İsmail Zelvi
Dünya kamuoyuna kendilerini mazlum olarak tanıtan Ermenilerin Azeri Türklerine karşı Bakü'de gerçekleştirdikleri 'Kanlı Ocak' katliamı 28. Yılında unutulmadı.
Azerbaycan'ın SSCB'den bağımsızlığını ilan etmesindeki en önemli olaylardan biri olan Kanlı Ocak katliamı 1990 yılında 19 Ocak'ı 20 Ocak'a bağlayan gece gerçekleştirildi.
Mihail Gorbaçov'un yüzyıllardır Türk yurdu olan Dağlık Karabağ'ı Azerbaycan'dan kopartacak Ermeni işgali teşvik eden politikaları Azerbaycan'da tepkilere sebep olmuştu.
Gorbaçov'un SSCB Anayayasası ve Azerbaycan SSC Anayasası'nı çiğneyen uygulalamalarını protesto eden halk şiddetle bastırılmak istendi. 20 Ocak 1990 tarihinde Bakü ve Azerbaycan'ın önemli illerinde sıkıyönetim ilan eden Sovyet yönetimi daha sıkıyönetim kararnamesi açıklanmadan, Rus Özel Birlikler üniforması giymiş Ermeni çetecileri sokaklara saldılar. Bakü sokaklarında Rus üniformalı Ermeniler tarafından 82 kişi hunharca öldürüldü. Katliamlardan halkın haberdar olmaması için devlet televizyonu ve radyo binasının elektrik trafosu KGB ajanları tarafından patlatıldı.
Cinayetleri protesto etmek için sokağa çıkan Azerilerin tepkilerini bastırmak için ise sabah saatlerinde Rus kıyafetli Ermeniler sivil topluluklara ateş etti. Tanklar sivillerin üzerine sürülerek 147 kişiyi katlettiler 800'den fazla kişiyi ise yaraladılar. Halkın büyük tepkisi karşısında tutunamayan katiller sürüsü sabah saatlerinde Bakü'yü terk ettiler.
Gorbaçov'un bağımsızlık isteyen halkları korkutmayı amaçlayan Kanlı Ocak katliamı Azerilerin, birleşmesine saflarını sıklaştırmasına bağımsızlık iradesini güçlendirmesine sebep oldu. Azerbaycan, mazlumların kanlarının yerde kalmaması için katliamı gerçekleştirenlerin yargılanmasını istedi, ancak bu güne kadar katiller sürüsünden yargılanan olmadı