İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası Derneği'nden Antakya seferberliği

İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası Derneği (CCİİST), Antakya Ticaret ve Sanayi Odası ile "kardeş oda protokolü" imzaladı.

İmza törenine İtalya Türkiye Büyükelçisi Giorgio Marrapodi, Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin, İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası Derneği Başkanı Livio Manzini ile İtalyan Sanayi ve Ticaret Odası Derneği Genel Sekreteri Fatih Ayçin katıldı.

İtalyan Sivil Savunması tarafından Antakya'da 17 Şubat'ta kurulan İtalyan sahra hastanesi, depremde hasar gören kullanılamaz durumdaki hastaneler nedeniyle önemli bir görev yürüttü.

İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası Derneği Başkanı Livio Manzini, imza töreninde yaptığı konuşmada, deprem sonrası sürecin henüz normale dönmediğini ve bunun için desteklerinin devam edeceğini bildirdi.

Depremin ilk gününden itibaren diğer STK'lerle birlikte İtalyan Ticaret Odası'nın, bölgedeki yardım çalışmalarında aktif rol aldığını belirten Manzini, bölgede ekonomik hayatı yeniden canlandırmak için 81 İtalyan ticaret odası ve yurt içi firmaların da desteğini alarak bir fon kuracaklarını aktardı.

6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinden dolayı çok üzgün olduğunu ifade eden Manzini, şunları kaydetti:

"Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın ailelerine başsağlığı ve depremden etkilenen vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum. Diğer birçok STK'nin olduğu gibi, odamız da ilk günden itibaren depremden etkilenen bölgelerdeki yardım çalışmalarına aktif bir şekilde dahil olmuştur. Özellikle İtalya hükümetinin Hatay'da yapmış olduğu yardımlara dahil olduk. Lojistik desteğimiz İtalyan arama kurtarma ekibinin ve daha sonra sahra hastanesinin daha etkin çalışmasını sağlayarak yerel kurumların ve halkın takdirini kazandı. Şimdi dikkatimizi yeniden inşaat çabalarına döndürmemiz gerektiğini hissediyoruz ve bu yönde, bugün Antakya Ticaret ve Sanayi Odası ile kardeş oda protokolü imzalayacağımızı sizlere bildirmekten mutluluk duyarım.

İmzalanan protokolün amacı, bölgenin yeniden inşa edilmesi ve eski ekonomik düzeyine getirilmesi için uygun projeler belirlenmesi ve geliştirilmesinde iş birliği yapılması... Bu çerçevede maddi yardım yapmak isteyen üyelerimiz hesap bilgilerine bağışta bulunabilirler ve yardım yapmak isteyen üyelerimiz yetkili irtibat bilgilerini odamızdan alabilirler. Ayrıca, yurt dışındaki diğer İtalyan ticaret odalarının veya herhangi bir üçüncü tarafın bu projelere güvenli ve maddi olarak verimli bir şekilde katkıda bulunmasına izin verecek ayrı bir fon oluşturma sürecindeyiz."

Manzini, 5 Mayıs'ta Hatay'a gideceklerini belirterek, "Antakya Ticaret Odası Başkanı Hikmet Bey'le beraber hem bir durum değerlendirmesi hem de bir çalışma toplantısı yapacağız. Pratikte ne yapılabilir? İmzaladığımız bu protokolü dünyadaki 81 İtalyan ticaret odalarıyla da paylaşarak bölge için bir fon oluşturacağız." dedi.

Şimdi daha kalıcı, bölgedeki ekonominin yeniden canlanması, hayatın normale dönmesi için bir maraton sürecinde olduklarını belirten Manzini, "Sağlam bir temele dayandırarak bu maratonu hep beraber yapabiliriz. İmkanlarımız sınırsız değil, önemli olan bunu zaman içerisinde yapabilmek." ifadesini kullandı.

'İtalyan Ticaret Odası yaşanan deprem sürecinde inanılmaz bir çaba gösterdi'

İtalya'nın Türkiye Büyükelçisi Giorgio Marrapodi ise depremin olduğu günden itibaren harekete geçtiklerini, önümüzdeki aylarda da yardım ve desteklerinin devam edeceğini bildirdi.

Antakya ile imzalanan kardeş oda protokolünde olmaktan onur duyduğunu ifade eden Marrapodi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İtalyan Ticaret Odası, yaşanan deprem sürecinde inanılmaz bir çaba gösterdi. İlk gün itfaiye ekibimizi ve arama kurtarma ekiplerini gönderdik. Bölgeye giden İtalyan ekiplere ihtiyaçları olan tüm lojistik desteği ticaret odasının katkılarıyla verebildik. Burada konsolosluğun, elçiliğin ve ticaret ofisinin ekip sinerjisiyle yapılanlar hatırı sayılır derecede anlamlıydı. Deprem sonrası yaşanan acil durum henüz bitmiş değil. Önümüzdeki 10 gün içerisinde İtalya delegasyonundan üst düzey bir kıdemli yönetici Ankara'da tüm yönetim kademeleriyle görüşerek Türkiye tarafında neler yapılabileceğini, hangi derslerin çıkarılabileceğini açığa çıkaracağız. 6 Şubat'ta yaşanan deprem, 'asrın felaketi' olarak nitelendirildi ve umarız bu asırda bir daha böyle bir felaket yaşamayız.

Depremde hayatını kaybeden İtalyan vatandaşları da var. Türkiye'nin de Kovid-19 sürecinde İtalya'ya gösterdiği destek ve yardım gibi, İtalya da aynı şekilde depremde desteğini ve yardımını gösterdi. Böylesine bir felaketin karşısında birlikte durabildik, birbirimize destek olabildik. Hem sivil toplumda hem de hükümet kademelerinde çok başarılı bir yardım çalışması kampanyası gerçekleştirildi. Hem İtalya'daki ve Türkiye'deki İtalyan toplumu hem de İtalyalı ve Türk iş dünyası bu konuda el ele vererek başarılı çalışmalar gerçekleştirdi. Deprem bölgesinde altyapının toparlanmasında endüstriyel olarak baktığımızda veya iyileştirilmesi açısından yapılan çabalarda, İtalya'nın geçmişten bir bilgisi ve birikimi var. İki ülke arasında köprü kurduğumuz takdirde fayda doğabileceğine inanıyorum."

'Aileler çocukların eğitimi için göç etti'

Antakya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hikmet Çinçin de 6 Şubat sabaha karşı yaşanan deprem felaketinde İtalyan ulusunu her zaman yanlarında hissettiklerini dile getirerek, İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası Derneği ile imzalanan bu kardeşlik protokolünün çok moral verici olduğunu söyledi.

Antakya yöresinde, çevresinde mobilya, ayakkabı, lojistik gibi önemli sektörler olduğunu vurgulayan Çinçin, "Birçok sektör İtalyan ticaret hayatıyla da örtüşmekte. Buralarda iş birliğine ihtiyacımız var. Hatay, Maraş ve Adıyaman'ı süper teşvik paketi içine almak lazım. Çok fazla göç verdik. Önemli oranda nitelikli işçi göçü vermiş durumdayız. Tekrardan tersine göçün olabilmesi için teşvik edilmesi gerekir." dedi.

Depremden sonra kentten çevre illere ve Türkiye'nin diğer illerine göçün gerçekleştiğini aktaran Çinçin, "Aileler çocukların eğitimi için göç etti. Ailelerin geri dönmesi, kentte yaşamın sürmesi için acilen konteyner okulların açılması lazım. Yüz yüze eğitim başlamazsa bölünmüş aile yapısı sürecek. Türkiye'nin muhtelif şehirlerinde tersine göçü tekrardan başlatabilmek için en önemli şeylerin başında eğitimin başlaması, hastane sağlık altyapısının tekrardan ayağa kaldırılması, bunun yanında barınma ihtiyaçlarının asgariye indirilmesi ve sosyal alanların hayata geçirilmesi gerekmektedir." ifadelerini kullandı.