Kadir Gecesi'nin kadrini bilelim

Sadece Kur'an'ın inmesi demek değildir, Kadir Gecesi. Kardeşliğin, vahdetin, sevginin, merhametin, zulme tahammülsüzlüğün, diri diri toprağa gömülen kızların kurtarılması, kadın haklarının tecellisidir. Yani miladdır O.

RÖPORTAJ: SABRİ GÜLTEKİN

Kadir Gecesi denildiğinde, sizin ruh aleminizde inkişaf eden manevi hatıra nedir? Kur'an-ı Azümişşan'la özdeşleşmenin zirvesi olan bu geceyi nasıl idrak etmek gerekir?

- Kadir Gecesi'nin kadrini bilmek lazım. Kadir Gecesi insanlık tarihinin de dönüm noktasıdır. Sadece Hz. Peygamber hayatında değil. Çünkü Hz. Peygamber daha Peygamber olmadan önce Kadir Gecesi tespit ediliyor. Ve Kur'an'la özdeş hale getiriliyor. Kadir Gecesi, bir anlamda Müslümanların ufkunda bir hatıradır. Nebevu00ee bir dönemin ve Cebrail Aleyhisselam'ın yeniden inişinin tecellisidir. Kadir Su00fbresi'nde " Tenezzelülmelaiketü verru00fbhu fu00eeyha bi'izni rabbihim min külli emr..." (Melekler ve Ruh o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner.) Ruhtan maksat Cebrail Aleyhisselam'dır. Hiçbir gece değil o gece iniyor. Çünkü Hz. Muhammed(s.a.v.)'e o gece indi. O ilk hatıra sürekli tazeleniyor. Yani Kur'an hiç eskimiyor. Kur'an ilk gece Hira'da indiği gibi şu anda.

Fırsatı fırsat bilmek lazım

Kadir Gecesi, Kur'an Medeniyeti'nin dünyaya doğması demektir. Sadece Kur'an'ın inmesi demek değildir. Kardeşliğin, vahdetin, sevginin, merhametin, zulme tahammülsüzlüğün, diri diri toprağa gömülen kızların kurtarılması, kadın haklarının tecellisinin hepsinin başlangıcı, yani miladıdır O. Aksi durumda Kadir Gecesi'ni anlamamış oluruz. Bu geceyi Hz. Peygamberin değerlendirdiği gibi değerlendirmek lazım. Hz. Peygamber, Kadir Gecesi'nde çok dua ederdi. Yani sabaha kadar, fecir vaktine kadar bu fırsatı, fırsat bilmek lazım. Yani fırsatçılık yapmak lazım.

Kadir Gecesi'nin gününün gizliliği çok önemli. Ramazan'ın tekli ve son on gününde aranması salık verilir. Ama bazı alimler, Kadir Gecesi'nin yılın her gecesinde aranması gereğini ifade ederler. Yani her geceyi Kadir Gecesi bilmek gerekir.

- Önünde Rahmet, ortasında Mağfiret, sonunda Cehennem'den Azad muştusu bulunan bu mübarek Ramazan ayında dünya Müslümanlarının kalbi buruk. Çevremize baktığımızda kan ve gözyaşından başka bir şey göremiyoruz. Neler oluyor, bize?

- Suriye'de, Mısır'da, Myanmar'da dahası dünyanın her yerinde Müslümanlar zulüm altında inim inim inliyor. Birlik ve dirlik ruhu darmadağın olmuş vaziyette. Birey olarak, ümmet olarak kendimizi yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. "Nerede hata yapıyoruz?" sorusunu sormaz isek, bu zulüm çemberinden çıkamayız. Onun için, Allah'la ahdimizi, misakımızı yenilemeliyiz. Hz. Peygamber(sav)'le olan dostluğumuzu, sevgimizi yenilemeliyiz. Her gün, masada otururken kalbimizi ortaya koymalıyız. Siyah mı, beyaz mı diye bakmalıyız kalbimize.

Sözün sahibi değil, söz önemli

- Fahri Kainat'ın adı anıldığında babanızın hep boğazının düğümlendiğini, hatta bazen saatlerce ağladığına şahid olduğunuzu söylüyorsunuz. Sizde gördüğümüz derin anaforlar, babanızda vuku bulan Kur'an ve Sünnet aşkının tecellisi mi?

- Onların bereketidir zannediyorum. Onun için bazen insanlar şöyle güzel, böyle güzel konuşuyorsunuz dediklerinde, bundan ru00fbhen rahatsız oluyorum. Çünkü sen konuşmuyorsun aslında. Mevlam sevdiklerinin hayatını aktartacak birilerine. O aktarıcının da hiç bir kıymeti olmayabilir. Önemli olan aktarılanların büyüklüğüdür. Sözün sahibi değil, sözün önemli olduğuna inanıyorum. Herhalde bu muhabbeti kazanmaya çalışmakla kazanılmaz bu. Bazı şeylerin kesbi değil, vehbi olduğuna inanıyorum. Rahmetli babam pek piyasaya çıkmadı. Gölgede kaldı. Gölgede kalmaya, tanınmamaya çalıştı. Yakınlarının dışında kimsenin de kendisini keşfetmesini istemedi hiçbir zaman. İmam-ı Şafii'nin dediği gibi; "Kimse bana nispet edilmesin, bütün iyi sözleri ben söyleyeyim." Benim tarzım da odur. Ben istiyorum ki; İslam'ı tebliğ edeyim, Hz. Peygamberi anlatayım, ama beni örnek edinmesinler. Biz örnek değiliz.

"Babam hadisler konusunda beni uyardı"

- Sizi daha çok sesli ve görüntülü yayınlarla tanıma fırsatı bulduk. Yayınlanmış yazılı eserleriniz var mı?

- Evet yayınlanmış çok sayıda eserim var. Yazdığım kitaplardan "Kur'an-ı Kerim'in Anlaşılmasında Hadislerin Rolü"nü babamın isteği üzerine yazdım. Rahmetli babam demişti ki: "İleride 'hadisler' çok inkar edilecek oğlum. Onun için o konuda yoğunlaş." Ben de bu kitapta sünnetin delil oluşu konusunu ele aldım.