Jakoben yasalar kalkıyor

CHP'nin Tek Parti döneminden kalma ve Cumhuriyetin ilk yıllarında şapka giymediği, yasaya karşı çıktığı için çok sayıda insanın yargısız infazına neden olan kanunun değişmesi bizzat Başbakan Erdoğan'ın talimatı ile gündeme alındı. İnfak Vakfı Başkanı Avukat Ömer Köse, "Devrim Kanunları toplum nezdinde hiçbir zaman karşılık bulmamıştır" dedi.

ADEM KIZILAĞIL/ ANKARA

Daha önce Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan sayısız başvuruya rağmen "Devrim Kanunları" halen lağv edilmedi. CHP'nin Tek Parti döneminden kalma ve Cumhuriyetin ilk yıllarında şapka giymediği, yasaya karşı çıktığı için çok sayıda insanın yargısız infazına neden olan kanunun değişmesi bizzat Başbakan Erdoğan'ın talimatı ile gündeme alındı.

Uzmanlardan destek

30 Eylül'de açıklanacak demokratikleşme paketine yetiştirilmeye çalışan değişiklik kamuoyundan büyük destek aldı. Kanuna sığınarak İstiklal Mahkemelerinin almış olduğu kararlarla binlerce Müslüman ve alimin hiçbir suçları olmadığı halde idam edildiğini hatırlatan Yakın Tarih Uzmanı Doç. Dr. Caner Arabacı, "Bu kanunlar Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Batı'dan gelen baskılar sonucunda çıkarılmıştır. Bizim toplumumuz da hiçbir karşılığı yoktur" diye konuşurken, İnfak Vakfı Başkanı Avukat Ömer Köse, bu kanunlar ile insanlar idam sehpalarına götürüldü, toplum baskı ile şekillendirildi. Bu kanunlar konulduğu günden bu yana toplumda kabul görmüyor" dedi.

Kanunların değişmesi zorunluluktur

"Devrim Kanunları'nın" Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Batı'nın baskısı ile çıkarıldığını hatırlatan Yakın Tarih Uzmanı Doç. Dr. Caner Arabacı, ihtiyaçlar değiştikçe kanunların da değişmesi gerektiğini belirtti. Arabacı, "Devrim Kanunları Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Batı'nın baskısı ile çıkarılmış, tolumu değiştirme amacı güden kanunlardı. Bugüne geldiğimiz zaman toplumun kendisi değişimi istediğini görüyoruz. Bu nedenle toplumun kabul etmediği kanunlar elbette değişmelidir" şeklinde konuştu.

Batı endeksli yasalar

Batı kültürüne endeksli, jakoben bir bakış açısı ile o dönem toplum değişime zorlandığını ifade eden Arabacı, sözlerini şu şekilde sürüdür: "Baskılara karşı çıkanlar ağır cezalara çarptırıldı. Toplum ayak diremesine karşın baskı ile bunlar yasalaştı. Ama bugün görüyoruz ki, bu kanunların bir geçerliliği kalmadı. Anayasada bu kanunların korunması zorunluluğu getirilmesi ise çarpıcıdır. Çünkü her şey değişirken kanunların sabit kalmasının bir karşılığı olmaz."

Toplumda karşılığı yok

Toplumun karşılık bulmayan adı 'Devrim Kanunları' olan düzenlemenin zor kullanılarak uygulandığını vurgulayan İnfak Vakfı Başkanı Avukat Ömer Köse, "Kanunların toplumun kabul edeceği şekilde düzenlenmesi gerekirken, bu devrim kanunları toplum nezdinde hiçbir zaman karşılık bulmamıştır. Ayrıca bu konunlar toplum tarafından şiddetle reddedilmiştir. Tepkilere rağmen toplum, yeniden dizayn edilmiş, kendi kültüründen koparılarak, batı kisvesi altına sokulmuştur" dedi.

Mağduriyet kanunları korum altında

'İnkılap kanunlarının korunması' başlıklı madde, devrim kanunlarını anayasal koruma altına alıyor. Bu kanunlar 8 madde halinde sıralanırken, bunların değiştirilemeyeceğine dair bir hüküm bulunmuyor. Bu kanunların Anayasa'ya aykırılığı ileri sürülemiyor ve Anayasa Mahkemesi'nce iptaline karar verilemiyor. Koruma altındaki bu kanunlar arasında 'Tevhidi Tedrisat Kanunu', 'Şapka İktisası Kanunu', 'Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Birtakım Unvanların Men ve İlgasına Dair Kanun', 'Efendi, Bey, Paşa gibi Lakap ve Unvanların Kaldırıldığına Dair Kanun', 'Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun' da yer alıyor.