Kara kutu Kara kutu ya da uçuş veri kaydedicisi, hava yollarını kullanan her aracın içerisinde bulunması zorunlu olan bir cihazdır. Uçakta bulunan ve türlerine göre farklı işlevlere sahip olan kara kutu, düşen hava taşıtlarındaki incelemenin yapılması açısından önem taşıyor. Bazı kara kutular, pilotların son konuşmalarını kaydedebildiği gibi bazıları sadece uçuş verilerini kaydetmektedir. Peki, Kara kutu nedir? Kara kutu neleri kaydeder? Nasıl kaydeder? Kara kutu nasıl ortaya çıkmıştır? nedir? İşte cevabı...
KARA KUTU NEDİR?
Uçuşa dair her tür veriyi kaydeden kara kutular ayakkabı kutusu büyüklüğünde ve yaklaşık 5 kg kadardır. Çarpma etkisini asgariye indirmek için uçağın kuyruk kısmında yer alır. Kutudaki sinyal sistemi suyla temas halinde devreye girer ve kutunun bulunması için 90 gün boyunca ve 6000 metre derinliğe kadar sinyal verir.
ABD Federal Havacılık Dairesi FAA, uçakların düşmesi halinde araştırmacıların işini kolaylaştırmak için uçaklara iki kara kutu taşıma zorunluluğu getirmiştir. Bunlardan biri, uçağın son 25 saatindeki konum, yükseklik hız gibi 88 farklı alanda uçuş bilgilerini içerir. İkinci kutu ise kokpitteki son iki saatlik ses kaydını.
Çarpma etkisine karşı özel koruma testlerinden geçen kutu 1100 derece ısıda bir saat, tuzlu suda 30 gün dayanacak şekilde yapılmıştır. Kara kutunun içerdiği bilgi çarpma sonrasında da kullanılabilir ve işe yarar olduğu içindir ki bu teknoloji bugün bile geçerliliğini koruyor.
KARA KUTU NASIL VE NELERİ KAYDEDER?
Kara kutular kullanıldıkları uçaklara göre farklılıklar gösterirler. En detaylı kayıt büyük yolcu uçaklarında yapılır. Küçük bir uçakta kaydedilecek parametre sayısı ve çözünürlükleri uçağın kullanılacağı sınıfa göre değişir. 2 kişilik bir akrobasi uçağında kaydedilecek veriler 15 ile 20 arasında değişir. Bu konuda referans olarak SAE AS 8039A dokümanı referans alınabilir. Büyük uçaklarda ise 88 temel parametre vardır. Bu parametrelerin türetilmesi ile bir uçakta toplam kaydedilecek bilgi belli olur. Yolcu uçaklarında bu kriter sayısı 250 ye yaklaşabilir. Bu veriler bir kaza olması durumunda incelenir ve kaza nedeni anlaşılır. Örneğin Pilotun motor gücünü arttırdığı Güç kolu nun herhangi bir andaki değeri motor gücü değeri ile aynı değilse güç kolu ile motor bağlantısı kopmuştur diye yorumlanabilir. Bu bilgiler kokpit ses kayıtları ile kıyaslanarak emin olunur. Şayet arıza fark edilmişse pilot bunu yere bildirmeye çalışacak, bu konuşmalar da kara kutuda kaydolacaktır.
Bu kayıtlar sadece kaza durumunda değil, aynı zamanda bir öğrenci pilotun uçuş performansının değerlendirilmesinde de incelenebilir. Aşağıdaki listede verilenler orta büyüklükte bir uçakta kaydedilecek 88 parametreden bazılarıdır:
Kara kutu ne renktir?
Kara kutu denmesi rağmen rengi turuncudur
TURUNCU OLMASINA RAĞMEN NEDEN KARA KUTU?
Niçin bu şekilde adlandırıldığı kesin olarak bilinmiyor. Warren'ın cihazını inceleyen bir gazetecinin, gizemli bir cihaz olmasına atıfla bu ismi taktığı yönünde bir teori var. Bir teoriye göre ise cihazın ilk modellerinin ‘film' temelli olması ve bozulmamaları için, fotoğrafçıların ‘karanlık odası' gibi hiçbir ışık almayacak şekilde karanlık olmasından dolayı bu şekilde adlandırıldılar. Kayıtlardaki ilk kullanımı, 1958 yılı Ağustos ayındaki bir havacılık araştırma konseyi toplantısı sırasında, bir İngiliz Hava Kazaları Araştırma Şubesi yetkilisince olmuş.
Aslında havacılık endüstrisi ve resmi uçuş terminolojisinde bu cihazlara ‘kara kutu' denmiyor. Resmi adı ‘Flight Recorder (Uçuş Kaydedicisi)' veya ‘Flight Data Recorder (Uçuş Verileri Kaydedicisi)' şeklinde. Ama buna rağmen medyada ve gayriresmi kullanımda ‘kara kutu' şeklinde anılmaya devam ediliyorlar. Parlak turuncu renkte olmaları ise zorunludur.
KARA KUTUNUN TARİHİ
Uçuşun temel bilgilerini kayıt altına alan cihazlar ilk kez İkinci Dünya Savaşı’nın başlangıç yıllarında geliştirildi. Ancak bunların hiçbiri kokpit seslerini kaydetmiyordu. 1953 yılında, Avustralyalı bilimci David Warren, jet motorlu ilk uçak kazasını soruştururken, ‘keşke son birkaç saniyenin seslerini yeniden dinleyebilseydik, bütün sır çözülürdü’ şeklinde düşünmesiyle bu fikri geliştirdi. Warren, bir prototip geliştirdi. Bu cihaz pilotların sesini kaydetmenin yanı sıra bazı veri okumaları da yapabiliyordu. 1960’lı yıllarda bu ekipman bütün ticari uçaklar için zorunlu hale geldi. Teknolojik gelişmelere paralel olarak artık manyetik tapeler yerine hafıza kartlarına bilgiler kaydedilip depolanıyor.
UÇAKLARDA KARA KUTU NE İŞE YARAR?
Uçak kazalarında uçak paramparça olsa da, denizin dibine gitse de hemen kokpit denilen pilot kabinindeki son konuşmaları kaydeden karakutular aranır. Çoğunlukla korkunç kaza enkazı arasından sağlam olarak bulunan bu kutular sayesinde kazanın nedenlerine ulaşılır. Karakutu bu kadar sağlam malzemeden yapılıyorsa neden uçağın tümünde aynı malzeme kullanılmıyor?
Uçakların rahatça havada kalabilmeleri, uzun mesafelere az yakıtla ulaşabilmeleri, mümkün olduğunca hafif malzemeden yapılmış olmalarına bağlıdır. Bu malzemeler çoğunlukla Alüminyum ve plastiktir.
Kokpitteki sesleri ve uçuş bilgilerini kaydeden her iki kutu da paslanmaz çelikten yapılır. En ve boyları yaklaşık 25'er santimetre, derinlikleri 12-13 santimetredir. Kutuların et kalınlıkları ise 6-7 milimetre kadardır. Kutular ayrıca ısıya ve yangına karşı tedbir olmak üzere plastikle çevrili sıvı köpük ile de donatılmışlardır.
Kutular o kadar sağlamdırlar ki, denize düşmüş bir uçağın kutuları 7 sene sonra çıkarılabilmiş ama buna rağmen kayıtlar sağlıklı olarak dinlenebilmiştir. Başlangıçta kutular kanatların birleşme noktasına yakın bir yere konuluyorlardı. Bu bölge uçağın en ağır kısmı olduğundan düşüş anında bu ağır parçalar kutuların üzerlerine düşerek zarar verebiliyorlardı. Sonraları kutular uçağın kuyruk kısmına konulmaya başlanıldı. Tabii bu, uçağın kuyruk kısmındaki koltuklar insanlar için daha emniyetlidir anlamına gelmez, ancak bu yer karakutuların uçağın enkazından en uzağa düşmesini sağlamaktadır. Uçak kazalarının nedenleri değişiktir. Havada bir şekilde infilak ederek düşen uçaklarda yolcuların kurtulma olasılığı yoktur. Bu nedenle de uçağın yapıldığı malzeme bu açıdan önemli değildir. Uçak yere bir bütün halinde çarpsa da düşen bir asansörde olduğu gibi yolcular çarpmanın şiddetinden hayatlarını kaybederler.
Uçağın içine sıvı köpük doldurmak Elektronik aletleri koruyabilir ama insanların sadece ölüm nedenlerini değiştirir. Uçağın malzemesini karakutu malzemesinden yapmak, parçalanma ve yangından zarar görme tehlikelerini önler ama ne yazık ki bu malzemeden yapılmış bir uçak da uçamaz.