Güvenlik güçlerine göre “cinayet mahalli” konsolosluğa 300 metre uzaklıktaki bu ev olabilir. Detaylı bir arama sır perdesini aralayacak. Panikleyen el Katibi ise 4 gündür evden dışarı çıkmadı. 2 Ekim'de evlilik işlemleri için gittiği Suud Başkonsolosluğundan bir daha çıkamayan dünyaca ünlü gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın (59) akıbetine yönelik soruşturma sürüyor. Her geçen gün olaya ilişkin yeni ayrıntılar ortaya çıkıyor.
Elde edilen somut bulgulardan bazılarını Amerika ve Avrupa medyasıyla paylaşan güvenlik kaynakları, Kaşıkçı'nın içeride katledildiğinden emin. Telefonunu nişanlısına bıraktıktan sonra saat 13:14'te Suudi Arabistan'ın Levent'teki İstanbul Başkonsolosluğu'na giriş yapan Kaşıkçı, alınan bilgilere göre ilk olarak Başkonsolos Muhammed el-Katibi tarafından ağırlandı. Binaya önceden verilmiş randevu üzere gelen ve Katibi ile odasında bir süre sohbet eden Kaşıkçı, odaya giren 2 kişi tarafından derdest edildi.
KAŞIKÇI'NIN SON ÇIĞLIKLARI
Tuzağa düşürülen Kaşıkçı, Başkonsolos Katibi'nin gözü önünde yan taraftaki odaya götürüldü. Muhalif gazeteci burada Riyad'dan gelen Suud Kraliyet Muhafızlarına direnmeye çalıştı ancak vücuduna enjekte edilen bir maddeyle etkisiz hale getirildi. Batı basınına konuşan bir Türk yetkili, Kaşıkçı odadayken yaşanan boğuşma sesleri, 'imdat' çığlıkları ve hareketliliğin dinleme kayıtlarına yansıdığını iddia etti. Yine bir başka istihbarat görevlisi ise Kaşıkçı'nın etkisiz hale getirildiği odadan çıkarılıp üçüncü bir odaya nakledildiğini, bedeninin burada parçalara ayrıldığını kaydediyor. Aralarında Suud Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın kişisel muhafızlarının da bulunduğu suikast timi, iddiaya göre Kaşıkçı'yı parçalara ayırırken kameraya kaydetti.
O VALİZLER EVDE Mİ?
İstanbul'a Riyad'dan özet jetlerle gelen ve Sirkeci'deki dükkanlardan valizler aldığı belirlenen ekibin, Kaşıkçı'nın naaşına ait parçaları bunlarla taşıdığı sanılıyor. Konsolosluk binasındaki Mercedes Vito aracına yüklenen valizler, binaya 300 metre mesafedeki Başkonsolos el-Katibi'nin evine götürüldü. 'Görev'i tamamladıktan sonra buradan ayrılan ilk timin yerini dakikalar sonra ikinci ekip aldı. Suud Adli Tıp Kurumu Başkanının da içinde olduğu grup, cinayet mahallinde kanıtların temizlenmesine çalıştı. Ekibin aralarında geçen konuşmaların da Türk istihbarat birimleri tarafından kayıt altına alındığı ileri sürülüyor.
EL-KATİBİ PANİKLEDİ
Kaşıkçı'nın ortadan kaybolduğunun anlaşılmasıyla birlikte medyayı binaya çağırıp "Bakın, o burada yok" diyen Suud Başkonsolos Muhammed el-Katibi, 4 gündür evinden çıkmıyor.
Birkaç gün önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "Konsoloslukta arama yapalım" talebine olumlu yanıt veren Katibi, aramaların kendi evine de yöneleceğini anlayınca bu tavrından çark etti.
Dikkatler, tüm randevularını iptal ederek evinde nöbete başlayan Katibi'nin bahçesine çevrilmiş durumda. Konsolosluk binasından valizlerle çıkarılan cesedin, 300 metre uzaktaki evin bahçesine gömülmüş olabileceği belirtiliyor. Türk polisi, ne konsolosluğa ne de Katibi'nin konutuna uluslararası anlaşmalardan ötürü giremedi. Bu iki adrese şimdiye dek yalnızca Suud polisleri girebildi.
İSKİ'DEN ŞEBEKE HARİTASI
Olası delil karartma ihtimaline karşı güvenlik güçleri teyakkuz halinde. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, konsolosluk binasına ya da Katibi'nin konutuna açılan kanalizasyondan ceset kaçırma ihtimalini de değerlendiriyor. Bu binalara bağlanan kanalizasyon şebekesinin nerelere ulaştığı, boruların çapı ve buradan bir nakil işleminin yapılıp yapılamayacağı yönünde İSKİ'den harita talep edildiği öğrenildi. Vakit kaybetmek istemeyen Başsavcılık da, hem arama izni hem de konsolos da dahil tüm çalışanların ifadelerinin alınması için Adalet Bakanlığı ve Dışişleri ile temasa geçti. Savcılar, olayın aydınlığa kavuşması için Başkonsolos da dahil herkesin ifadelerinin alınması gerektiğini kaydediyor. Ancak bu adreslere girmek için Riyad'ın resmi temsilcisinin onayı gerekiyor.