Karia suresi, Karia suresinin okunuşu ve anlamı

Karia vuran, çarpan, kapıyı çalan, yürekleri hoplatan anlamlarına geliyor. Karia suresi Kuranı Kerim''de 101. sıradadır. Kuranı Kerimin son surelerinden olan Karia suresi iniş sırasına göre 30. suredir. Karia suresi Mekke döneminde nazil olan surelerdendir. Karia suresi 11 ayeti kerimedir. İşte Karia suresi hakkında bilgiler ile Karia suresinin okunuşu ve anlamı...

Karia vuran, çarpan, kapıyı çalan, yürekleri hoplatan anlamlarına geliyor. Karia suresi Kuranı Kerim'de 101. sıradadır. Kuranı Kerimin son surelerinden olan Karia suresi iniş sırasına göre 30. suredir. Karia suresi Mekke döneminde nazil olan surelerdendir. Karia suresi 11 ayeti kerimedir. İşte Karia suresi hakkında bilgiler ile Karia suresinin okunuşu ve anlamı...

Kâria Sûresi, Mekke döneminde inmiştir. Sûre,11 âyettir. “Kâria”, vuran, çarpan, kapıyı çalan, yürekleri hoplatan şey demektir. Burada, kıyamet gününü ifade etmektedir.

Kåria Sûresi’nin Nüzûlü Mushaftaki sıralamada yüz birinci, iniş sırasına göre otuzuncu sûredir. Kureyş Sûresi’nden sonra, Kıyâmet Sûresi’nden önce Mekke’de inmiştir.

Kåria Sûresi’nin Adı/Ayet Sayısı Sûre, ilk âyeti oluşturan ve “sert nesne, korkunç olan, ses ve kapı çalan” anlamlarına gelen kåria kelimesiyle isimlendirilmiştir.

Kåria Sûresi’nin Konusu Sûrede bazı kıyamet tasvirlerine yer verilmekte, âhiret sorumluluğu bilinci aşılayan uyarılarda bulunulmaktadır.

KARİA SURESİNİN TÜRKÇE VE ARAPÇA OKUNUŞU İLE MEALİ

Kâria 1 (Mealleri Karşılaştır): El kâriah(kâriatu). بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ ٱلْقَارِعَةُ Yürekleri hoplatan büyük felaket!

Kâria 2 (Mealleri Karşılaştır): Mel kâriah(kâriatu). مَا ٱلْقَارِعَةُ Nedir o yürekleri hoplatan büyük felaket?

Kâria 3 (Mealleri Karşılaştır): Ve mâ edrâke mel kâriah(kâriatu). وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا ٱلْقَارِعَةُ Yürekleri hoplatan büyük felaketin ne olduğunu sen ne bileceksin?

Kâria 4 (Mealleri Karşılaştır): Yevme yekûnun nâsu kel ferâşil mebsûs(mebsûsi). يَوْمَ يَكُونُ ٱلنَّاسُ كَٱلْفَرَاشِ ٱلْمَبْثُوثِ O gün insanlar, her biri bir tarafa uçuşan küçük kelebekler gibi olacaktır.

Kâria 5 (Mealleri Karşılaştır): Ve tekûnul cibâlu kel ıhnil menfûş(menfuşi). وَتَكُونُ ٱلْجِبَالُ كَٱلْعِهْنِ ٱلْمَنفُوشِ Dağlar da atılmış renkli yünler gibi olacaktır.

Kâria 6 (Mealleri Karşılaştır): Fe emmâ men sekulet mevâzînuh(mevâzînuhu). فَأَمَّا مَن ثَقُلَتْ مَوَٰزِينُهُۥ İşte o vakit, kimin tartıları ağır gelmişse,

Kâria 7 (Mealleri Karşılaştır): Fe huve fî îşetin râdiyeh(râdiyetin). فَهُوَ فِى عِيشَةٍ رَّاضِيَةٍ Artık o, hoşnut olacağı bir hayat içinde olacaktır.

Kâria 8 (Mealleri Karşılaştır): Ve emmâ men haffet mevâzînuh(mevâzînuhu). وَأَمَّا مَنْ خَفَّتْ مَوَٰزِينُهُۥ Ama kimin de tartıları hafif gelirse,

Kâria 9 (Mealleri Karşılaştır): Fe ummuhu hâviyeh(hâviyetun). فَأُمُّهُۥ هَاوِيَةٌ İşte onun anası (varacağı yer) Hâviye’dir.

Kâria 10 (Mealleri Karşılaştır): Ve mâ edrâke mâhiyeh(mâhiyeh). وَمَآ أَدْرَىٰكَ مَا هِيَهْ Sen Hâviye’nin ne olduğunu ne bileceksin?

Kâria 11 (Mealleri Karşılaştır): Nârun hâmiyeh(hâmiyetun). نَارٌ حَامِيَةٌۢ O, kızgın bir ateştir.