Japonya ekonomik anlamda hızla yükselen bir ülkedir. Özellikle teknoloji denildiğinde akla gelen Japonya'da halkın yıllık kazancı ve refah seviyesi yüksektir. Peki Japonya'da kişi başına düşen milli gelir ne kadar? Japonya hakkında merak edilenleri sizler için derledik
Dünyanın 3. büyük ekonomisi Japonya, gelişmiş sanayisi ve teknolojisi, eğitimli işgücü ile sadece Asya-Pasifik bölgesinde değil dünyada da söz sahibi bir ülke.
KünyeNüfus: 127 milyon (2017)
Etnik yapı: Yüzde 98,5 Japon, yüzde 0,5 Koreli, yüzde 0,4 Çinli, diğer yüzde 0,6.
Yüzölçümü: 377,962 kilometre kare
Dil: Japonca
Din: Yüzde 79,2 Şintoizm, yüzde 66,8 Budizm, Hristiyan yüzde 1,5, diğer yüzde 7,1 (Ülkede nüfusun büyük bölümü Şintoizmi ve Budizmi birlikte tatbik ediyor)
Para Birimi: Yen
Genel DurumJaponya’nın nüfusunun 2017 itibarıyla 127 milyon 760 bin olduğu tahmin ediliyor. Ülke nüfusu 2010 yılında son kez artarak 128 milyon 57 bin 352’ye ulaştı, o tarihten bu yana ülke nüfusu azalma eğilimine girdi.
Ulusal Nüfus ve Sosyal Güvenlik Enstitüsü, mevcut azalma eğiliminin sürmesi halinde nüfusun 2065 yılında 88,1 milyona düşeceği, o tarihte nüfusun yarısından fazlasının 55 yaş üzerinde olacağı uyarısında bulunuyor. Japon yetkililer gelecek 50 yılda bu durumu kontrol altına alarak, ülke nüfusunu 100 milyonun üzerinde tutmayı amaçlıyor.
Nüfusuna kıyasla küçük bir ülke olan Japonya, 4 büyük ada ve bunların açığındaki yüzlerce küçük adacıktan oluşuyor. Batısında Japon Denizi, güneyinde Doğu Çin Denizi, kuzeyinde Ohotsk Denizi ve doğusunda Kuzey Pasifik Okyanusu ile çevrili.
Dağlık coğrafya üzerine kurulu ülkede 60’ı hala faaliyette 165 yanardağ bulunuyor. Ülkenin en yüksek dağı 3 bin 776 metre yükseklikteki Fuji Dağı. Ülkede yoğun volkanik hareketin eseri, çok sayıda akarsuyun suladığı verimli ovalar bulunuyor.
Japonya, sık sık depremlerle anılıyor. 11 Mart 2011’de meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem, Fukuşima nükleer santralinde sızıntıya, dünyanın birçok bölgesine uzanan dev dalgalara, 20 binden fazla kişinin ölümüne ve en az 300 milyar dolarlık hasara yol açtı.
16. yüzyıla kadar derebeylik düzeni içinde yaşayan ülke, Avrupalılarla ilk kez bu yüzyılda temas kurdu. Adalara ayak basan misyonerler, burada Hristiyanlığı yaymaya çalıştı. Hristiyanlığın ve Batılı düşüncelerin Japonya’ya zararlı olacağına inanan Japon liderleri, bir süre sonra tüm yabancıların ülkeye girişlerini yasaklayarak, yeniden içe kapanma dönemi başlattı. Bu dönemde yalnızca Çinli ve Hollandalı tüccarların ülkeye girmesine izin verildi. Japonya’nın dış dünyayla tek temas noktası bu tüccarlar oldu.
Japonya’da 19. yüzyılın 2. yarısında yeni bir dışa açılma dönemi başladı. Ülkede dışa açılma ve ticaretin gelişmesiyle, 1867 yılında derebeylik sistemi yıkıldı, ardından 1868 yılında İmparator Meiji’nin iktidarı ele almasına kadar geçen dönemde kargaşa hüküm sürdü.
Meiji iktidarıyla, ülkede 20. yüzyıl başına kadar süren bir imparatorluk düzeni kuruldu. Meiji idaresinde Japonya, hızlı bir batılılaşma hamlesi başlattı, modern sanayileri, politik kurumlarıyla modern bir toplum modeli kurulması hedeflendi. Japonya bu dönemde 1894-1895 yıllarında Çinlilerle, 1904 ve 1905 yıllarında da Ruslarla savaşarak bölgede genişlemeci bir güç siyaseti izledi.
1. Dünya Savaşında ABD ve İngiltere ile ittifak yapan Japonya, 2. Dünya Savaşı’nda Almanya ve İtalya ile Mihver Devletleri saflarında harbe girdi. 7 Aralık 1941’de Hawai Adalarındaki Pearl Harbour Limanına baskın yaparak Amerikan donanmasını yok etti.
Savaşın ilk yıllarında büyük ilerleme sağlayan Japonlar, sonraki yıllarda ağır kayıplara uğradı. 6 Ağustos 1945’te Hiroşima'ya, 9 Ağustos’ta da Nagasaki’ye atılan atom bombaları savaşın kaderini belirledi.
Japonya 14 Ağustos 1945’te kayıtsız şartsız teslim olmayı kabul etti ve 2 Eylül 1945’te teslim anlaşmasını imzaladı. 7 yıl sonra, 1952 yılı nisan ayında yürürlüğe giren barış anlaşmasıyla Japonya yeniden bağımsızlığını kazandı. Ülke bağımsızlığını kazandıktan sonra büyük bir teknolojik gelişme ile bugünkü refah düzeyine ulaştı.
EkonomiJaponya, Gayrı Safi Yurt İçi Hasıla bakımından bugün ABD ve Çin’in ardından dünyanın 3. büyük ekonomisi. IMF verilerine göre, ülkede kişi başına düxen milli gelir 2014 yılında 37 bin 519 dolardı. 2016’da büyüme oranı binde 3 olan Japonya’da ihracat 697, ithalatı 767 milyar dolar civarında.
Ülkede 2015 rakamlarına göre işsizlik yüzde 3,4 seviyesindeydi. Ülkede enflasyonun tam tersi olan deflasyon durumu ve fiyatlarının sürekli gerilemesinin yarattığı durgunluktan kaynaklanan sıkıntılar bulunuyor.
Siyasi DurumJaponya meşruti monarşiyle yönetiliyor. 1926’da tahta geçen son İmparator Hirohito, 7 Ocak 1989’da öldü. Yerine büyük oğlu Prens Akihito tahta geçti.
İmparatorun sembolik varlığının bulunduğu ülkede, yasama erkini 2 kamaralı meclis, yürütme görevini başbakan liderliğindeki hükümet, yargı erkini bağımsız mahkemeler ve yüksek yargı organları elinde tutuyor.
Ülkede en son 2016’da yapılan seçimlerde Başbakan Şinzo Abe liderliğindeki Liberal Demokrat Parti, oyların yüzde 35,9’unu alarak yeniden iktidar oldu. Abe, 2012 yılından bu yana başbakanlık görevini yürütüyor.
Japonya, Çin ile Güney Çin Denizi’nde askeri ve ekonomik rekabet içinde bulunuyor. Ülke, ayrıca Kuzey Kore’yi kendisine tehdit olarak görüyor.