Fatma Gülşen Koçak'ın moderatörlüğünü üstlendiği program, vakfın sosyal medya hesaplarından çevrim içi yayınlandı.
Söyleşide konuşan Prof. Dr. Özlem Fedai, yazar ve şair Mehmet Akif İnan'ın sanat hayatından, beslendiği kaynaklardan ve fikri yapısından bahsetti.
Fedai, İnan'ın Şanlıurfa'da doğduğunu belirterek, "Herkesin bildiği bir gerçek var, 'Coğrafya kaderdir.' deriz. Özellikle sanatçılar konu olduğunda bu söz daha bir manalı olur. İnan, aslında bu anlamda çok şanslı bir şair. Hem halk kültürünün hem de divan şiiri kültürünün yüzyıllarca kol kola hüküm sürdüğü bir coğrafyada dünyaya gelmiş. Urfa'da aslında kökleri oldukça zengin bir ailenin mirasçısı. Maraşlı bir anne ve kökleri oldukça eskiye dayanan Mirza Ali aşiretinden Urfalı bir babanın evladı." diye konuştu.
İnan'ın şiir anlayışına değinen Fedai, şunları kaydetti:
"Urfa öyle bir zengin coğrafya ki, sıradan halkın bile ezbere gazeller, kasideler okuduğu, bir yandan koşmaların, türkülerin dile getirildiği bir yer. İnan, farklı zaman dilimlerinde de olsa onlarla aynı havayı solumuş bir şair. Bu coğrafya içerisinde yetiştiğinden dolayı küçük yaşlardan itibaren bu mirası çok iyi değerlendirmiş. Onun şiirinin kodlarında bulduğumuz her unsur, hem halk şiirinden hem de divan şiirinden gelme. Aslında içine doğduğu ve yaşadığı coğrafya, onun hamurunu şekillendirdiği birer ürün olarak karşımıza çıkıyor."
- "Neyi kaybettiğimizi hatırlatmak istemiş Akif İnan"
Özlem Fedai, Mehmet Akif İnan'ın inançlı ve kültürlü bir ailede yetiştiğinin altını çizerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İslami tefekkürle çok erken dönemde karşılaşmış hem muhit olarak hem de aile olarak. Aynı zamanda dedelerine baktığımızda da oldukça vatansever insanlar olduğunu görüyoruz. Onlar da birer dava adamı tıpkı İnan gibi. Milli Mücadele yıllarında tüm servetlerini milleti için harcamış her iki dedesi de. Öyle ki, babasının babası, Maraş'ta Fransızlar tarafından karargah olarak kullanılmasın diye eşyalarıyla birlikte evini ateşe vermiş. Böyle genetik kodlarla, böyle bir miras ve coğrafyada doğmuş bir şairin tabii ki Akif İnan gibi mücadeleci, değerlerine sahip çıkan, kültürüne sahip çıkan bir şair olarak yetişmesinden daha doğal şey olamaz diye düşünüyorum."
Akif İnan'ın yayınlanmış ilk eserinin adının "Edebiyat ve Medeniyet Üzerine" olduğunu aktaran Prof. Dr. Özlem Fedai, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Akif İnan'la medeniyet zaten yan yana anılması gereken iki kavram. İlk eserine baktığımızda Akif İnan için medeniyet aslında şark medeniyetiyle garp medeniyetinin karşılaştırılması ve şark medeniyetinin o kadim kültürünün hatırlatılması anlamına geliyor. Yani Akif İnan, bütün sanat anlayışını, sanat veya fikir davasını, Tanzimat'tan beri süregelen medeniyet değiştirmelerimizin yarattığı kültürel hafıza kaybını hatırlatmak üzere şekillendirmiş. Kendi öz kimliğimizi hatırlatmak ve aslında İslam medeniyetinin yüzyıllar boyunca şekillendirdiği bütün değerleri hatırlatarak Müslümanlara bir özgüven aşılamak istemiş. Tanzimat'la birlikte Batı hayranlığı içerisinde bulunan aydınlara, Batı'nın akılla şekillenen medeniyeti karşısında Doğu'nun kalple şekillenen ve aklı kalple kontrol altına alabilecek o zengin büyük medeniyetine bakarak, neyi kaybettiğimizi hatırlatmak istemiş Akif İnan. Bu sebeple hiç aşağılık kompleksi duymamamız gerektiğini, şarkın kadim medeniyetine sıkı sıkıya sarılarak özümüze, köklerimize dönmemiz gerektiğini hatırlatmış."
Yaklaşık bir saat süren etkinlik, Mavera Vakfı'nın YouTube kanalında izlenebilir.