'İstikrarlı bir Türkiye için 'Evet'

Sağlık-Sen Genel Başkanı ve Memur-Sen Genel Başkan Vekili Metin Memiş, Türkiye'de istikrarın sağlanması, uzlaşma kültürünün gelişmesi ve darbe dönemlerinin sona erdirilmesi için 'Memur-Sen'e Davet Tercih Evet' buluşmaları ile sahada çalışmaları sürdürdüklerini ifade etti.

EZGİ ÇELİKANKARA

Gazetemiz Genel Yayın Koordinatörü Serdar Arseven ve Ankara Temsilcisi Bayram ZilanSağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş'i makamında ziyaret etti. Başkan Memiş, sağlık sektörü, referandum çalışmaları ve Sağlık-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi'ne ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

"Sistem değişikliği başarı getirecek"

Sağlık-Sen'in referandum çalışmalarına ilişkin konuşan Başkan Memiş, istikrarın sağlanması uzlaşma kültürünün gelişmesi ve darbe dönemlerinin sona erdirilmesi için "Memur-Sen'e Davet Tercih Evet" buluşmaları ile yine sahada olduklarını belirtti. Ülkemizde istikrarlı bir sürecin olması için referandumu önemsediklerini kaydeden Memiş, "Türkiye'nin içinden geçtiği sürece baktığımızda her 10 yılda bir darbe sopasıyla milletimizin geleceği elinden alınmaya çalışıldı. 93 yıllık Cumhuriyet tarihi döneminde 65 hükümet değişti. Afrika'da Nijer, Burkina Faso, Mali gibi ülkelerde de ortalama 6 veya 8 ayda bir hükümetler değişiyor. 240 yıllık tarihinde 44. başkanını seçen dünya lideri bir Amerika var. Bizde ortalama 1,5 yıla 1 hükümet düşüyor. Türkiye, bu konuda Afrika ülkeleri ile yarışır durumda. 1,5 yıllık hükümetler ile yeni bir sistem kurgusu yapılıyor ama bu sistem işlemeden yeni bir hükümetin gelmesiyle karşı karşıya kalabiliyoruz."

"Hataları siyasete mal oluyor"

"Uzun süreli hükümetlerin kurulmuş olması başarıyıda beraberinde getirecek" diyen Memiş, "Türkiye'de özellikle sağlık sisteminin geçmişine baktığımızda SSK, BAĞ-KUR, Emekli sandığı, sigorta hastanelerinde yaşanan sıkıntıları biliyoruz. Sağlık sistemindeki değişiklik ile Recep Akdağ'ın başarısının arkasında yatan neden bakanlık süresinin istikrarlı bir şekilde devam etmesinden geçiyor. Aynı hükümetler içerisinde dahi olsa farklı bir Bakan'ın yanınndaki bürokratları değiştirmesi sıkıntılar doğurabiliyor. 2002 yılında Cumhurbaşkanı'mız Erdoğan'ın direktifleri ile sağlık sisteminde değişim ve dönüşümün başlaması aynı bürokratların görevine devam etmesinden kaynaklanmaktadır. Diğer bir konuda bürokratik oligarşi. Ben hala bu ülkeyi siyasetin yönettiğine çok inanmıyorum. Bu ülkeyi malesef bürokratlar yönetiyor. Bir kanun değişikliği yapmak istediğinizde sistem iki bürokratı aşmanıza engel oluyor. Bu nedenle de bürokratların hataları, kendi bildiğini okuması ve yanlış değerlendirmeleri siyasete mal oluyor."

"Hedefimiz, SASAM'ı tam bağımsız yapmak"

Sağlık-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi Enstitüsü'ne (SASAM) ilişkin detaylı bilgi veren Başkan Memiş, Türkiye'de sendikal kültürün sorunlar üzerinden kurulan cümleler ile ilerlediğini ifade etti. Öneri noktasında somut adımların ortaya konulması gerektiğine değinen Memiş, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "SASAM'ı sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının haklarını geliştirmeyi hedefleyen politikalar üretmek amacıyla kurduk. Türkiye'de sağlık alanındaki tek araştırma merkezi. Dünyada ise örneği birkaç tane var. Hedefimiz SASAM'ı tam bağımsız bir düşünce kuruluşu haline getirerek ülkemizde sosyal ve sağlık politikalarına yön vermek. SASAM'da kısa süre içerisinde 20'den fazla yayınımız oldu. Aylık analiz raporları çıkartıyoruz. En son Sağlık Bakanlığı ile bunun meyvelerini de almaya başladık." dedi.

"Sağlık Okuryazarlığı oranı yükselmeli"

Ülkemizin sağlık okuryazarlığı haritasını çıkarmak için SASAM tarafından Türkiye'de ilk kez yapılan 'Sağlık Okur-Yazarlığı Araştırmasına' dikkat çeken Memiş, "Sağlık alanında 2002'den bu yana sağlığa erişim 2.8'den 8.3'e çıktı. Sisteminin sürdürülebilirliği bakımından bunun kontrol altına alınarak israfın önüne geçilmesi lazım. Ülkemizde 2002 yıllarında 30 TL'ye aldığımız bir ilacı şu an 9 TL'ye alıyoruz. Ama hala ilaç sektörüne ayırdığımız pay 15 milyar civarında. Bol bir tüketimimiz söz konusu. SASAM olarak bu konuya değindik ve Dünya Sağlık Örgütü'nün(DSÖ) Avrupa birliğinde gerçekleştirdiği sağlık okur yazarlığı araştırmasını ülkemizde uyguladık. DSÖ, bu çalışmayı her ülkede 1000 kişi ile gerçekleştirmiş. Enstitü olarak biz bu araştırmayı 4 bin 924 kişi ile gerçekleştirdik. Araştırmamız şu anda dünyanın sağlık alanındaki en büyük araştırması. Araştırma sonuçları ise Türkiye'de sağlık okur yazarlığı oranının çok düşük olduğunu gösteriyor. Türkiye'nin yeni döneminde bilinçli bir toplum oluşturmamız gerekiyor. Sağlık sektöründe Türkiye'de koruyucu ve önleyici hekimliği güçlendirerek şu kadar insanın hasta olmasının önüne geçtik, yaşam süresini uzattık ve aynı zamanda sağlıkta ki şu kadar kaynağın israf olmasını önledik diyecek bir mekanızmanın kurulması gerekiyor" dedi.

"Sağlıkta israfın önüne geçmeliyiz"

Sağlık Bakanlığı'nın devreye girerek ile ulusal sağlık okuryazarlığı araştırma çerçevesinde başlattığını dile getiren Memiş, "Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü ile Sağlık-Sen ortak iş birliği yaparak Burdur ilini sağlık okur yazarlığı ulusal politikası pilot il olarak seçtik. Hijyen eğitiminden, ilaçların kullanım şekline kadar ilkokuldan başlayan bir eğitimin verilmesi gerekiyor. Bu politika ile hedefimiz vatandaşlarımızı bilinçlendirerek hastalıklara karşı daha duyarlı olmasını sağlayacağız. 112'nin gereksiz aranmamasını sağlamış olacağız. Gereksiz yere hastahanelere acillere başvurulmamasını sağlamış olacağız. Sağlık çalışanları ile hastalar arasında bir iletişim kurulmasını şiddetin önlenmesini sağlayacağız. Sağlıkta israfın önüne geçmeyi hedefleyeceğiz" dedi.

"Tüm sağlık personelleri icap nöbeti ücretini alacak"

Başkan Memiş, icap nöbet ücretlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Sağlık Bakanı Müezzinoğlu'nun talimatı sonucunda icap tutan tüm sağlık çalışanlarına icap ücreti ödenmesine devam edileceğine dikkat çeken Memiş, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Bir kısım bürokratlar engellemek istedi ama Sayın Bakanın talimatı ve Bizim ısrarlı tavrımızla konuyu açıklığa kavuşturduk. Şimdi uzman mı değil mi bakılmaksızın tüm sağlık personelleri icap nöbeti ücretini alacak" dedi.

"Sağlık personellerine yıpranma payı verilmeli"

Sağlık çalışanlarının yıpranma payına ilişkin konuşan Memiş, "Cumhurbaşkanımız Erdoğan, 2014 yılında amasız, fakatsız, lakinsiz talimat vermesine rağmen bazı bürokratlar bu konuda hala patinaj yapıyor. Bu süreçte 'Nöbet tutan sağlık çalışanlarına yıpranma payı vereceğiz' denildi ama çalışanları kategorize etmek doğru değil. Biz bu anlamda sendika olarak direndik ve teknik çalışmalarımızı da tamamladık. SASAM'da Sağlık çalışanlarına neden yıpranma payı verilmesine ilişkin bir bilimsel bir rapor hazırladık. Arkasından toplu sözleşme masasında bununla alakalı bir bilim kurulu oluşmasına ilişkin karar çıkarttırdık. Bakanımız Recep Akdağ'a konuyu ilettik. Süreci destekleyeceğini ve sonuna kadar arkasında olduğunu ifade etti" şeklinde konuştu.