HABER: ÖZLEM DOĞAN
İşgalci İsrail Gazze’de soykırımı sürdürmeye devam derken İsmail Haniye’nin şehadetinin ardından HAMAS lideri Yahya Sinvar oldu. Haniye’nin şehid olmasının ardından vasiyeti üzerine meydanlarda toplanan Müslümanların tepkileri ise Gazze’deki zulmü durdurmaya yetmiyor. Güney Afrika’nın 29 Aralık 2023'te İsrail'e Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırım davası açmasının ardından Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi ve TBMM Milletvekillerinden oluşan heyet de davaya müdahillik beyanını Uluslararası Adalet Divanı’na sundu. İran’la İsrail arasında yıllardır sözlü olarak gerçekleşen ama çatışmaya dönmeyen restleşmenin bölgede bir savaş çıkarıp çıkarmayacağı olasılığı da tartışılıyor. Son durumu Akademisyen Doç. Dr. Muhammed Hüseyin Mercan ve Hukukçu Yurdal Kılıçer Milat’a değerlendirdi.
7 EKİM DÖNÜM BİR NOKTASIUluslararası adalet divanında işgalci İsrail’in yargılanma sürecinin tarihi bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Doç. Dr. Muhammed Hüseyin Mercan, “Lahey kararlarının uygulamaya konabilmesi için BMGK’nın onayı gerekiyor. ABD’nin İsrail aleyhine oy kullanma ihtimalinin imkansızlığını dikkate aldığımızda İsrail’e yaptırım uygulanması söz konusu değil ama bugüne kadar siyonist yönetim lobileriyle küresel ekonomiyi, küresel akademiyi, küresel kültür odaklarını ve medyayı elinde tuttuğu için kendisine istisnai bir alan oluşturmuştu. Başkalarına haram olanın kendisine mubah olduğu anlayışını bütün uluslararası topluma kanıtsatmıştı” dedi.
TOPLUMLARIN ALGISINI SARSTIİşgal devletinin yaptığı eylemlerin 7 Ekim öncesi Batılı toplumlar tarafından meşru müdafaa olarak görüldüğünü belirten Mercan, “Batıda bir aktivist, akademisyen veya siyasetçi İsrail’i eleştirmeye kalksa antisemitizmle suçlanır ve o kişi eleştiriyi bir kenara bırakıp kendisinin Yahudi düşmanı olmadığına ikna etmeye çalışırdı. 7 Ekim’den sonra yaşanan kırılmanın burada olduğunu söyleyebiliriz. Terör devletinin Lahey’de ceza alıp almamasından ziyade işgal devletinin insanların, uluslararası kamuoyunun zihninde algısındaki konumunun değişikliğe yol açması çok önemli. Orta ve uzun vadede toplumların algılarını değiştirip sarsması nedeniyle bu dava İsrail’e meydan okumadır.
TARİHE NOT DÜŞÜLMÜŞ OLACAKİsrail’in soykırım suçundan yargılanmasının bile tarihe bir not düşülmesi olduğunu ifade eden Hukukçu Yurdal Kılıçer, “Uluslararası Adalet Divanı’ndan İsrail ve Netanyahu aleyhine yaptırım kararı çıksa dahi infazı olur mu ya da ne şekilde olur, bu konuda tereddütlerim var. Fakat İsrail’in soykırım suçu işlediği ve Netanyahu’nun savaş suçlusu olduğunu tarihe kaydetmek için çok önemli bir adım. Son yıllarda BMGK ve UAD gibi uluslararası mekanizmaların etkinliği ve caydırıcılığı konusunda ciddi sorunlar var, meşruiyetleri de tartışmalı hale geldi. İnsanların bu kurumların güçlülerin yanında olduğuna dair kanaati var. Dünya kapitalist sistemini elinde bulunduran İsrail’e yönelik ciddi caydırıcı bir karar çıkması ve uygulanabilmesi şüpheli” dedi.