Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Batı'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a neden 'Diktatör' iftirasını attığını açıkladı. Kalın, Diktatör iftirası "Küresel konularda Batı'ya ayna tutan Tayyip Erdoğan'dan duyulan rahatsızlıkla ilgili; bundan bağımsız düşünemeyiz." dedi.
DİKTATÖR SÖYLEMİ NEDEN ORTAYA ÇIKIYOR
Habertürk'e konuşan Kalın şu ifadeleri kullandı: Fransa'da Le Point Dergisi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı "diktatör" ifadesiyle kapak yapması çok tartışma yarattı. Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşları sert tepki gösterdiler, protesto ettiler. Fransız Cumhurbaşkanı Macron, Twitter üzerinden "Basın özgürlüğü paha biçilemez; onsuzluk diktatörlüktür"mesajıyla üstü kapalı dergiye destek verdi. Fransa'da sol bir derginin böyle bir kapakla çıkması ve ardından Avrupa'da yaşayan bazı Türk vatandaşlarının bunu protesto etmesini ele alırsak; bu ikisi demokraside fikir ve protesto hürriyeti çerçevesinde kabul edilemez miydi?
Edilebilirdi. Bizim bir dahilimiz olmadı. Vatandaşlarımız inisiyatif kullandılar. Biz dergiyi kınadık Sayın Macron dergiye sahip çıkıyorsa o vatandaşların protesto hakkına da sahip çıkmalı. İş şiddete varmadığı müddetçe demokratik bir haktır. Fakat burada "diktatör" söyleminin hangi amaçla gündemde tutulduğuna bakmak gerekiyor.
'DİKTATÖR SÖYLEMİNİN NEDENİ KÜRESEL KONULARDA BATI'YA AYNA TUTAN TAYYİP ERDOĞAN'DAN DUYULAN RAHATSIZLIK'
Nedir amaç?
Küresel konularda Batı'ya ayna tutan Tayyip Erdoğan'dan duyulan rahatsızlıkla ilgili; bundan bağımsız düşünemeyiz. Basın özgürlüğü "hakaret özgürlüğü" demek değildir. Siz bir ülkenin seçilmiş liderine saldırdığınızda, hedef gösterdiğinizde insanların buna tepki göstermesi gayet doğaldır. Aynı günlerde Almanya'da, bir Alman karikatürist Netanyahu'yu eleştiren bir karikatür çizdiği için işinden atıldı. Bu konularda basın özgürlüğü savunuculuğu yapanlar, çıkıp bununla ilgili bir açıklama yaptılar mı? "Bu adamın işinden atılması basın özgürlüğü ile çelişir" dediler mi? Hayır. Orada gayr-ı mektup, yazılmamış, üstü örtülü adeta bir konsensüs var; belli konulara girilmez. Girildiği zaman bunu gereği yapılır. Amerika'da da bunun örnekleri var. Birisi için "basın özgürlüğü" olarak savunduğunuz şeyi, bir başkası için "işine son verme" şeklinde değerlendiriyorsanız; tutarlı davranmıyorsunuz demektir.