İsrail'de yedek askerlerin görev bırakması orduyu etkiler mi?

İsrail muhalefeti ve askeri yetkililer, tartışmalı yargı düzenlemesine tepki olarak birçok yedek askerin görevlerini bırakmasının ordunun "teyakkuz halini" olumsuz etkilediğini ve hükümetin bu durumu hafife aldığını ifade ediyor.

Hükümetin "yargı reformu" olarak adlandırdığı tartışmalı düzenlemeye karşı protestoların 2023 yılı başından itibaren başladığı ifade edilmektedir. Muhalefet, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümeti "İsrail'i bir diktatörlüğe dönüştürmekle" suçlarken, binlerce yedek asker ve subay da tepki olarak gönüllü askerlik hizmetini bırakmıştır. Bu eylemler, hükümetin yargı düzenlemesi politikalarının ülkede ciddi bir tepkiye neden olduğunu göstermektedir.

Netanyahu'nun protestolara rağmen yargı düzenlemesinin onaylanması konusundaki ısrarı nedeniyle ordu ve güvenlik kurumları içinden yasa tasarısının çekilmesi yönünde sesler yükselmeye başladı.

Son günlerde bir yanda Netanyahu ve hükümeti, diğer yanda ordu ve muhalefet liderleri arasında, subayların ve yedek askerlerin gönüllü askerlik hizmetini bırakmasının ordu üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi konusunda anlaşmazlıklar ortaya çıktı. Askeri yetkililer gelişmelerden ordunun olumsuz etkilendiği konusunda uyarıda bulunurken Netanyahu askerlerin bu tür açıklamalar yapmaması gerektiği görüşünde.

Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ve Hava Kuvvetleri Komutanı Tomer Bar başta olmak üzere yedek askerlerin görevlerini bırakmasının orduyu olumsuz etkilediği görüşünde olan askeri yetkililere hükümet ve destekçilerinden sert eleştiriler yöneltildi.

Netanyahu'nun oğlu Yair Netanyahu, hükümete yakın sağcı gazeteci Erez Tadmor'un Facebook hesabından, "Herzi Halevi, İsrail tarihindeki en başarısız Genelkurmay Başkanı" ifadesini paylaştı. Oğul Netanyahu, bu durumun medyada yankı uyandırmasının ardından paylaşımı sildi.

İsrail basınında da Netanyahu ile Halevi ve Bar arasında "fırtınalı" bir telefon görüşmesi gerçekleştiği yönünde haberler yer aldı.

"Özellikle yedek pilotların protestosu orduyu etkiliyor"

Yedioth Ahronoth gazetesi yazarı, İsrailli analist Avi Issacharoff, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, subay ve yedek askerlerin protestolarının ordu üzerindeki etkisinin açık olduğunu söyledi.

Gidişata göre söz konusu etkinin artacağı görüşünü paylaşan Issacharoff, "Etki düzeyinin ne olduğu belli değil ama özellikle yedek pilotların protestosunun ordu üzerinde etkisi kesinlikle var. Bu etki vakit geçtikçe ve protestocu sayısı arttıkça büyüyecek. Ordu bu etkiyi hissetmeye başladı ve protestoların devam etmesi halinde önümüzdeki aylarda bu etki daha da artacak." ifadelerini kullandı.

Issacharoff, yanıtlanması gereken asıl sorunun, "Hükümet yargı reformu olarak adlandırdığı projelerini sürdürmekte ısrar ederse işler nereye kadar gidecek?" olduğunu söyledi.

"Netanyahu askeri yetkililerin ordunun durumu hakkında medyada herhangi bir şey söylemesini istemiyor. Ordunun söylediklerinin protestolar üzerinde etkisi olduğu açık." diyen Issacharoff, Başbakan'ın bu tutumunun "ordu ve istihbarat servislerini sessiz kalmaları yönünde etkileme girişimi" olarak değerlendirdi.

Issacharoff, İsrail'de ordu ve istihbaratın her zaman bağımsız olduğunu, bir sorun halinde bunu konuştuklarını ancak bu durumun Netanyahu ve hükümetini rahatsız ettiğini dile getirdi.

Hükümetin, ordu yetkililerinin yedek askerlerin protestolarının ordunun "teyakkuz halini" olumsuz etkilediğine ilişkin ifadelerinin "İsrail düşmanlarına yaradığı" yönündeki açıklamasına da değinen Issacharoff, "İsrail düşmanlarının bu bilgilerden faydalanabileceği doğru ancak Genelkurmay Başkanı ve Hava Kuvvetleri Komutanı'nın söyledikleri abartı değil. Durumu böyle teşhis ediyorlar ve bence bu onların görevi. Hükümet tavrında kararlı ise halka durumu izah etmelidir." dedi.

"Ordu zarar görüyor"

İsrail ordusunun eski istihbarat başkanlarından Tamir Hayman da yaptığı yazılı açıklamada, tartışmalı yargı düzenlemesi konusunda uyarıda bulunarak, "İsrail ordusu zarar görüyor." değerlendirmesinde bulundu.

Hayman, ordu içinde yargı düzenlemesini savunanlar ve reddedenler arasındaki ayrışmada "kazananın olmadığını" belirtti.

Netanyahu'nun Savunma Bakanı Yoav Gallant'a "ordunun hazırlıkları konusunda askeri yetkililerle görüşmeyi bırakma" talimatını eleştiren Hayman, "Çözüm yukarıdan verilen talimatlarda değil. Sivil politik alandan orduya kadar gelen meseleyi, kaynağında ele almak gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Bir diğer eski İstihbarat Başkanı Amos Gilad ise İsrail ordu radyosundaki konuşmasında, "Talimatların kanuni olup olmadığı tartışmalı. Başbakanı (Netanyahu) uyarmalı ve endişelerimizi paylaşmalıyız." diye konuştu.

İsrail ordusunun direncinin azaldığı tartışması

İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Tzachi Hanegbi, İsrail ordu radyosuna verdiği demeçte, ordunun "teyakkuz haline" ilişkin yorum yapmayı reddetti.

"Tehlike altında olan sadece biz değiliz, bu durum düşmanlarımıza ifşa edilmemeli." diyen Hanegbi, İsrail'e yönelik saldırı ihtimaline şu ifadelerle dikkati çekti:

"İsrail'in düşmanları, ülkeye yönelik saldırılar konusunda ordunun teyakkuz halinin azaldığına dair haberlerden cesaret alıyor."

İsrail Hükümeti Basın Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, Netanyahu'nun 20 Ağustos'ta Savunma Bakanı Gallant ve İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi ile görüştüğü bildirildi.

Açıklamada, "Başbakan, ordudan her türlü zorluğa karşı hazırlıklı olmasını istedi. Toplantıya katılanlar, görüş ayrılıklarına ve siyaseti ordunun dışında bırakmak gerektiği konusunda anlaştılar." ifadelerine yer verildi.

Muhalefet lideri Yair Lapid ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Netanyahu'nun Genelkurmay Başkanı'na ordunun hazır olması yönünde verdiği talimat sorumluluktan kaçmaya, suçu orduya ve komutanlarına atmaya yönelik utanç verici ve korkakça bir girişimdir." ifadeleriyle olaya tepki gösterdi.

Yargı düzenlemesine atıfta bulunan Lapid, "Ordunun etkinliğine verilen zarar, Netanyahu liderliğindeki hükümetin verdiği yıkıcı darbenin doğrudan sonucudur." değerlendirmesinde bulunarak hükümete yargı düzenlemesinden vazgeçme çağrısında bulundu.

Tartışmalı yargı düzenlemesi

İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin'in 5 Ocak'ta duyurduğu "yargı reformu" Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandırma ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olması gibi değişiklikler içeriyor.

Başbakan Netanyahu, 27 Mart'ta, ülke çapında giderek artan kitlesel protestolara ve grevlere neden olan yargı düzenlemesini ertelediğini açıklamış ancak 2023-2024 bütçesinin mayıs sonunda Meclis'ten geçmesinin ardından yargı düzenlemesini tekrar gündeme getireceklerini duyurmuştu.

Hükümet, muhalefetle müzakerelerin tıkanmasının ardından yakın zamanda yargı düzenlemesi için yeniden düğmeye basmıştı.

Netanyahu hükümeti, Yüksek Mahkemenin hükümet üzerindeki denetimini kaldıracak yasa tasarısını ülke çapında kitlesel protestolar ve yoğun kamuoyu tartışmalarına rağmen 24 Temmuz'da Meclis'te muhalefetin boykot ettiği oturumda kabul etmişti.

Hükümetin "yargı reformuna" karşı çıkan; aralarında savaş pilotları, denizaltı subayları ve diğer elit birliklerin yer aldığı binlerce İsrailli, gönüllü yedek askerlik görevini bırakma kararı almıştı.

Yüksek Mahkeme, hükümetin yargı düzenlemesinde meclisten geçen iki yasayı eylülde görüşeceğini açıklamıştı.

İsrail'de siyaset, ordu, güvenlik, ekonomi ve yargıda üst düzey görevlerde bulunmuş isimler, hükümetin yargı düzenlemesine karşı olduklarını açıklamıştı.

Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesi karşıtı protesto hareketi, yaklaşık 8 aydır gösterilerine devam ediyor.