Neşat GÜNDOĞDU/ANKARA
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in gündeme getirdiği hidrojen enerjisine yönelik yatırım yapılacağı açıklamaları enerji camiasında heyecana neden oldu. Son yıllarda Türkiye’nin birçok alternatif enerji kaynaklarına yönelişi birçok ülkenin dikkatini çekmişti. Şimdi de bir sonraki adımın hidrojen enerjisinin sisteme eklenmesi olduğunu açıklayan Bakan Fatih Dönmez’in gündeme getirdiği konuyu Milat olarak uzmana sorduk.
Hidrojen enerjisindeki çalışmaları nedeniyle 2009 yılında enerjinin nobeli Eni Award’a aday gösterilen Gazi Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa İlbaş ile hidrojen enerjisinin geleceğini ve Türkiye’nin bu alandaki mevcut durumunu konuştuk. Amerika merkezli Uluslararası Hidrojen Enerjisi Kurumu üyesi de olan Prof. Dr. İlbaş, fosil yakıtların son bulması ile hidrojen enerjisinin devrinin başlayacağını belirterek birçok ülkenin şimdiden bu teknolojiye hazırlandığı söyledi.
Petrole bağımlılığını bitirecek
Türkiye’nin de dünyanın kalan ülkeleri gibi fosil yakıtlara bağımlı bir ülke olduğunu belirten Prof. Dr. İlbaş, Türkiye’nin kömür bakımından orta düzeyde kaynakları varken petrol ve doğalgaz istenilen noktadan oldukça uzakta olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. İlbaş, dünyadaki fosil yakıt rezervinin sınırlı olduğuna ve yapılan analizlerde 2100 yılına kadar bu kaynakların giderek azalacağına vurgu yaptı. Yeni, tükenmeyen ve temiz bir yakıta tüm insanlığın ve ülkemizin ihtiyacı olduğunu aktaran İlbaş, “Bu yakıt ise hidrojendir. Çünkü hidrojen yeni, yenilenebilir ve temiz bir yakıttır. Yüzde 50’sini kullanamadığımız yerli linyitlerimiz ve yüzde 45’ini kullanmadığımız su kaynaklarımız ile yüzde 70’i kullanılmayı bekleyen rüzgâr ve güneş kaynaklarımızı kullanarak hidrojen üretecek ve bu şekilde petrol ve doğal gaza olan bağımlılığımızı azaltacağız” diye konuştu.
Hibrit sistemler kurabiliriz
Hidrojen’in karbon ve sülfür içermediği için kirletici emisyon yaymayarak havayı kirletmeyen temiz bir enerji kaynağı olduğunu kaydeden Prof. Dr. İlbaş, “Sudan elde ettiğimiz hidrojeni yüksek verimliliği nedeniyle yakarak kullanabiliriz. Elektrik üreten termik santrallerdeki verimi artırabileceğimiz gibi aynı teknolojiyi yakıt pillerinde kullanabiliriz. Yanma sonrası tekrar su buharı ortaya çıkacağı için dünyadaki su kaynaklarında bir azalma meydana gelmeyecektir. Bu sayede kesintili ve depolanamayan rüzgâr ve güneş enerjileri ile beraber kullanılabilecek hibrit sistemler kurabiliriz” ifadelerini kullandı.
Enerji arz güvenliği sağlıyor
2015 yılında Türkiye’de toplu bir elektrik kesintisi yaşandığını hatırlatan İlbaş, “Bu durum herkesi şok etmişti. Hidrojen kaynaklı enerji üreterek şebekeden (network) bağımsız (off grid) yapılar ile enerji arz güvenliğini de sağlayabiliriz. Yerinde (off grid) yenilenebilir kaynaklardan yani güneş, rüzgâr veya biyogazdan üretilen sistemlere hidrojen sistemi desteği sağlayarak üretim verimliliğindeki eksiklikleri bu hidrojen sisteminden sağlayabiliriz. Türkiye’de bunun örneği de var. Keçiören Devlet Hastanesi’nin enerji ihtiyacı hidrojenden üretilen elektrikten karşılanıyor. Bir miktar enerji kaybı oluyor ama enerji arz güvenliği sağlanmış oluyor” vurgusunu yaptı.
Termik santrallerde kalite artar
Kömürden kömür gazı hatta hidrojen üretilebileceği bilgisini veren Prof. Dr. İlbaş, yakın zamanda kömürle çalışan bazı termik santrallerin verimsizlikten dolayı kapanmasında hidrojenin çözüm olabileceğini söyledi. İlbaş, şu bilgileri verdi: “Şu anda üretilecek hidrojeni doğal gaz hatlarına yüzde 30’a kadar vererek Türkiye’de hidrojen kullanım alanını artırabiliriz. Kalitesi düşük kömür gazına hidrojen ekleyerek kömür gazını da iyileştirebiliriz. Hidrojeni kattığımızda yanma, alev ve emisyon bakımından kalite yükselecektir. Düşük kalitedeki yakıtların daha iyi yanmasını sağlayacak hidrojen ile bazı tesisler daha verimli çalışabilir. Elbistan’da kömürle çalışan termik santral, kalitesi düşük kömürden dolayı düşük verim ortaya koyarken yüksek oranda da çevre kirliliğine neden oluyor. Bu nedenle yakın zamanda faaliyeti durdurulan birkaç santari hidrojen kullanımı daha verimli ve çevreci enerji üretir hale getirebiliriz. Buradaki işinden olan insanların tekrar çalışmaya başlaması ile bölge ekonomisine ve istihdama da katkı sunarız.”
Küresel ısınmaya çözüm olabilir
Küresel ısınmanın ana sebebinin insanlığın ısınma ve enerji ihtiyacını gidermesi sonrası artan karbon salınımı olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. İlbaş, dünyanın kirlenmesinin geri dönülemez bir noktaya varması durumunda dünyanın hidrojene geçişinin hızlanacağını belirtti. İlbaş, “Son aylarda tüm dünyanın konuştuğu Avustralya yangınları var. 4 aydır süren yangınların küresel ısınmanın bariz sonuçlarından biri olduğu söyleniyor. Fosil yakıtlar yani petrol, gaz ve kömür ile havadaki artan karbon oranı gezegenimizin iklimsel özelliklerini bozmaya başladı. Yakında bu etkilerin tarım üzerinde daha yıkıcı etkilerini görmeye başlayacağız. Buna rağmen insanlığın gelişimini sürdürmesi enerjiye olan ihtiyacı daha da artırıyor. Hem dünyamızı korumak hem de enerji ihtiyacımızı gidermek için alternatif temiz enerji kaynaklarına yönelmemiz gerekiyor” dedi.