Hem bu ülkeden hem de değil gibi... Çekirdeğe çiğdem diyen, domatese domat, simite gevrek diyen ve yeni bir terminoloji üreten, 35 ile 35,5 arasında gidip gelen marjinal ve oldukça da yaşaması keyifli olan bir şehir İzmir. İzmir'de muhakkak görülmesi gereken yerleri sizler için derledik. İzmir seyahati öncesi kafanızda kabataslak bir gezilecekler haritası oluşturmak istiyorsanız bir yazımıza göz atın...
İzmir gezilecek yerler listesi için ne yazsam yetersiz kalır. İzmir’in güzelliklerini keşfetmek için günler, haftalar bile harcasanız yetmez. “Doğu’nun en batısı, Batı’nın en doğusu” olarak anılan İzmir’e o yüzden sık sık gelin.
İzmir, hayatın tadını çıkarmayı bilenlerin yaşadığı, büyük şehirlerin karmaşasına tezat, huzurun vücut bulduğu bir şehir. Türkiye’nin üçüncü büyük yerleşimi ve cıvıl cıvıl bir Akdeniz şehri olsa da bir tatil kasabası sakinliğinde yaşayan İzmir’de hayat aceleye gelmez. Buna görülecek yerlerini keşfetmek de dahil. Antik dönemden bu yana sayısız kültürü harmanlamış 8 bin 500 yıllık köklü tarihi, sıcak kanlı insanları, her mevsim güneşli iklimiyle bu Avrupai kenti sadece gezmeyin, yaşayın.
Türkiye’nin en önde gelen turistik merkezleri için bir başlangıç noktası burası. Kentin merkezinden biraz uzaklaşıp tatil beldelerine yol aldığınızda, kendine has kişiliği ile Ege’nin en güzel kasabaları ve köyleri sizi bekliyor. Altın rengi kum plajlar, turkuaz mavisi deniz, nefis koylar ve plajlar, enfes lezzetler, şahane butik oteller sizi karşılar. Telaş ve koşuşturmadan uzak Ege’nin en güzel tatil yörelerinden Çeşme’ye, Alaçatı’ya, Karaburun, Kuşadası, Foça, Urla ya da Dikili’ye gidin, Efes, Selçuk ya da Bergama’da tarih mirasları görün.
İzmir’de Gezilecek Yerler
1. İzmir Saat Kulesi
Zevkli bir gezintiyle şehri keşfetmeye İzmirlilerin buluşma noktası Konak Meydanı’ndan başlayın. Yürüyerek gezilecek birçok yere de yakın. İzmir’in kalbi meydan her daim hareketli ve kalabalık. Meydanın tam da ortasında yer alan, şehrin simgesi İzmir Saat Kulesi, 1901’de İzmirlilerin Padişah II. Abdülhamid’e tahta çıkışının 25. yılı armağanı olarak yaptırılmış. 25 metre boyundaki 4 çeşmeli kulenin saati ise Alman İmparatoru II. Wilhelm’in hediyesi.
Saat yapım tarihinden bugüne kadar hiç durmadan çalışıyor. Meydanda yer alan İzmir’in güzel camilerinden, 18. yüzyıldan kalma sekizgen mimarili Konak Yalı Camii ise göz alıcı Kütahya Çinileri ile meydanın bir başka yıldızı. Meydanın Varyant’a çıkan yokuşun başında ise görmeniz gereken 2 güzel müze var.
2. İzmir Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
Körfez’e karşı kurulu, tarihin eski çağlarına bir yolculuğa çıkartan Arkeoloji Müzesi ile Etnografya Müzesi, Konak’ta Körfez’e nazır Bahribaba Parkı içinde, ulaşılabilirlik açısından oldukça kolay bir yerdeler. Etnografya Müzesi, 1831’de vebalılar için St. Rock Hastanesi olarak kurulmuş. Daha sonra kimsesiz Hıristiyan çocuklarını konuk etmiş. İzmir’in ilk eczanesini tasvir eden canlandırma ile nazar boncuğu yapımını anlatan odaları gezin.
Bayraklı (Smyrna), Efes, Bergama, Milet, Klazomenai, Teos ve İasos gibi Ege’nin antik yerlerindeki kazılardan çıkarılan eserler İzmir Arkeoloji Müzesinde Batı Anadolu tarihine ışık tutuyor. ‘Bronz Koşan Atlet Heykeli’ ile birlikte ‘Bronz Demeter Heykeli’ müzenin en ilgi çeken eserlerinden. Roma Dönemi’ne tarihlenen mermer ‘Androklos Heykeli’nin’ ise Efes’in kurucusu Androklos’a ait olduğunun düşünülüyor.
3. Kemeraltı Çarşısı
İki yüz yıl önce Batılı gezginler tarafından “Akdeniz’in mücevheri” olarak tanınan İzmir’in kalbi Kemeraltı, İzmir gezilecek yerler denince akla gelmesi gereken ilk yerlerden. Şehrin tarihi, kültürel ve mimari öğeleri, hanları, hamamları, camileri ve eski İzmir evleriyle eski şehir dokusunu yaşatan bir semt burası. Geçmişte Şadırvanaltı Cami ve Havra Sokağı arasında uzanan sokakların üstü örtülü olduğundan Kemeraltı adını buradan alıyor. Tabelaların ve diğer binaların arasına sıkışıp kalmış olsa da bölgede çok sayıda görmeye değer han var. Bir çoğu metruk durumda.
İzmir’in en eski ve hala ayakta olan oteli Yeni Şükran, kentin belleğinin saklı olduğu Milli Kütüphane, sanatseverlerin buluştuğu Devlet ve Opera Balesi, Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın içinde. Kemeraltı’nın önemli tarihî yerlerinden Kızlarağası Hanı‘nı başlıbaşına bir hazine. Üst katına çıkın, antika dükkanlarına, sahaflara, plakçılara ve diğer dükkânları gezin. Uzun ve keyifli bir gezintiden sonra hanın avlusunda, kumda fincanda pişirilen kahveyi yudumlamak bir İzmir gezisi klasiği. Kızlarağası Hanı, bitişiğindeki Hisar Camisi’ni de görün ve Hisarönü’nü dolaşın. Kemeraltı’nın sonunda Havra Sokağı‘nı da gezip Agora’ya geçin.
4. Agora
İzmir’in antik ismi Smyrna. MÖ 4 yüzyılda Büyük İskender zamanında şehir antik dönemdeki Smyrna’dan Kadifekale’nin kuzey yamacına taşındı. Agora antik dönemlerde çarşı, pazar yeri anlamında, politik toplantı ve alışveriş alanlarına olduğu yerlerdi. Toprak altındaki varlığı ancak 1927’de keşfedilen Agora, yüzyıllardır yarı açıkta duran bazı mermer sütunların ilgi çekmesi ve kazı başlanması sonucu ortaya çıkarılmış.
Günümüzde görülen kalıntılar MS 178 depreminden sonra İmparator Marcus Aurelius’un destekleriyle yeniden inşa edilen Roma Dönemi Agorasına ait. Antik bölgeden çıkarılan önemli eserler İzmir Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Her gün 08.00-17.00 arasında ziyarete açık. Gezmek için 20 dakikanızı ayırmanız yeterli. Agora’dan Kadifekale’ye geçin. Agora’dan Kadifekale’ye yürümek yarım saati bulsa da siz iyisi mi bir taksiye binin.
5. Kadifekale
Tepeden İzmir’e bakan, bir yerlerinde Büyük İskender’in bir ağacın altında uyuduğunun söylendiği yer burası. İzmir merkezde körfeze hâkim bir tepede yer alan Kadifekale, MÖ 4. yüzyılda Büyük İskender’in emriyle Generali Lysimachos tarafından kurulmuş. Efsaneye göre, Büyük İskender’in rüyasında gördüğü iki Nemesis (koruyucu ruhlar), kendisinden yeni İzmir (Smyrna) kentini uyuduğu tepenin eteklerinde kurmasını ister. Pagos Tepesi’nde yeniden kurulan Smyrna, döneminin en büyük şehirleri Efes ve İskenderiye ile yarışacak düzeye gelir. Bugün Kadifekale gecekondularla çok dar bir alana sıkıştırılmış olsa bile hâlâ manzarasının görkeminden bir şey yitirmiş değil.
Kale çevresi bugün modern yerleşim yerleri ile çevrili olmasına rağmen Helenistik ve Roma dönemine ait sur duvarları görülebiliyor. Kale içerisinde Bizans Döneminden kalma kemerli büyük bir sarnıç ve bir mescit kalıntısı var. Kadifekale’nin girişindeki İzmir Körfezi manzaralı kahvehanede çay içmeyi unutmayın. Kadifekale’den Basmane’ye geçin.
6. Aziz Voukolos Kilisesi
Symrna’nın ilk piskoposları’ndan St. Boukolos’un (Aziz Vukolos, Aziz Ayavukla) adına yapılmış Agios Voukolos Kilisesi, Rum kesiminin nüfusunun yoğun olduğu dönemin bir eseri. Misyonunu 1922’ye kadar sürdüren yapı, cemaatinin İzmir’den ayrılması üzerine yıllarca terk edilmiş. 1924 ‘te Atatürk’ün isteği üzerine Asar-ı Atika Müzesi’ne dönüştürülmüş, yani zamanın arkeoloji müzesi.
Müze işlevi ilerleyen zamanlarda değişerek Kültür Bakanlığı tarafından opera çalışma salonu olarak hizmet vermiş. Uzun yıllar harap halde kalmış kilise nihayet 2010 yılı sonunda restore edilmiş olarak hizmete açılmış. Kilise bugün çok amaçlı kültür salonu olarak kullanılıyor. Kilisenin hemen karşıdaki binada İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ne ait Basın Müzesi’ni de görün.
7. Radyo ve Demokrasi Müzesi
Aya Vukla Kilisesinden Basmane Garı yönüne 5 dakika ilerlediğinizde karşınıza Konak Belediyesi’ne ait Radyo ve Demokrasi Müzesi çıkıyor. Çok fazla zamanınızı almadan görebileceğiniz ilginç bir müze. Siyasi ve tarihi müzeler kategorisinde Avrupa’nın en iyi 16 müzesi arasında yer alıyor. Basmane semtinde yer alan müzede, radyoların sergilendiği ve ortada interaktif bölümün yer aldığı, 6 galeri var.
Karanlık ve baskıcı darbe yılların psikolojisi yansıtıldığı bölümleri görün. Dönemlere göre ayrılan bölümlerde, o dönemin önemli siyasi veya sanat aktörlerinin ses kayıtlarını dinleyebiliyorsunuz. Ayrıca dünyadaki genel siyasi atmosferlerin ve önemli radyo olaylarının anlatıldığı bilgi panoları ve o döneme dair önemli görseller yer alıyor. Müzeden İzmir Hilton’a doğru yürüdüğünüz yola yakın yerde, 1955’ten beri hizmet veren Adil Müftüoğlu Uğur Lokantasında bir yemek molası verebilirsiniz.
8. St. Polycarp Kilisesi
İzmir, geçmişte farklı cemaat ve dinlerin yan yana ve uyum içinde yaşadıkları bir şehirdi. Bugün İzmir’in renkli kültür mozaiği sona ermiş gibi olsa da geride az da olsa bir şeyler kalmış. Bunlarda biri de İzmir’in Koruyucu Aziz’i Aziz Polikarp adına adanan St. Polycarp Kilisesi. Osmanlı İmparatoru Sultan Süleyman’ın izni ve Fransa Kralı 13. Louis’in iradesi ile 1625’te inşa edilmiş.
Hristiyanlığın o zamanın Roma İmparatorluğu’nda yayılmasında kilit rolü üstlenen Tarsuslu Aziz Pavlus ilk öğrencilerinden Aziz Polikarp, Hıristiyanlığı İzmir’de yaydığı gerekçesiyle Kadifekale eteklerindeki Roma Stadyumunda yakılarak öldürülmüş. Bu trajik son asırlarca unutulmuyor ve azizin adı kiliseye verilerek yaşatılıyor. İzmir’in bu en eski katolik kilisesi Pazar hariç, her gün saat 15:00-17:00 saatleri arasında ziyarete açık. Kapı genelde kapalı olduğundan zile basın, ancak genelde sadece gruplar için kapı açılıyor. Kilise ziyareti sonrası Pasaport Vapur İskelesi ve oradan Cumhuriyet Meydanı’na yürüyün.
9. Pasaport İskelesi ve Cumhuriyet Meydanı
İzmir’in simge yapılarından Pasaport Vapur İskelesi deniz kenarında bir mola verebileceğiniz en güzel yerlerden. Konak Pier ile Cumhuriyet Meydanı arasındaki Pasaport rıhtımında, İzmir Körfezi manzarası eşliğinde çay, kahve ve nargile içmek tavla oynamak bir ritüel. İzmir’in en eski gümrük binalarından biri olan Pasaport Vapur İskelesi, bugün körfez içi yolcu taşımacılığında kullanılıyor. Alsancak, Göztepe, Konak, Bostanlı ve Karşıyaka yönlerine vapur seferlerinin yapıldığı iskele aynı zamanda İzmir’de gün batımınınen güzel izlendiği yerlerden.
Cumhuriyet Meydanı ise resmi törenlerin gerçekleştirildiği önemli bir meydan İzmir için. İstanbul’un Taksim Meydanı’na karşılık geliyor diyebilirim. 1922 yangını sonrasında İzmir’in yeniden inşası sırasında burası planlanmış. Yangında İzmir’in önemli bir bölümü yok olmuş, 20-25 bin civarında yapı yanmış. İtalyan heykeltraş Canunica’nın eseri Atatürk Anıtı ve Meydan, asırlık kentin yeniden kuruluşunun en önemli sembollerinden.
10. İzmir Kordon Boyu
Cumhuriyet Meydanı’ndan başlayıp İzmir Limanı’na kadar uzayan sahil şeridi Kordon, eğlence ve kültürel faaliyetlerin yoğunlaştığı en keyifli yerlerinden. İyot ve deniz kokusu iliklerinize nüfuz ederken, masmavi İzmir Körfezine nazır çimlere yayılmış gençleri, bisikletiyle dolaşan İzmirlileri görürsünüz. İzmir’de dört mevsim gelmekten en çok keyif aldığım yer burası benim.
Yazı, kışı birbirine karışan İzmir’de yaz akşamüstlerinde bir başka güzel olur. Şiir ve şarkılara konu olmuş Kordon’da çimenlere yayılıp, görebileceğiniz en güzel gün batımlarından birine kendinizi hazırlayın. İzmir ruhunu en iyi yaşatan yerlerin başındaki Kordon, akşam yemekleri için şahane bir yer. Kordon boyunca Keyifli sofralar sunan pek çok restoran var. Ege’nin zeytinyağlıları ve deniz ürünleriyle tanışmak şart. İzmirliler gece eğlencesini sever, o yüzden akşamları iyi mekanlarda yer bulmak zor olabilir. Gündoğdu Meydanı‘ndaki Atatürk Müzesi ve Kordon’da yer alan Arkas Sanat Merkezi’n görmeniz gereken önemli yerler.
11. Kıbrıs Şehitleri Caddesi
Alsancak, Kordon’un arka paralelinde yer alan Kıbrıs Şehitleri Caddesi, şehrin en hareketli bölgelerinden biri. İstanbul’un İstiklal Caddesi’ne benzetilir genelde. Bu sokağın sağında ve solunda uzayan ara caddeler son 10 yıldır çok hızlı bir değişim geçirdi. Burada her türlü mekâna rastlayabilirsiniz.
Yeni nesil cafelerden, restoranlara ve alışveriş mağazalarına, İzmir’in hareketli gece hayatına ev sahipliği yapan barlara kadar çok çeşitli mekanlar bu sokaklar boyunca sıralanıyor. Kordon’da güneşi batırıp, iyi bir akşam yemeği yedikten sonra şehrin capcanlı bu ara sokaklarına dalın. Konak Belediyesi’nin tematik butik müzelerinden Mask Müzesive Neşe ve Karikatür Müzesi ilginizi çekebilecek Kordon’a yakın yerler.
12. İzmir Tarihi Asansör
İzmir’de, huzurun vücut bulduğu bir olan Tarihi Asansör, 1900’lü yıllarda Musevilerin yoğun olarak yaşadığı semt Karataş’ta bulunuyor. Asansör, 1907’de iki sokak arasındaki 58 metrelik kot farkını rahatça çıkabilmek için inşa edilmiş. Öncesinde Halil Rıfat Paşa semtine çıkabilmek için 155 basamaklı merdivenler kullanılıyordu. İş adamı Nesim Levi, ulaşımı kolaylaştırmak için asansörü yaptırmış.
Kulede iki asansör bulunuyor; bunlardan soldaki buharla, sağdaki ise elektrik ile çalışıyordu. 1985’de restorasyonla birlikte her iki asansör de elektrikle çalışır duruma getirildi. İzmir’in en güzel körfez manzarasını izleyebileceğiniz yerlerden birisi burası. Hele günbatımlarında tarifsiz bir atmosferi var. Romantiklerin akşam saatlerinde uğrak bir yeri. Akşam yemeği için veya bir kahve içimine bile olsa uğrayın. Tarihi Asansörün korkuluklarından körfeze bakın.
İzmir Asansör’ün hemen önünde uzanan Dario Moreno Sokağı, İzmir’in en şirin sokaklarından biri. İzmir’in deniz kokan sokaklarından başlayan trajik hayatı Fransa’nın Cannes şehrine ve Beyazperde’ye kadar uzayan müzisyen ve oyuncu Dario Moreno’nun bir ara yaşadığı ev yenilenerek Dario Moreno Sanat Merkezi olarak şehre kazandırıldı.
13. İzmir Doğal Yaşam Parkı
Avrupa’nın sayılı hayvanat bahçeleri arasında İzmir Doğal Yaşam Parkı, doğaya ve hayvanlara olan özleminizi gidermek için görmeniz gereken yerlerden. Çiğli Sasalı’da 2008’de hizmete giren park, 425 bin metrekare yeşil alanda, 130 tür ve 1500 yaban hayvanına ev sahipliği yapıyor.
Hayvanların doğal ortamlarındakine benzer barınaklar hazırlanmaya çalışılmış. Çocuklar için hazırlanan özel bölümde parkta yaşayan hayvanların yavruları yakından görülebiliyor. Ayrıca 3,000 kadar ağaç ve 250 farklı bitki türü de var. Yağmur ormanlarının atmosferini ve canlı çeşitliliğini hissedebileceğiniz Tropik Merkez özel bir yere sahip. Türkiye’nin ilk Doğal Yaşam Parkı olan İzmir Doğal Yaşam Parkı, mutlaka İzmir gezilecek yerler listenizde olsun. İzmir Kuş Cenneti ise 2 km kadar ötenizde yer alıyor. Vaktiniz varsa oradaya da gidin.