Kanlı bilanço

Mısır'da gerçekleşen darbenin üzerinden aylar geçtikten sonra ağır bilanço korkuttu. Ülkenin ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşlere karşı yapılan darbeden sonra cuntacıların gerçekleştirdiği operasyonlarda 3 bin 510 kişi öldü, 20 bin 559 bin kişi yaralandı, 2 bin 144 kişi tutuklandı. Cuntacı Sisi özgürlük yalanının arkasına sığınıp, demokrasi havarileri ile işbirliği yaparak halkı katletti.

KARANLIK SAYFA

Konu hakkında Milat'a konuşan İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Genel Sekreteri Ali Kurt, Mısır'da yaşanan bu acı bilançonun dünya tarihi açısından karanlık bir sayfa olduğunu vurguladı. Kurt, Bu dönemde haçlı savaşlarının yerini uluslararası güçlerin aldığını söyledi. Kurt, İslam dünyasında yaşan acılarını görmezden gelen emperyal güçlerin, demokrasi ve özgürlük gibi kelimeleri sömürgecilik aracı olarak kullandığını ifade etti.

ADEM KIZILAĞIL/ ANKARA-

Mısır'da 3 Temmuz darbesinin üzerinden 3 ayı aşkın süre geçti. Demokratik yollarla seçimi kazan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi cuntacılar tarafından görevden alındı. Halk darbeye karşı sivil direnişe geçti. "Rabia işareti" ile sembolleşen "sivil direniş", darbe yönetiminin bu direnişe yaptığı kanlı müdahale, baskı ve tutuklamalarla dünya gündemine oturdu. Geçen süre içerisinde Mısır'da yapılan askeri darbenin bilançosu belli oldu. Darbenin gerçekleştiği günden bugüne 3 bin 510 kişi öldü, 20 bin 559 bin kişi yaralandı, 2 bin 144 kişi tutuklandı.

Dünya izledi, halk direndi

Askeri müdahaleyle Mursi'yi önce görevden alıp, ardından da gözaltına alan darbe yönetimi, beklenmedik bir sivil direnişle karşılaştı. İlk günden itibaren sokakların tanklarla kuşatma altına alındığı Mısır'da, Rabiatul Adeviyye ile Nahda Meydanı'nda gerçekleştirilen gösterilerin bastırılması için önce gözaltı dalgası başlatıldı, bu sonuç vermeyince da kanlı müdahalelere başladı.

Utanılacak bir tarih

Konu hakkında Milat'a konuşan İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) Genel Sekreteri Avukat Ali Kurt, Mısır'da yaşanan bu acı bilançonun dünya tarihi açısından karanlık bir sayfa olduğun vurguladı. Kurt, Bu dönemde haçlı savaşlarının yerini uluslararası güçlerin aldığını söyledi. Kurt, İslam dünyasında yaşan acılarını görmezden gelen emperyal güçlerin, demokrasi ve özgürlük gibi kelimeleri sömürgecilik aracı olarak kullandığını ifade etti.

Kan emici emperyaller

Mısır'da yapılan operasyonları Sisi'nin tek başına gerçekleştirmediğini belirten Kurt, "Mısır tarihi boyunca ilk kez halkın iradesi ile iş başına gelen cumhurbaşkanı cuntacılar tarafından al aşığı edildi. Bu gerçekten şaşılacak bir durum. Demokrasi çığırtkanları bu olayı sadece izlemekle yetinmedi aynı zamanda destek verdi. Halen yüzleri kızarmadan demokrasi, özgürlük diyorlar. Bunu anlamak gerçekten güç" diye konuştu.

Adalet yerini bulacak

Mısır'da yaşanan darbeyi Türkiye'nin 28 Şubat sürecine benzeten Kurt, "Türkiye nasıl ki 28 Şubat sürecinden sonra nasıl ki ayağa kalktıysa, Mısır'da aynı şekilde bunu yapacaktır. İhvan'ı sindirme girişimleri sonuçsuz kalacak, hak ve adalet bir gün yerini bulacaktır. Adaleti kendi elinde sananlar, Allah'ın adaleti karşında aciz kalacak, hak ettikleri cezayı bulacaklardır" dedi.

Siyonist rahatsız

ABD'nin Mısır'a yönelik askeri sistemlerin teslimatını ve para yardımını kesmesi, İsrail'de rahatsızlığa yol açtı. Tel Aviv, Müslüman Kardeşler'le yürütülen mücadelenin, göstericilere uygulanan şiddetten daha önemli olduğunu ifade edildi.