İtalya'nın Arnavutluk topraklarında kurduğu ve 16 Ekim'de Mısır ve Bangladeşlilerden oluşan ilk göçmen grubunu naklederek faaliyete aldığı merkezler, gündemdeki yerini koruyor.
Roma Mahkemesinin, 18 Ekim'de ilk gruptaki 12 kişinin iade edilebilecekleri menşe ülkelerin, "güvenli ülke" statüsünde olmaması sebebiyle buradan İtalya'ya geri götürülmesi kararı, ülkede iktidar ile hukukçular arasında tartışmalara yol açarken, hükümet, mahkemelerin bu tür kararlar almasına karşı yasal düzenleme için ilk adımı attı.
Buna göre, Başbakan Giorgia Meloni başkanlığında dün akşam toplanan bakanlar kurulunun kabul ettiği kanun hükmünde kararname, güvenli menşe ülkeler listesinin diğer Avrupa ülkeleriyle benzer şekilde güncellenmesini öngörüyor.
Başbakanlıktan kabine kararlarına ilişkin açıklamada, "Avrupa mevzuatının belirlediği yeterlilik kriterleri ve yetkili uluslararası kuruluşlar tarafından sağlanan bilgi kaynaklarından elde edilen kanıtlar dikkate alındığında, aşağıdaki ülkeler güvenli menşe ülkeler olarak kabul edilmektedir: Arnavutluk, Cezayir, Bangladeş, Bosna-Hersek, Cabo Verde, Fildişi Sahili, Mısır, Gambiya, Gürcistan, Gana, Kosova, Kuzey Makedonya, Fas, Karadağ, Peru, Senegal, Sırbistan, Sri Lanka ve Tunus." ifadeleri kullanıldı.
Bakanlar kurulunun ardından açıklama yapan Adalet Bakanı Carlo Nordio, Roma Mahkemesinin aldığı kararların tekrarının yaşanmamasını umduğunu söyledi.
Nordio, Roma Mahkemesi'nin kararının, "AB Adalet Divanının muhtemelen iyi anlaşılmayan çok detaylı bir kararından ve bunu yorumlama biçiminden kaynaklandığını" öne sürdü.
Kabinenin hazırlayıp dün kabul ettiği söz konusu kanun hükmünde kararnamenin yasalaşması için parlamento onayından geçmesi gerekiyor.
- Göçmen merkezleri için "Guantanamo" benzetmesi
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Arnavutluk Başbakanı Edi Rama'nın 6 Kasım 2023'te Roma'da imzaladıkları anlaşma, İtalyan güvenlik güçleri tarafından Akdeniz'de kurtarılan düzensiz göçmenlerden bir bölümünün Arnavutluk'a nakledilmesini ve iltica taleplerinin incelenmesi sürecinde burada kalmalarını öngörüyor.
Anlaşma, Avrupa merkezli sivil toplum kuruluşlarının arama kurtarma gemileri tarafından kurtarılan düzensiz göçmenleri, reşit olmayanları, hamile kadınları ve savunmasız kişileri kapsamıyor.
Söz konusu anlaşma, yılda 36 bin kadar düzensiz göçmenin, Arnavutluk'taki bu merkezlere nakledilmesini öngörüyor.
Anlaşma çerçevesinde İtalya, Arnavutluk'un kuzeybatısındaki Şingin Limanı'nda ilk kabul merkezini kurdu ve Gjader bölgesinde ise sonraki prosedürler için tesis ve geri gönderme merkezi oluşturdu. İtalya ile Arnavutluk arasındaki bu protokol, Avrupa Birliği (AB) ülkesinin, kendisine gelen düzensiz göçmenleri, Birlik üyesi olmayan başka bir ülke toprağına göndermesini düzenleyen ilk anlaşma özelliğini taşıyor.
Anlaşmayla oluşturulan bu tesislere yönelik, İtalyan ve yabancı basında yayımlanan bazı haber ve yazılarda ABD'nin Küba yakınındaki askeri hapishanesine atıfla "yeni Guantanamo" eleştirileri yöneltilmişti.
İtalya'da muhalefet partileri de devletin, düzensiz göçmenleri bu merkeze göndermek için yaklaşık 800 milyon avroyu sokağa attığını savunarak hükümete yüklenmişti.
Başbakan Meloni ise İtalya-Arnavutluk protokolünü, düzensiz göçmenlerin ülkeye gelişlerini caydıracak unsur olarak kamuoyuna sunmuştu.
Roma ile Tiran arasındaki anlaşma uyarınca Arnavutluk'taki iki göçmen merkezine, ilk olarak 16 Ekim'de İtalyan donanma gemisi Libra’nın taşıdığı 16 göçmen getirilmişti. 16 kişiden 2'sinin reşit olmaması, 2'sinin de sağlık sorunu olması sebebiyle 4 kişi İtalya'ya geri gönderilmişti.
Mısır ve Bangladeşlilerden oluşan kalan 12 kişi için ise Roma Mahkemesi, 18 Ekim'de bu kişilerin menşe ülkelerinin "güvenli ülkeler" statüsünde olmaması sebebiyle Arnavutluk'taki merkezde tutulamayacağına karar vermişti. Bunun üzerine göçmenler, 19 Ekim'de İtalyan Sahil Güvenlik botuyla İtalya'ya geri getirilmişti.