Biz de bugün Yılmaz Keskin'in Milat'a gönderdiği yazıya yer veriyoruz. İşte Keskin'in düşünceleri;
Son günlerde şehrimizin gündemini meşgul eden katı atık depolama tesisi ile alakalı birşeylerde ben söylemek istierim.
Akademik odalar birliğinin yapmış olduğu çalışmalar sonucu karar verilen yerlerden biriside Akçakese bölgesi.
Akademik Odalar Birliği gelişi güzel bir çalışma yapmamıştır konuyu her yönü ile inceleyip, araştırıp bir karara varmıştır diye düşünüyorum
Bu konu siyasete meze edilmemeli; şehir bizim çöp bizim dolayısı ile bu çöpler bir yerde depolanacak önemli olan hukuki ve bilimsel şartları sağlıyormu? (Yer seçimi,yerleşime olan mesafesi,yüksek gerilim hatları,yer altı suları,hakim rüzgar yönü ) v.s. bakılması gereken tek konu budur..
Not: Tesis ormanlık bir alana yapıldığı için sağlık koruma bandı ile alakalı bir mağduriyet olmayacaktır.
Gelelim Kandıra’daki eyleme koşarak giden siyasilere:
Yapım aşamasından bugüne kadar İZAYDAŞ’a ses çıkarmazken , görmezden gelirken Kandıra’ya neden koşarlar bu bir iki yüzlülük değil midir?
Alikahya'dan bir gurup temsilci bütün siyasi partileri il başkanları düzeyinde ziyaret ederek burada maddi manevi mağduriyetlere sebep olan İZAYDAŞ konusunda destek istemişti ama hepsi bu konuda duyarsız kalmışlardı
Alikahya bölgesi neden mağdur:
Tesis yerleşime 400 metre mesefade, rüzgara hakim tepede, yüksek gerilim hatların ve yeraltı sularının olduğu bir bölgede kurulmuştur. Ayrıca vatandaşın 3000 dönümden fazla arazisi sağlık koruma bandı gerekçesi ile imara kapatılmıştır.
İZAYDAŞ hakim rüzgarların olduğu bir bölgede olduğundan dolayı sadece yakın çevresini ve Köseköy, Uzunçiftli, Arslanbey, Suadiye ve Maşukiye'yi de etkilemektedir.
Not: İZAYDAŞ 3.163.000 metre küp olan atık depolama kapasitesini iki-üç kat aşmıştır, yani zoraki ve zorunlu bir depolama yapılmaktadır.
ÖZCAN ATAŞ İSİMLİ OKURUMUZ İSE ŞUNLARI YAZMIŞTI....