Kararmış hayatlar ve mutsuzlar

HAMZA MERCANOGLU

hamzamercanoglu@hotmail.com

Yazmak istiyorum aslında, dolu dolu, gümbür gümbür haykırmak! İçimdeki zehri boşaltmak ve ruhumu kemiren tüm nedenlerimi sormak istiyorum, ama olmuyor! Yazamıyorum işteu2026 Neden hep muhalefet olduğumu anlatmak isterdim. 5N 1K temelinde bir gazeteci edasıyla sorgulamak isterdim kendimi. Duymak istemediğim cevapların cümlesini inadına yazardım eğer iyi bir gazeteci olsaydım. Sizi yazmak isterdim, kim bilir ne ilginç enstantaneler çıkacaktı anlatacaklarınızdan. Satır aralarını yorumlardım bir filozof edasıyla ve sizden gelecek iltifatlara nasıl da keyifle kulak kabartırdımu2026

Yazacağım o kadar konu başlığı var ki! Hangisini yazsam bir kitap çıkar. Kendimi, sizi, memleketimi hatta dünyayıu2026 Kararmış hayatlar ilgimi çekiyor en çok, mutsuzlar. Başaramayanlar ve tutunamayanlar hayata! Kendimi en fazla onların yanında buluyorum, bir çocuk oluyorum bazen, ırkı olmayan, rengi olmayan ve dilsiz bir çocuk.

Kulaklarını iki eliyle kapattığında, atılan bombaların kendisini vurmayacağına inanan bir çocuk! Gözlerini yumduğunda Kaf dağında Anka kuşunun sırtında uçtuğunu sanan bir çocuk ve korkudan titreyen bedenini bir anne şefkatine sarmalamak isteyen bir çocuk!

Kudretlileri sevmiyorum. zenginleri de. Firavun sofralarında küşleme yiyip beygir gibi kişneyen zevat ne kadar insandır ki! Hayatı mutfak ile tuvalet arasında tahliye borusu olmuş, egoları ruhundan büyük adamları neden seveyim? Niçin böyleyim? Diye çok sormuşluğum oldu. Neyin kinidir bu bendeki? Benim derdim ne? Kendisinden büyük silahlarla öldürülen çocukların masum ve parçalanmış bedenlerinde gördüğüm acı mı yansıyordu ruhuma? Belkiu2026 Nasıl gülerdi ki insan bu kadar çok acı varken yeryüzünde?

Dünyayı kana bulayan zalimleri öldürmek istedim çoğu kez! Evet, ben binlerce cinayet işledim geceleri, işte itiraf ediyorum! Ne kadar zalim varsa yer kürede hepsini defaten, en acı işkencelerle katlettim! Bir kere yetmedi, her birini bin kere öldürdümu2026 Mısır'da Esma'yı vuran kurşunu, sahibine tekrar tekrar iade ettim, en acıtan yerlerinden vurdum zalimi!

Suriye'de minicik bedenleri düşündüm! Nasıl da çırpınarak can vermişlerdi ağızlarından köpükler gelerek ve canlarının nasıl yandığını hissettim bedenimde! Onların babası oldum bir an ve o tahammülsüz acıyı varlığımın her zerresinde hissettim. Kendi oğlum geldi gözlerimin önüne, küçücük ve masum bedenini kanlar içinde düşündüm bir an ve ellerimden tutup bana yalvaran bakışlarla "haydi baba, bir şey yap, kurtar beni! Ölmek istemiyorum baba, sen babasın bir şey yap kurtar oğlunu" diyen o bakışlarını... Siz olsaydınız bunu yapan zalimleri kaç kere öldürürdünüz? Ne farkı var ki? Orada ölen her çocuğun babası siz değilseniz eğer! Size ne yazabilirim ki? Ne anlatabilirim kiu2026

Afrika, Afrika! Yokluğun, kederin, hüznün yağmur yerine yağdığı ülke! Bir yudum suya hasret ateşlerde kavrularak can veren kara çocukların diyarı. Siyah kalemin siyah çocukları yazamayacağını bilmez misiniz? Siz hiç açlıktan öldünüz mü? Bende ölmedim! Açlıktan ölen bir çocuğun yanında olup seyretmeliyiz belki de nasıl öldüğünü! İnsanlığın yüzüne tükürür gibi bakışını ve asıl acınması gerekenin bizim kahrolası hayatlarımız olduğunu anlarız o zaman! Doymayan nefsimizin ne kadar zavallı olduğunu bize haykırır belki kara çocuku2026

Afrika'da anne olmak ne büyük bir ızdıraptır oysa, bir babanın çaresizliği çok çetindir Afrika'dau2026

Ey kudretli doymazlar, ey entelektüel aymazlar ve ey sefilleşmiş ruhların sahipleri! Ben yazarsam siz üzülürsünüz. Ben yazarsam dokunur size, alışageldiğiniz pof poflu yataklarınız iğneli fıçı olur batar size! Uykularınızı kaçırırım ben sizin ve iştahınız kapanır ben yazarsam! İyisi mi ben yazmayayım siz rahat uyuyun. Hani olur ya bazen efkara gelipte yazarsam bunu da görmezden gelip okumayıverin... Ne siz sorun, ne de ben söyleyeyim vesselamu2026