İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi (istinaf), Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı açıktan giriştiği ilk operasyon" olarak tanımlanan ve MİT Başkanı Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu bazı kamu görevlilerinin ifadeye çağrıldığı 7 Şubat 2012'deki "MİT kumpası"na ilişkin 15 sanık hakkında yerel mahkemece verilen mahkumiyet kararlarını hukuka uygun buldu.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince 3 Mart'ta karara bağlanan FETÖ'nün "7 Şubat MİT kumpası" davasında 18 sanık hakkında kurulan mahkumiyet ve beraat hükümlerine ilişkin yapılan istinaf başvurularının incelemesi tamamlandı.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi, dosya üzerinden yaptığı incelemenin ardından verdiği kararda, yerel mahkemenin hükmünde usul ve esasa yönelik herhangi bir hukuka aykırılık bulmadı.
Delillerde ve işlemlerde bir eksiklik olmadığına, ispat bakımından da değerlendirmenin yerinde olduğuna karar veren daire, bu nedenle sanıkların yaptığı istinaf başvurularını esastan reddetti.
Daire tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına da karar verdi.
Olayın geçmişi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, emniyet ve yargı kurumlarının içine sızan FETÖ'cülerin, Türkiye Cumhuriyeti'nin çözüm sürecinde yürüttüğü politikalardan dolayı, MİT'i, terör örgütü PKK/KCK ile ilişki içindeymiş gibi göstererek 7 Şubat 2012'de, MİT Başkanı Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu bazı görevlileri ifadeye çağırma ve yakalama kararı çıkarma şeklinde kurguladıkları kumpasa ilişkin iddianame hazırlanmıştı.
İddianamede, 15 Temmuz darbe kalkışmasına kadar geçen süreçte FETÖ'nün nihai hedefe ulaşmak için Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile güç mücadelesine girdiği belirtilerek, "Örgütün eylemlerine 7 Şubat 2012'de MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılması ile hız verdiği anlaşılmıştır. MİT soruşturması aslında FETÖ'nün seçilmiş Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni yıkmaya yönelik ilk teşebbüsüdür. Kurgulanan operasyon, nihai hedefi seçilmiş meşru hükümeti devirmek olan emniyet, MİT ve yargı organlarına sızarak yerleşmiş olan FETÖ'nün, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı açıktan giriştiği ilk operasyondur." tespitinde bulunulmuştu.
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi, 3 Mart'ta açıkladığı kararında, sanıklar eski emniyet müdürleri Yurt Atayün, Ali Fuat Yılmazer, Kazım Aksoy, Erol Demirhan, Nuh Mehmet Damgacı ve Ayhan Albayrak ile örgütün "emniyet mahrem imamları" olduğu belirtilen Sebahattin Kaplan, Musa Metin, Bilal İrice ve Ahmet Kılıçaslan'ı "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini engellemeye teşebbüs" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmıştı.
Mahkeme, bu sanıklar hakkında "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" ve "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlarından hüküm verilmesine yer olmadığına, "devletin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla temin etme" ve "soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçlarından ise beraat vermişti.
Sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Kazım Aksoy, Erol Demirhan ve Ayhan Albayrak'ı fikir ve eylem birliği içinde ve hiyerarşik bir silsileyle "nitelikli resmi belgede sahtecilik" suçunu işledikleri gerekçesiyle dokuzar yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme, sanıklar Nuh Mehmet Damgacı, Sebahattin Kaplan, Bilal İrice, Musa Metin ve Ahmet Kılıçaslan'ın bu suçtan beraatini kararlaştırmıştı.
Sanıklar eski polisler Oğuzhan Ceylan, Veli Tuluy, Fazıl Adnan İzgi ve Erkan Ünal'ı "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl altışar ay hapis cezasına çarptıran mahkeme, gazeteci sanık Mustafa Gökkılıç'ı "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçlarından toplam 8 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum etmişti.
Hakkında beraat hükmü kurduğu sanık Faik Şaşmaz'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan açılan davasını, "örgüt yöneticiliği" suçundan yargılandığı davadaki beraat kararının kesinleşmesi nedeniyle reddeden mahkeme, sanıklar Mehmet Deveci ve Aykut Güçlü'nün de tüm suçlardan beraatine karar vermişti.