İsrail'de Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki koalisyon hükümetinin yargının yürütme üzerindeki denetimini sınırlandırmayı amaçlayan yargı düzenlemesine karşı tepkiler dinmiyor.
Ülke genelinde 30 haftadır süren protestolara ek olarak, meslek kuruluşlarının grev ilanları ve yedek askerlerin gönüllü askerlik hizmetini bırakması gibi protesto eylemleri de yaşanıyor. Jerusalem Post gazetesine göre, hükümetin yargı düzenlemesine karşı olan 60'tan fazla yedek istihbarat subayı, gönüllü askerlik hizmetlerini askıya aldıklarını duyurdu.
İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin tarafından 5 Ocak'ta duyurulan "yargı reformu", Yüksek Mahkeme'nin yetkilerini sınırlandırma, iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olması ve bazı yargı yetkilerinin Meclise devredilmesi gibi değişiklikleri içeriyor.
Muhalefetle yapılan müzakerelerin tıkanmasının ardından hükümet, yargı düzenlemesi için yeniden harekete geçmiş ve geçen hafta Meclis'ten Yüksek Mahkeme'nin hükümet üzerindeki denetimini kaldıracak en kritik yasa tasarılarından birini geçirmişti.
İsrail'de zorunlu askerlik hizmeti 3 yıl olup, askerliğini tamamlayanlar daha sonra gönüllü olarak uzmanlık alanlarına göre düzenli şekilde askeri talime çağrılırlar. Ancak, protesto eylemlerine katılan 10 bin kadar yedek asker, hükümetin yargı düzenlemesine karşı gönüllü askerlik hizmetinden ayrılacaklarını açıklamıştı.
İsrail'de tartışmalı yargı reformu, Başbakan Binyamin Netanyahu öncülüğündeki koalisyon hükümeti tarafından önerilen ve ülkedeki yargı sisteminde önemli değişiklikler içeren bir düzenlemedir. Bu yargı reformu, İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin tarafından 5 Ocak'ta duyurulmuş ve ardından Meclis'e sunulmuştur.
Yargı reformu, Yüksek Mahkeme'nin yetkilerini sınırlandırmayı, iktidarın yargı atamalarında daha fazla söz sahibi olmasını ve yargının bazı yetkilerinin Meclise devredilmesini öngörmektedir. Bu değişiklikler, yargının bağımsızlığını ve denetimini etkileyerek yargının siyasi etkilere daha açık hale gelmesi endişesine neden olmuştur.
Eleştirmenler, yargı reformunun amacının Başbakan Netanyahu ve hükümetin yargı üzerinde daha fazla kontrol sağlamak olduğunu iddia ediyorlar. Yargı bağımsızlığı, bir demokraside hukukun üstünlüğü ve adil yargılamaların teminatı olarak kabul edilmektedir, bu nedenle böyle bir yargı reformu, demokratik değerlere zarar verebilecek ve hukukun tarafsızlığını tehlikeye atabilecek bir adım olarak görülmektedir.
Tartışmalı yargı reformuna karşı ülke genelinde 30 haftadır süren protestolar düzenlenmiş ve meslek kuruluşları grev ilanları yapmıştır. Ayrıca, ordudaki yedek askerler de yargı düzenlemesine karşı tepki olarak gönüllü askerlik hizmetini bırakmışlardır.
Yargı reformu konusundaki tartışmalar, İsrail'de siyasi gerginliği artırmış ve hükümetin iç politikada da güçlüklerle karşılaşmasına yol açmıştır. Bu süreç, İsrail siyasetindeki önemli bir konu olmaya devam etmektedir.