NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA
Cumhuriyet Gazetesi’nde çıkan AK Parti İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan’a İstanbul Büyükşehir Belediyesinden çift maaş verildiği iddialarını yalanlayan Kan işin aslını Milat’a açıkladı.
Büyükşehir Belediyesi birçok ulusal ve uluslararası şirketin yaptığı gibi burs imkânı verildiğini ve kendisini de mülakatlara girerek kazandığını belirten Kan, Yüksek Lisans ve Doktor yapılması için burslu okumak için ABD’ye gönderildiğini kaydetti. 40 yaşından sonra 4 üzerinden 4 ortalama ile doktorasını tamamladığını ifade eden Kan, “Çok çalıştım çünkü burslu olduğum için benim düşük not alma lüksüm yoktu. Doktoramı başarıyla tamamladım ve yurda döndüm. Bu burs karşılığında Millî Eğitim Bakanlığında da olduğu gibi mecburi bir hizmet vardı. Milletvekilliği seçilmemle beraber mecburi hizmetim askıya alındı.” dedi.
Had bildirmeye çalışıyorlar
Kendisini gündem yapılmasındaki amacın başka olduğunu söyleyen Kan, “Buradaki mesele AK Parti’ye ve AK Partililere zarar vermektir. Hukuki olmayan bir şey varsa ben bekliyorum. Her şeye hazırım. Çift maaş aldığım yalanının ortaya atılması konusunda Cumhuriyet Gazetesi bunu yaparken dikkatli bir dil kullanmış ama sosyal medyada nerede ne kadar çalıştığıma dair benim bütün şahsi bilgilerim paylaşılması bir hak ihlalidir. Bunu yapanların cezasız kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Ama bunun bir ‘had bildirme kampanyası’ bir karalama kampanyası olduğunu biliyorum. Herhangi bir gayri hukuki, gayri ahlaki, etik olmayan bir durum yok. İddiaları üzerinden saldırılıp ondan sonra o iddialar gerçekmiş gibi yapılıyor. Sayın Belediye Başkanı da açıklama yaptı zaten. Maaş almak söz konusu değil. Olamaz. Ama bu iddiayı ortaya atanların özür dilemeleri bekliyorum. Ama öyle bir şey de pek gerçekçi olmaz.” diye konuştu.
Ayrımcılık iddiası yalan
Kendisi gibi burs alan birçok çalışan olduğunu dile getiren Kan, kendisine yönelik bir ayrımcılık uygulanmadığının altını çizdi. Milletvekilliğinin düşürülmesi gerektiği konusunda yorum yapanlara da değinen Kan, “Gazete bu haberin devamını yaparken sözde bir hukukçudan görüş almışlar hatta haberi de doğru dürüst yapmamışlar Ravza yerine Merve yazmışlar. Bu kadar da becerikliler maşallah. Milletvekilliği düşürülsün, demişler. Düşürsünler. Vatandaşlıktan da çıkartsınlar. Bu ülke bizimdir. Bir yere gitmiyoruz. O eski şeyler geride kaldı. Ben yaşananları ‘Bu kadına haddini bildirin’ anlayışının bir uzantısı olarak görüyorum. Cumhuriyet gazetesi zihniyetini, ülkesinden insanları ayrıştıran zihniyetin bir tezahürü olarak görüyorum. O zaman eğer böyle bir şey yapılacaksa şimdiye kadar Cumhuriyet tarihinde bütün burs alanlar incelensin varsa ayrımcılığa tabi tutulduğumuza dair bir kanıt sunulsun. Usulsüzlük varsa bedeli neyse ödemeye hazırım. Ama benim saklayacak bir şeyim yok.” ifadesini kullandı.
Belediyeciliği yeni öğreniyorlar
1994’te İstanbul Büyükşehir Belediyesinde çalışmaya başladığını belirten Kan, o dönemde yaşananları da şöyle anlattı: “Biz o zaman belediyeyi devraldığımızda bilgi işlem şirketi olan Belbim’de bir tane bile Bilgisayar Mühendisi yoktu. Programcı biri vardı. Veri giriş elemanları vardı. Neyin nerden geldiğini biliyoruz. Belediyeyi tekrar anlamaya çalışırken bu tip şeylerle uğraşıyorlar. Ben 1994’ten 2015’e kadar Büyükşehir Belediyesi’nin farklı kuruluşlarında çalışmış bir insanım. O sebeple verilmeyecek bir hesabım yok. SGK kayıtlarım da ortadadır. Bütün bilgilerimin paylaşılması sorgulanmıyor. Bunu kimin aktardığı da sorgulanmıyor. Yalan haber üzerinden bir algı üretiliyor. Bu bizim alışkın olduğumuz şeyler. Hiç problem değil. Onlar benimle alakalı iyi bir şey söylerse yanlış yoldayım, derim. Paylaşımları inceliyoruz. Doğrudan sosyal medya üzerinden farklı kanallarla yalan haber yapanlarla alakalı gerekli işlemleri yapacağız.”
“Kendi alanımda doktora yaptım”
Belediye ile yapılan iş sözleşmesinde doktora yapması konusunda herhangi bir alan sınırlaması olmadığını belirten Kan, bu konuda birçok uygulama da olduğunu kaydederek, “Sözleşmede alanı ile kısıtlayan bir şey yoktu. Sayın İmamoğlu keşke özgeçmişime baksaymış. Ben Büyükşehir Belediyesinde Avrupa Birliği Müdürlüğünde çalışırken o zaman Avrupa Çalışmaları Yüksek Lisansı yaptım. O da mühendislik değil. Benim kadrom mühendis kadrosu ama daha önce de Belbim’de çalıştığım dönemin haricinde zaten mühendis sıfatı ile çalışmıyordum. Belediye kadrolar öyle oluyor. Belki sayın İmamoğlu ona da bir bakabilir. Zaten farklı kadrolarda çalışan birçok arkadaş farklı kapasitelerde çalışabiliyorlar. Yüksek lisansıma uygun bir alanda doktoramı yaptım. Yine Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne giriş süreciyle alakalı doktora yaptım.” şeklinde konuştu.