Adnan Oktar grubunun örgüte yeni üyeleri nasıl kazandırdığını 'eski kedicik' Ceylan Özgül açıkladı. Özgül, "Örgütte herkes görevliydi bu konuda. Erkekler grubu özellikle. Hileyle, dini de kullanarak çeşitli yöntemlerle kızları buraya çekmek için uğraşıyorlardı" dedi. Adnan Oktar grubundan 2017 yılında ayrılan Ceylan Özgül, geçtiğimiz günlerde Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na dilekçe sunarak Adnan Oktar'ın kardeşi Kenan Oktar hakkında şikayetçi olmuştu. Şikayeti üzerine ifade veren Özgül, Kenan Oktar'ın kendisinin İngiliz ajanı olduğunu iddia ettiğini söylemişti.
"Yeni üye kazandırmak için özel grup vardı" Özgül, Adnan Oktar grubu ve Kenan Oktar'a yönelik çarpıcı açıklamalarda bulundu. Adnan Oktar grubuna yeni üyelerin nasıl dahil edildiği sorusuna Ceylan Özgül, "Örgütte herkes görevliydi bu konuda. Çünkü örgütte manevra kabiliyetinin ve acıtasyonun yüksek tutulması gerekiyor. Bu konuda herkes görevli fakat bunun dışında da özel sadece bununla ilgilenen bir grup da var. Erkekler grubu özellikle. Hileyle, dini de kullanarak çeşitli yöntemlerle kızları erkekleri buraya çekmek için uğraşıyorlar" diye cevap verdi.
"Vitrin olacak insanlara ihtiyaç vardı" Örgütün hileyle kandırma metodu kullandıklarını kaydeden Özgül, "Fakat A9 kanalının ortaya çıkması ve televizyondaki görüntünün yıllar içinde değişmesiyle bu durumda biraz değişti. Örgütün tek amacı var olmak. Çektiği üyeler de buna göre değişiyor her yıl veya her dönemde. Son dönemde de televizyonda Adnan Oktar'ın istediği verecek ve arkada gizli yapılanları saklayacak vitrini oluşturacak insanlara ihtiyaçları vardı, o yüzden son dönemde gelen örgüt elemanları farklıydı" ifadelerini kullandı.
"Başkanlık sistemi operasyonu kolaylaştırdı" Özgül, Adnan Oktar ve grubunun 39 yıldır ortada olduğunu söyleyerek, "Aslında dava dosyası 2016'da açılmış. 15 Temmuz'dan 1 hafta sonra devlet gözünü bu örgüte çevirmiş ve örgüt hakkında araştırma yapmaya başlamış. Bu tip dini kullanarak insanları kullanan örgütler ve onların anlaşılmasına baktığımızda FETÖ'den sonra devletin gözünü bu örgüte çevirdiğini anlıyoruz. Başkanlık sisteminin onaylanması ve bürokrasinin biraz daha hafiflemesiyle olayların daha kolaylaştığını ve bunun da böyle güzel bir sonucu vesile olduğunu görüyoruz" dedi.
"Hayali bir dünya oluşturdu" Örgütün kendisini itibarsızlaştırmaya çalıştığını savunan Ceylan Özgül, "Eğer beni itibarsızlaştırırlarsa 'Adnan Oktar bir anda hapisten çıkacak, bütün suçlamalar düşecek, MASAK raporu geri çekilecek, küçük yaşta taciz edilen kızlar şikayetlerini geri çekecek' gibi hayali bir dünya oluşmaya başladı akıllarında. O yüzden akla hayale gelmedik mantıksız iftiralarla beni itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bunlar iftira olduğu için kardeşiyle ilgili yaptığım gibi onunla ilgili de devlete başvurdum, şikayetçi oldum" diye konuştu.
"Kardeşini korumak için iftiraya başvurdu" Kenan Oktar'la şahsi olarak görüşmediğini söyleyen Özgül, "Kenan Oktar benim içinde bulunduğum o bacılar grubuyla da hiç görüşmemiştir. Kenan Oktar, Adnan Oktar'ın yaşantısı veya örgütün yaşantısı hakkında bilgisi olan bir insan değildir. Zaten İstanbul'da da yaşamıyor. Kendiyle ilgili bir çıkar çatışması olduğu için kardeşini korumak için iftiraya başvurdu. Adnan Oktar'la da 10 yıl içerisinde 1 veya 2 defa görüşmüştür. Kardeşinin 20-30 yıllık hayatının hiçbir anına şahit değil Kenan Oktar" dedi.
"Gizlilik kalkınca insanlar şok olacak" Davadan gizlilik kararı kalktığında insanların gördükleri ve duyduklarıyla şok olacaklarını söyleyen Özgül, "Benim anlattıklarım samanlıkta iğne bile kalmayacak. İnsanlar, 'Bu kadar kötülük İstanbul'un göbeğinde nasıl işlenmeye devam etmiş' diyecekler. O yüzden davadaki gizlilik kararı kalktığında, hikayeler ortaya çıktığında kimse Ceylan Özgül'ü hatırlamayacak" diyerek şahsına yönelik tehdit ve saldırıların devam ettiğini kaydetti.