Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Türkiye-ABD İş Konseyi (TAİK) ile Amerikan-Türk Konseyi (ATC) tarafından düzenlenen 37. Ortak Yıllık Konferansı'na katılmak üzere geldiği Washington'da yabancı basın mensuplarına Türk-Amerikan ilişkilerini değerlendirdi.
Türkiye'nin Batı'dan uzaklaştığı yönündeki eleştirilere yanıt veren Kalın, Türkiye'nin, dış politikasına 360 derecelik bir açıdan baktığını ve dış politika seçeneklerini genişletip çeşitlendirdiğini söyledi.
Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi alınması konusunu değerlendiren Kalın, Türkiye'nin son 10 yıldır Patriot füze sistemini almaya çalıştığını ve güçlü bir hava savunma sistemi olmayan birkaç ülkeden biri ya da tek NATO üyesi olduğunu belirtti.
"Türkiye CAATSA'ya maruz kalmamalı"
Türkiye'nin daha önce Patriot füze sistemi almak için çok uğraştığını ancak bu isteğinin gerçekleşmediğini anlatan Kalın, Türkiye'nin sadece hava savunma sistemi almak istemediğini, aynı zamanda kendi sistemini de geliştirmek istediğini, ancak ABD'nin sunduğu paketin, Türkiye'nin ihtiyacını karşılamadığını ve Rusya'nın teklifinin ''birlikte üretimi'' içerdiğini ifade etti.
Kalın, Türkiye'nin Rusya ile S-400 anlaşmasını, ABD Kongresinde CAATSA (ABD'nin Düşmanlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası) yasasından bir yıl önce yaptığını ve S-400'lerin dolayısıyla bu yasaya maruz kalmaması gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
"Yine de o noktaya gelinirse Başkan Trump'ın muafiyet yetkisini kullanmasını bekleriz. Son telefon görüşmesi (Erdoğan-Trump) sanıyorum 6 hafta ya da 2 ay önceydi. Başkan Trump CAATSA konusunu takip edeceğini söylemişti ve bu konunun çözümü konusunda iyi niyetli olduğunu düşünüyorum."
S-400 ve F-35 konusunda komite önerisi
Kalın, ABD'li yetkililerin, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 almasının F-35 programını tehlikeye atacağı yönündeki açıklamalarına şöyle yanıt verdi:
"ABD'li meslektaşlarımıza bu konuyla ilgili teknik bir komite kurulması teklifinde bulunduk. Türkiye'de S-400 sisteminin kurulmasının, F-35 sistemindeki hassas verilere erişim sağlamayacağının teminatını vermek istiyoruz. Teklifimiz, bu komitenin NATO çatısı altında kurulması. Bu teklif hala masada ve ABD'li meslektaşlarımızın cevabını bekliyoruz. S-400'ün hiçbir sistemi tehlikeye atmasını istemeyiz."
"Tehdit ve yaptırımların bir yararı olmayacaktır"
ABD Kongresine sunulan "Türkiye'ye yaptırım" teklifine Trump'ın yapıcı bir şekilde müdahil olmasını beklediklerini kaydeden Kalın, "Daha önce de defalarca söylediğim gibi, tehdit ve yaptırımların bir yararı olmayacaktır ve hiçbir olumlu sonuç vermeyecektir. ABD ile tabii ki bu konuda bir çatışma istemiyoruz ama Türkiye'nin meşru güvenlik kaygılarını da herkesin anlaması gerek." dedi.
Türkiye-Suriye sınırında güvenli bölge oluşturulması konusunda ise hem Türkiye hem ABD tarafında çalışmaların ve görüşmelerin sürdüğünü söyleyen Kalın, ''İlerleme kaydediyoruz ve bu olumlu bir gelişme. Güvenli bölgenin bizim kontrolümüzde olması gerektiğine inanıyoruz. Fırat'ın doğusu bütün terörist unsurlardan temizlenmeli, yani YPG/PKK."
Güvenli bölge konusu
Kalın, güvenli bölge konusundaki görüşmelere ilişkin, ''ABD tarafından Türkiye-ABD ilişkileri konusunda bazı olumlu sinyaller alıyoruz.'' ifadesini kullandı.
ABD'nin YPG/PKK konusunda politikasını değiştirmesi gerektiğini ve Suriye'de barış ve güvenlik için bu unsurlara ihtiyaç duyulmadığını belirten Kalın, ''Biz de DEAŞ'ın yeniden ortaya çıktığını hiçbir şekilde görmek istemeyiz ve İdlib, Deyrizor ve neresi olursa olsun DEAŞ ile mücadeleye hazırız.'' şeklinde konuştu.
"Türkiye, İran yaptırımlarından muaf tutulmak istiyor"
İran yaptırımları konusunda da değerlendirmede bulunan Kalın, Türkiye'nin yaptırımlardan muaf tutulan ülkelerden biri olduğunu hatırlatarak, "(ABD'nin mayıs ayında devreye girecek İran'a yönelik yaptırımları) İran'a yönelik yaptırımlardan Türkiye'nin muaf tutulmasını bekliyoruz. Bu konudaki talebimizi en güçlü şekilde ABD'ye ilettik." dedi.
Türkiye'nin İran'a yaptırım uygulamayı düşünüp düşünmediğine dair bir soruya da Kalın, İran'ın, Türkiye'nin ana petrol tedarikçilerinden biri olmasının yanı sıra, Türkiye'nin komşu ülkesi olduğunu ve İran ile Astana Süreci de dahil birçok konuda ortak hareket ettiklerini anımsattı.
Kalın, "İnsanlar, Türkiye'nin İran'a sırtını dönmesini beklememeli. Biz yaptırımdan ziyade daha fazla sözleşme yapmak için bekliyoruz. Türkiye, İran ile nükleer anlaşmayı en başından beri destekledi ve bu anlaşmanın devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
"Eğer Türkiye'ye güvenemezlerse biz de onlara güvenemeyiz"
Türkiye'nin bazı ABD'li firmaların savunma teknolojilerini muhafaza etme endişelerini anladıklarını dile getiren Kalın, "Ancak Türkiye daha önce de birçok NATO misyonunda kanıtladığı gibi güvenilir bir ortak. Eğer onlar Türkiye'ye güvenemezse biz de onlara güvenemeyiz." ifadelerini kulandı.
Kalın, Türkiye'nin alternatif arayışının sadece S-400 meselesi ile ilgili olmadığını vurgulayarak, ABD'nin YPG/ PKK'ya verdiği destek ve FETÖ meselelerinin de kamuoyunun düşünme şeklini etkilediğini vurguladı.
"Türkiye-AB ilişkileri eşitliğe ve ortak çıkarlara dayanmalı"
AB-Türkiye ilişkileri hakkında da değerlendirmelerde bulunan Kalın, 2005'ten bu yana sadece bir faslın açılıp kapandığını, bazı fasılların açıldığını ancak kapanmadığını, bazılarının ise açılmasının engellendiğini kaydetti.
Kalın, Türkiye'nin Kopenhag Kriterleri'nin karşılanması konusunda birçok ülkeden çok daha iyi bir durumda olduğunun altını çizerek, "Türkiye-AB ilişkileri eşitliğe ve ortak çıkarlara dayanmalı." dedi.
"Aynı anda 3 terör örgütüyle mücadele veriyoruz"
AB'ye tam üyelik haricinde Türkiye'ye Şengen dışında da verilen sözlerin tutulmadığına işaret eden Kalın, "Türkiye, aynı anda 3 terör grubuna (PKK, DEAŞ ve FETÖ) karşı savaş veren tek NATO müttefiği. Türkiye'ye bu konuda NATO ve Avrupa'daki müttefiklerinden ne kadar yardım geldiğine baktığımızda, çok az olduğunu görüyoruz." diye konuştu.
Kalın, "Avrupa, sadece Türkiye'deki değil, Mısır'daki duruma da cevap vermekte başarısız olmuştur. Şimdi Sisi'yi hiçbir şey olmamış gibi kırmızı halıda karşılıyorlar. Bunların hepsini bir araya koyunca nasıl hissettiğimizi anlıyorsunuzdur. Hala AB'ye tam üye olmayı düşünüyoruz ancak Avrupa cephesinden bu konuda hiçbir olumlu sinyal almıyoruz." eleştirisini yaptı.
"Cemal Kaşıkçı cinayetine dair soruşturmaya Türkiye'nin bakış açısı" üzerine bir soruya Kalın, "En başından beri bu soruşturmada şeffaflık istedik, ancak hiçbir şeffaflık göremedik. Şu anda Riyad'da devam eden bir mahkeme süreci var. Umuyoruz ki bu süreç şeffaf olur ve gerçekler ortaya çıkar." şeklinde yanıt verdi.
Cemal Kaşıkçı'nın bir gazeteci olmasının haricinde kendisinin de arkadaşı olduğunu belirten Kalın, "Olay Türkiye'de yaşandığı için suçluların adalet önüne getirildiğinden emin olmak adına yapabileceğimiz her şeyi yaptık." dedi.