Kalın, Washington DC Merkezli düşünce kuruluşu German Marshall Fund'ın internet üzerinden düzenlediği "Türkiye'nin Dış Politikası" başlıklı panele katıldı.
Uluslararası düzenin özellikle de Kovid-19 salgınının ardından değişmeye başladığını ancak Türkiye'nin hala Batı ittifakının bir parçası olduğunu vurgulayan Kalın, "Bizim hala NATO'nun bir parçası olmamız, AB'ye tam üye olup, Batı ittifakının güçlü bir ortağı ve müttefiki kalmayı istememiz Orta Doğu ülkeleri ya da Rusya ile iyi ilişkilerimiz olmayacağı anlamına gelmez." değerlendirmesinde bulundu.
Kalın, Türkiye'nin terörle mücadele gibi konularda attığı adımların yanı sıra, insan onuru ve hayatının öncelikli olduğu bir dış politika izlediğini de anımsattı.
"Türkiye'ye karşı yaptırım ve tehdit dili hiçbir zaman işe yaramamıştır"
Yarınki AB Zirvesinde Türkiye'ye yaptırım konusunun da gündeme geleceğinin anımsatılması üzerine Kalın, "Bugün AB Zirvesinin Türkiye hakkındaki taslak açıklamasını okudum. Türkiye'ye yaptırımın düşünüldüğü bir dili görmek hayal kırıklığıydı. Umarım Avrupalı ve AB'li liderler bundan kaçınır. Türkiye'ye karşı yaptırım ve tehdit dili hiçbir zaman işe yaramamıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Kalın, bu tarz tehdit ve yaptırım dilinin her zaman ters teptiğinin altını çizerek, "Biz pozitif bir ajandaya sahip olmak istiyoruz. AB ile yine bir sayfa açıp AB üyeliği sürecinde ilerlemek istiyoruz." dedi.
Türkiye'nin geniş jeopolitik ve jeostratejik ajandasının AB üyesi ülkelerin kişisel sığ ajandalarının kurbanı olmaması gerektiğini belirten Kalın, "Evet bazı ülkelerle belirli konularda farklılıklarımız var, ancak bu farklılıkların AB ile ilişkimizin parametrelerini belirlemesine izin vermemeliyiz." görüşünü paylaştı.
"Doğu Akdeniz konusunda daha önce de dediğim gibi herkesle ön koşulsuz konuşmaya hazırız"
Kalın, Türkiye'nin uzun süredir Kıbrıs konusunda çözüm önerileri sunduğunu ancak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafının bu çözümleri kabul etmediğini belirterek, Türkiye'nin buna rağmen sabırlı davrandığını, Birleşmiş Milletler öncülüğündeki müzakerelere ve 2017'de Crans Montana'ya katıldığını anımsattı.
Kıbrıs konusunda AB üyesi ülkelerin tutumunu da eleştiren Kalın, "AB yetkililerine söz verip tutmayanın kim olduğunu sorabilirsiniz. Bazı AB üyesi ülkeler bize gelip Güney Kıbrıs'ın şartlarını kabul etmemiz gerektiğini söylüyor. Bunu neden yapalım? Biz adanın bütünlüğü için çalışıyoruz ancak ne yazık ki Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Türk tarafını hiçbir zaman muhatabı olarak kabul etmedi." dedi.
Kalın, Yunan tarafının AB Zirvesi bitene kadar Türkiye ile konuşmaya yanaşmadığına işaret ederek, "Bu durum bana Yunanistan'ın bu zirveden Türkiye'ye yaptırım çıkmasını umduğunu düşündürüyor. Emin olun böyle bir şey sadece Türkiye-AB ilişkileri için değil, Türkiye-Yunanistan ilişkileri için de zararlı olur." diye konuştu.
Doğu Akdeniz'deki enerji için de herkesin masada olacağı bir konferansın verimli olabileceğini belirten Kalın, "Bildiğiniz üzere Mısır ile, İsrail ile bazı konularda anlaşmazlığımız var. Ancak, Doğu Akdeniz konusunda daha önce de dediğim gibi herkesle ön koşulsuz konuşmaya hazırız." mesajını verdi.