İSTİB Başkanı: "Tarımsal üretimde toplam kalite yönetimine geçmeliyiz"

İSTİB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz, üretim ve gıdanın giderek daha büyük bir önem taşıdığını vurgulayarak, "Tarımsal üretimde toplam kalite yönetimi uygulamalarına yönelmeliyiz." şeklinde konuştu.

Açıklamada İstanbul Ticaret Borsası'nın (İSTİB) temmuz ayı meclis toplantısındaki konuşmasına yer verilen Kopuz, Türkiye’nin daha çok üretmeye, daha çok ihracat yapmaya ihtiyacı olduğunu her fırsatta vurguladığını ifade etti. Kopuz, "İhraç edilen tarımsal ürünlerimizin, zirai ilaç kalıntıları yüzünden geri iade edildiğine sıklıkla şahit oluyoruz. Bu durum hem ihracat gelirimizi düşüyor, hem de kaynak ve emek israfına sebep oluyor. Bu sebeple, pestisit denetimleri, ziraat mühendislerinin kontrolünde hasat öncesi ilaçlama döneminde tarlada yapılmaya başlanmalı ve her aşamada tekrar edilmelidir. Yani tarımsal üretimde toplam kalite yönetimine geçmeliyiz." açıklamasında bulundu.

Kopuz, tarımsal ürünlerde yoğun hasat yapılan bir dönemde bulunulduğunu hatırlatarak, şunları aktardı:

"Bildiğiniz gibi karar alıcılar tarafından, rekolteye ve iç talebe bağlı olarak zaman zaman alım fiyatı açıklanıyor, ihracatta kotalar, ithalatta gümrük vergileri gibi tedbirler alınıyor. Elbette bu gibi tedbirler piyasa regülasyonu için önemlidir. Zira tarımsal üretimin doğası gereği, yağış miktarı, don gibi kontrol edilemeyen etkenler bulunmaktadır. Bu durum rekolteleri etkileyerek, yıldan yıla dalgalanmaya sebep olabilmektedir. Bu sebeple, yüksek teknolojiyi, modern sulama metotlarını kullanarak tarımsal üretimde verimliliği artırmalı, özellikle stratejik ürünlerde iç piyasaya yeterli üretimi sağlamalıyız.

Bununla birlikte, arz fazlasını da katma değerli şekilde ihraç edebilmeliyiz. Buğday nohut pirinç ve mercimek gibi insanlığın beslenmesinde stratejik önemde olan hububat ve bakliyat ürünlerinde, gıda arz güvenliğimizi tehdit etmediği sürece, ihracat kanallarını kullanmalıyız. Biz Borsa olarak üyelerimizin uluslararası pazarlara açılmaları konusunda yaptığımız çalışmaları artırarak sürdürüyoruz."

Türkiye’nin son yıllarda uyguladığı aktif uluslararası politikalarının bölgesel bir güç olarak öne çıkmasını sağlarken, dış ticarete de önemli katkısı olduğunu belirten Kopuz, "Geçen gün Ticaret Bakanımız Sayın Ömer Bolat’ın da vurguladığı gibi Türkiye’nin dünya ticaretindeki payı artıyor. Diplomatik ilişkilerimiz genişledikçe Latin Amerika, Afrika, Asya ve en büyük ticari partnerimiz AB pazarında daha fazla yer alacağımıza inanıyorum. Diğer taraftan, gıda ihracatı özelinde, yasal sınırların üstünde pestisit kullanımı gibi konular da ihracatımızı baltalayan önemli faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Son yıllarda Türkiye’den Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilen ürünlerin, zirai ilaç kalıntıları yüzünden geri iade edildiğine sıklıkla şahit oluyoruz. Bu durum hem ihracat gelirimizi düşüyor, hem de kaynak ve emek israfına sebep oluyor. Bu sebeple, pestisit denetimleri, ziraat mühendislerinin kontrolünde hasat öncesi ilaçlama döneminde tarlada yapılmaya başlanmalı ve her aşamada tekrar edilmelidir." değerlendirmesinde bulundu.

Kopuz, tarımsal üretimde toplam kalite yönetimine geçilmesi gerektiğine vurgu yaparak, "Tohumdan, ilaçlamadan başlayarak, hasat, lojistik, paketleme süreçlerinin tamamında, kaliteyi denetleyen bir sistem kurmalıyız. Böylece binbir emek ve sermaye ile ürettiğimiz ürünlerimizin, gümrükten dönerek heder olmasını engelleyebiliriz. Sermayemizi ve döktüğümüz alın terini korumanın, yegâne yolu budur. Üretimdeki sorunlarımızı hallederken, dış pazarımızı da geliştirmeli ve çeşitlendirmeliyiz. Böylece ülkemizin gerçek zenginliği için gerekli olan ihracatımızı artırabiliriz. İstanbul Ticaret Borsası olarak, gıda ihracatımızı artırmak için neler yapılabileceğine dair çalışmaları her zaman yaptık, yapıyoruz. Bundan sonraki adımımız ise üyelerimizin yeni pazarlar bulmasına yardımcı olacak bazı projeleri hayata geçirmek olacaktır." bilgisini verdi.