Filistin topraklarındaki varlığı 2 bin yıldan eskiye dayanan Filistinli Hristiyanlar, Gazze'de karşılaştıkları katliamların yanı sıra işgal altındaki topraklarda da sürekli saldırı ve tacizlere maruz kalıyor.
Gazze'deki altyapıyı yok eden ve camilerin yanı sıra kiliseleri de hedef alarak çok sayıda Gazzeli Hristiyan'ı öldüren İsrail güçleri, işgal altındaki Filistin'deki Hristiyanlara da psikolojik ve fiziki saldırılarda bulunuyor.
Fanatik Yahudiler olarak adlandırılan ve İsrail hükümetindeki aşırı sağcı isimlerin cesaretlendirdiği belirtilen aşırı sağcı Yahudiler, özellikle işgal altındaki Filistin topraklarında zaman zaman kiliselere de saldırıyor. Saldırıların polis tarafından yeterli şekilde engellenememesi de tepkilere yol açıyor.
Kudüs'ün Eski Şehir bölgesindeki Hristiyan topluluğun liderleri ve kiliseleri de, İsrail hükümetini, fanatik Yahudi yerleşimcilerin, kutsal mekanlara, din adamlarına ve halka yönelik saldırılarına karşı kayıtsız kalmakla suçluyor.
Vatikan'ın Kudüs'teki temsilcisi Kudüs Latin Patriği Kardinal Pierbattista Pizzaballa, nisanda yaptığı bir konuşmada, "Hristiyan toplumu, artan saldırılar altında. Netanyahu hükümeti, din adamlarını taciz edenleri ve dini mülklere saldıranları daha cesur hale getirdi." ifadelerini kullandı.
Filistinli Hristiyanlar, özellikle Hazreti İsa'nın doğum günü olarak kutlanan Noel bayramı arifesinde İsrail güçleri ve aşırılık yanlısı Yahudilerin "nefret suçu" ve "terörizm" olarak adlandırılan çok sayıda saldırısına maruz kaldı.
- Gazze'de 20 binden fazla sivili katleden İsrail, Hristiyanların kültürel mirasını da yok etmeye çalışıyor
İsrail, 19 Ekim'de Gazze'de sivillerin sığındığı tarihi Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi'ni hedef aldı. Gazze'de yerinden edilmiş yüzlerce Hristiyan'ın sığındığı kilise, İsrail bombardımanı sonucu yıkıldı. Saldırıda, kiliseye sığınan Gazzeli Hristiyanlardan 18'i yaşamını yitirdi.
Kudüs'teki Anglikan Kilisesi'ne bağlı Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, Gazze kentinin güneyindeki Zeytun Mahallesi'nde yer alıyor. Beşinci yüzyılda inşa edilen Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, "dünyanın en eski üçüncü kilisesi" olarak biliniyor.
Yüzlerce Filistinlinin sığındığı Genç Hristiyanlar Birliği de 16 Aralık'ta İsrail güçleri tarafından bombalandı. Saldırıda çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği açıklandı.
Cibaliye'deki bombardımanda, beşinci yüzyılda inşa edilen ve bölgedeki en önemli tarihi yapılardan olan Bizans Kilisesi de kısmen yıkıldı.
Daha sonra, kuşatma altına alınan ve sivillerin sığındığı Kutsal Aile Katolik Kilisesi de 16 Aralık'ta İsrail güçlerinin saldırılarına uğradı. Kutsal Aile Katolik Kilisesi'ne saldırıda Nahida Halil Anton ve kızı Samar Kamal Anton, İsrail ordusunun keskin nişancıları tarafından hedef gözetilerek öldürüldü.
Beşinci yüzyılda inşa edilen ve bölgedeki en önemli tarihi yapılardan Bizans Kilisesi de İsrail'in saldırılarında tahrip edildi.
Bizans döneminde Aziz Hilarius tarafından Filistin'de inşa edilen ilk ve en eski Hıristiyan manastırı olarak bilinen Aziz Hilarius Manastırı da İsrail güçleri tarafından bombalanarak büyük hasara uğratıldı. Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah kentinde yer alan ve "Hızır Türbesi" olarak da adlandırılan tarihi yapı, Aziz Hilarius'un Filistin'de yaptırdığı ve ölümüne kadar ikamet ettiği ilk Hıristiyan manastırı olarak biliniyor.
İsrail ordusu ayrıca Gazze şehrinin güneybatısındaki Er-Rimal Mahallesi'nde bulunan ve içinde çok sayıda tesis, salon ve bir spor kulübünün bulunduğu Ortodoks Kültür Merkezi'ni de vurdu. Saldırıda Ortodoks Kültür Merkezi'nin büyük bölümünde tahribat meydana geldi.
- Gazze'deki Hıristiyanlar, İsrail'in soykırıma varan saldırılarında "yok olmaktan" korkuyor
İşgal altındaki Batı Şeria'nın tarihi Beytüllahim şehrinde yaşayan Filistinli rahip Mitri Raheb, 22 Aralık'ta "Democracy Now" adlı ABD merkezli internet sitesine yaptığı açıklamada, İsrail'in saldırılarında Hristiyanların büyük zarar gördüğünü söyledi.
Hıristiyanların Gazze'de 2 bin yıldır var olduğunu ancak İsrail'in ağır saldırıları nedeniyle bu topluluğun yok olabileceğinden endişe duyduğunu belirten Filistinli rahip, "Yalnızca 75 günde Gazze'deki Hristiyan topluluğunun yüzde 3'ü öldürüldü." ifadelerini kullandı.
- İşgal altındaki topraklarda yaşayan Hristiyanlara yıllardır süren psikolojik ve fiziki şiddet
Filistin topraklarındaki varlığı 2 bin yıldan eskiye dayanan Filistinli Hristiyanlar, Gazze'de karşılaştıkları katliamların yanı sıra işgal altındaki topraklarda da sürekli saldırı ve tacizlere maruz kalıyor.
Hristiyanlar, aşırılık yanlısı Yahudiler tarafından çoğunlukla polis tarafından engellenmeyen saldırılarla karşılaşıyor. İşgal altındaki Doğu Kudüs'te de Yahudi yerleşimcilerin Hristiyanlara, din adamlarına ve kutsal mekanlarına saldırılarında son yıllarda artış yaşanıyor. Hristiyan kurumları ve din adamları, İsrail makamlarını Yahudi yerleşimcilerin saldırılarını cezasız bırakmakla suçluyor.
İsrail'in Haaretz gazetesi, 2021'de yayınladığı bir haberinde, İsrail polisinin, 2018-2020 yıllarında cami ve kiliselere yönelik "nefret suçu" davalarıyla ilgili 10 soruşturmadan 9’unu "faillerinin tespit edilemediği" gerekçesiyle kapattığını yazdı.
Hristiyanlara yönelik saldırılar daha çok "hakaret amaçlı tükürme" ve "fiziki şiddet" şeklinde gerçekleşiyor. Fanatik Yahudiler, Filistinlilere ve yabancı Hıristiyanlara yönelik tükürme eylemleri yapıyor. Bazı Yahudiler bunu "bereket getiren eski bir Yahudi geleneği" olarak kabul ederken bir kısmı da bunu "Yahudi kanunlarıyla hiçbir ilgisi olmayan bir eylem" şeklinde nitelendiriyor.
Saldırılara maruz kalanlar, çete halinde gezen, hakaret ve aşağılama amaçlı saldırılar gerçekleştiren fanatik Yahudilere karşı çıkmaya da çekiniyor. Tepki gösterenler ya fiziki şiddet ya da göz yaşartıcı gaz saldırılarına uğruyor.
Son zamanlarda uluslararası kamuoyunda ve İsrail siyasetinde de tartışmalara yol açan saldırılardan biri Gazze'ye saldırıların başlamasından önce 3 Ekim'de yaşandı.
Kudüs kentinde, Ultra-Ortodoks Yahudilerin tahta bir haç taşıyan yabancı Hristiyanların yanında yere tükürdüğünün görüldüğü görüntüler Filistinli Hristiyanlarda öfkeye yol açtı. Saldırıların, aşırı sağcıların oluşturduğu hükümet kabinesindeki Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir gibi isimler tarafından cesaretlendirildiği yorumları yapıldı.
Daha sonraki günlerde yayınlanan görüntülerde de Hristiyanlara yönelik saldırılar devam etti. Yine sosyal medyada yer alan görüntülerde, yanında ebeveynleri ve din adamları olduğu görülen İsrailli çocukların Hazreti İsa hakkında konuşan Hristiyan kadınlara hakaret ederek, tükürdüğü ve tekmelediği görüldü.
Çocukların saldırılarının, yanlarındaki yetişkin İsrailliler tarafından engellenmemesi tepkilerin artmasına yol açtı.
Ülke medyasına yansıyan haberlere göre ise bu yılın başında İsrailli yerleşimciler, Kudüs'teki Protestan mezarlığında 30'dan fazla mezar taşı ve haçı tahrip etti. Ayrıca, Eski Şehir'deki Ermeni Patrikhanesi'nin duvarlarına ırkçı sloganlar yazdı.
Filistinli Hristiyanların, özellikle son zamanlarda ve Noel arifesinde bu saldırılara daha çok maruz kalması dikkati çekti.
- Gazze'deki katliama sessiz kalan Batılı ülkeler Hristiyanlara saldırıları da görmedi
Başta ABD olmak üzere İsrail'in saldırılarına açıktan veya dolaylı destek veren Batılı ülkeler, İsrail'in Hristiyanlara ve ibadethanelerine yönelik saldırılarına da etkili tepki vermedi. ABD, İngiltere ve Fransa gibi ülkeler yalnızca saldırılara dair "endişelerini" dile getirmekle yetindi.
Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus ise Gazze'deki kiliselerin saldırıya uğramasından sonra tepkilerini sertleştirdi. Papa Francis'in, 17 Aralık'ta yaptığı konuşmasında, İsrail'in Hristiyanları ve kiliseleri hedef almasından söz ederken "terör" ifadesini kullanması dikkati çekti.
İsrailli keskin nişancılar tarafından Kutsal Aile Katolik Kilisesi'nde öldürülen anne ve kıza işaret eden Papa, "Nahida Halil Anton ve kızı Samar Kamal Anton, tuvalete gittikleri sırada keskin nişancılar tarafından öldürüldü, çok sayıda kişi de yaralandı. Rahibe Teresa'nın evi hasar aldı, jeneratör vuruldu. Bazıları, 'Bu terör, bu savaş.' diyor. Evet, bu savaş, bu terördür." yorumunu yaptı.
- İsrail'in saldırıları nedeniyle Hazreti İsa'nın doğduğu yerde Noel kutlamaları yapılmadı
Hazreti İsa'nın doğduğu yer kabul edilen Beytüllahim başta olmak üzere Batı Şeria'daki Filistinli Hristiyanlar, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki saldırıları nedeniyle Noel'i kutlamadı. Batı Şeria'nın tarihi Beytüllahim kentinde, bu yıl Noel Bayramı için sokaklar geçen yıllardaki gibi süslenmedi.
Beytüllahim'in Noel kutlamalarının merkezinde yer alan büyük Noel ağacı bu kez kullanılmadı. Hazreti İsa'nın doğum yeri kabul edilen alana 4. yüzyılda inşa edilen Doğuş Kilisesi başta olmak üzere Filistin'deki kiliselere Gazze halkıyla dayanışma adına bebek İsa heykelcikleri, enkazları temsil eden moloz yığınlarının ve dikenli tellerin arasına yerleştirildi.
Öte yandan Gazze'deki savaş suçlarının yanı sıra Hristiyanlara yönelik saldırıların da sorumlusu gösterilen İsrail hükümeti ve ordusunun Hristiyan alemine yönelik Noel paylaşımı, sosyal medya kullanıcılarından büyük tepki gördü.