Filistinlilere karşı ırkçı söylemleri ve provoke edici eylemleriyle bilinen Ben-Gvir, İsrail'in Kanal 12 televizyonuna açıklamalarda bulundu.
Ben-Gvir, şu ifadeleri kullandı:
"Benim, eşimin ve çocuklarımın Yahuda ve Samiriye’de (fanatik Yahudilerin Batı Şeria’ya verdikleri isim) seyahat etme hakkı Arapların seyahat etme hakkından daha önemli. Üzgünüm Muhammed ama gerçek bu."
Sosyal medyada “apartheid” tepkisiBen-Gvir’in sosyal medyada yayılan görüntülerine tepki yağarken, çok sayıda Yahudi kullanıcı İsrail’in bir “apartheid devleti” olduğunu vurguladı.
İsrailli gazeteci Ben Reiff, sosyal medya platformu X’teki paylaşımında Ben-Gvir’in sözlerini alıntılayarak, “Hala buna apartheid adını vermeyenlerin söyleyecek başka ne sözü olabilir ki?" ifadelerini kullandı.
İsrailli insan hakları kuruluşu “Breaking The Silence’ın Direktörü Avner Gvaryahu da Ben-Gvir’in sözlerine gönderme yaparak, “apartheid için üzgünüm Muhammed” değerlendirmesinde bulundu.
Bir diğer İsrailli Shany Granot-Lubaton ise "Ben-Gvir 'prime time'da ırkçı teorilerini yayıyor ve siz onunla klimalı bir stüdyoyu paylaşıyorsunuz. Onu stüdyolara davet etmeyi bırakın, ona sahne vermeyi bırakın, uyanın." ifadelerine yer verdi.
Filistinli gazeteci Muhammed Şehade de şu paylaşımda bulundu:
"İsrail Güvenlik Bakanı, Yahudi İsraillilerin Filistinlilerden üstün olduğunu avazı çıktığı kadar bağırıyor. Bu aşamada Ben Gvir bizi kamyonlara bindirip Ürdün'e sınır dışı edebilir, uygar dünya da görmezden gelir!"
İsrail’de güvenlik bürokrasisinin tepesindeki aşırı sağcı politikacı: Itamar Ben-GvirItamar Ben-Gvir, bakan olmadan önce milletvekilliği döneminde de Mescid-i Aksa baskınları, ırkçı söylemleri ve fanatik Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerini teşvik etmesi nedeniyle adından sıkça söz ettiriyordu.
Filistinlilere silah çekmek gibi provokatif eylemleriyle bilinen Ben-Gvir, fanatik Yahudilerin terör saldırılarına ilişkin davalarda avukatlık yaptığı için Filistinliler tarafından "katillerin avukatı", "şeytanın avukatı" ve "sabıkalı" şeklinde anılıyor.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki yaklaşık 300 yasa dışı ve kaçak yerleşim biriminde, yaklaşık 700 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor. Uluslararası hukuka göre Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı sayılıyor.
İsrail'in işgal altındaki topraklardaki insan hakları ihlalleri “insanlığa karşı suç" olarak niteleyen İnsan Hakları Gözlemevi ve Uluslararası Af Örgütü gibi çok sayıda uluslararası kuruluş, İsrail'i, sistematik ayrımcılık uygulayan bir apartheid devleti olarak kabul ediyor.