı arkadaşları Engin Arslan, Ömer Çelik ve Zinnur Gülşah Dinçer tarafından öldürüldü. Polis 3 kişiyi gözaltına aldığında, kamuoyu da ilk satanist cinayetin detaylarını öğrendi. Engin Arslan, Ömer Çelik ve Zinnur Gülşah Dinçer 16'şar yıl hapis yattıktan sonra cezaevinden tahliye edildi.
EMSAL MÜNEVVER KARABULUT
Şehriban'ın ailesi tahliye haberlerinin ardından kızlarının katili 3 isme, Münevver Karabulut davasını emsal göstererek tazminat davası açtı. İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi geçtiğimiz martta davayı karara bağladı. Şehriban'ın babası Mehmet Coşkunfırat'a 1999'dan bu yana hesaplanacak faiziyle 22 bin TL maddi tazminat ve 30 bin TL manevi tazminat, Şehriban Coşkunfırat'ın altı ablasına ise 15'er bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Mahkeme tazminatın ve yasal faizin 3 sanık arasında eşit olarak ödenmesine karar verdi. İcra Müdürlüğü ödenmesi gereken toplam tazminatı faiziyle birlikte 752 bin TL olarak hesapladı.
İCRALIK OLDULAR
Çoşkunfırat ailesinin avukatları cezanın tahsili için İcra Müdürlüğü'ne başvurdu. Gerekli sürede para ödenmeyince sanıkların adreslerine hacze gidildi. İlk olarak Engin Arslan'ın ailesiyle birlikte yaşadığı eve giden avukatlar, bir buzdolabı ve bir derin dondurucuyu haczetti. Zinnur Gülşah Dinçer'in ailesinin Adapazarı'ndaki evine giden avukatlar, Dinçer'in kararı öğrenince İsviçre'ye taşındığını belirledi. Ömer Çelik'in ise adresi tespit edilemedi.
HİÇBİRİNİ RAHAT BIRAKMAYACAĞIM
Şehriban Coşkunfırat'ın ablası Derya Coşkunfırat, ailesinin acısının ilk günkü gibi taze olduğunu belirterek, "Bu davayı Şehriban'ın acısının geçmediğini onlara göstermek için açmıştık. Tazminatın tümünü hayır kurumlarına vereceğiz. Ancak niyetimiz de onları rahat bırakmamak. O kadın İsviçre'ye kaçınca rahat edeceğini düşünüyor. Ancak İsviçre de uzak değil. Hiçbirini vicdanları gibi rahat bırakmayacağım. Bu tedirginliği hep yaşayacaklar" dedi.