İşte boğazın turkuaz rengine boyanmasının nedeni

İstanbul Boğazı, Marmara denizi ve Karadeniz sahilleri kimi zaman turkuaz bir renge bürünüyor. Peki birçok insanın hayran olduğu bu görüntünün nedeni nedir?
Boğazın bu mest edici renge boyanmasındaki sebep 'Emiliania huxleyi' denilen Kalsiyum karbonat zengini mikro organizmalar. Bu mikro organizmalar, küresel biyojeokimyada önemli bir rol oynadığı bilinen tek hücreli deniz fitoplanktonudur. MODIS uydusunun 29 Mayıs 2017'de yakaladığı Karadeniz görüntüsü. Fitoplankton ise kısaca, çoğunlukla tek hücreli su yosunlarından oluşan, sularda yaşayan bitki topluluğu olarak biliniyorokyanusların belli bölgelerinde, balık ölümlerine sebep olmadan, sayılarının arttırılmasıyla atmosferdeki fazla karbon gazının emilmesi görevini üstleniyor. Fitoplankton, yeterince karbon emdikten sonra okyanusun dibine çökmektedir. bu da aynı zamanda emilen fazla karbonun sonsuza dek saklanmasını sağlamaktadır. Peki bu derece önemli olan fitoplanktonlar doğanın dengesinde ne gibi bir rol üstlenir? En önemli özelliklerinden biri, dünyadaki CO2 (Atmosferdeki fazla karbon gazı) oranının neredeyse yarısını emerler. Yeterince karbon emdikten sonra okyanusun dibine çöker ve bu sayede emilen fazla karbonun sonsuza dek saklanmasını sağlarlar. İhtiyacımız olan oksijenin çoğunluğunu, sanılanın aksine yağmur ormanları değil bu canlılar vermektedir. Yeterince karbon emdikten sonra okyanusun dibine çöker ve bu sayede emilen fazla karbonun sonsuza dek saklanmasını sağlarlar. İhtiyacımız olan oksijenin çoğunluğunu, sanılanın aksine yağmur ormanları değil bu canlılar vermektedir ve bu nedenle de yer küremizin temel oksijen kaynağıdırlar. Karbondioksiti kullanmalarından dolayı sera etkisi yapan gazın atmosfer içindeki miktarını azaltırken, sıcaklığın da düşmesini sağlarlar. Ayrıca bulutların oluşumuna dahi sebep olurlar! Okyanuslarda fitoplanktonlarla beslenen deniz bakterileri eğer fitoplanktonlar ölmeden önce onları yerse, fitoplanktonların yapısında bulunan ve suda çözünmesi zor olan yağ ve lipit parçacıkları açığa çıkıyor. Okyanuslar çalkalandıkça da bu yağ ve lipit parçacıkları atmosfere karışıyor. Ve bu yağ ve lipit parçacıkları atmosferde birer yoğuşma çekirdeği gibi davranıyor. O çekirdek üzerinde havadaki su buharı yoğuşuyor ve bulut oluşuyor. Ne kadar çok bulut oluşursa güneş ışınları o kadar çok filtreleniyor, haliyle yeryüzüne de daha az ısı ulaşıyor. Küresel ısınmaye engel en önemli faktör Fitoplankton Araştırmalar, küresel ısınma ve iklim değişimi gibi olaylardan en çok fitoplanktonların etkilendiğini göstermektedir. Küresel ısınmaya bağlı olarak atmosferdeki sülfür ve karbondioksitin artması, denizlerin karbonikasit ve hidrojensülfür gibi çok etkili iki kirletici tarafından asitlenmesine, fitoplanktonların biokütlesinin gerilemesine neden olacağını söylüyor. Dengeyi sağlayan canlıların gerilemesi beraberinde kaçınılmaz zincirleme reaksiyonu (aşırı karbon salınımı sonucu artan küresel ısınma) ortaya çıkaracaktır.