İsrail Ayrım Duvarı, Batı Şeria'daki toplam 7 binden fazla tarihi eser ve mevkinin yaklaşık yüzde 17'sini Filistin topraklarından ayırıyor.
İsrail'in 2002'de güvenlik gerekçeleriyle yapımına başladığı Ayrım Duvarı nedeniyle Batı Şeria ve Kudüs'teki tarihi eserlerin akıbeti bilinemediği gibi de denetimi de Filistin makamlarınca mümkün olmuyor.
İngiltere, Filistin ve İsrail tarafından yapılan alan taramalarına dayanan istatistikler, Batı Şeria'da 7 binden fazla tarihi mevki ve eserin olduğunu ortaya koyuyor.
'ESERLER YOK OLACAK'
Ayrım Duvarı'nın inşasının güzergahta var olan tarihi mevki ve eserlerin değerlendirmeye alınmaması sonucu bu eserlerin birçoğunun yok olmasına neden olacağı kaydediliyor. Ayrıca duvarın inşası, Filistinlilerin kendilerine ait tarihi mekanlardan mahrum olmasına neden olurken, buralardan her türlü istifade imkanlarına da son veriyor.
Tarihi yıkımı AA muhabirine değerlendiren Eski Eser Uzmanı Muhammed Ceradat, İsrail Ayrım Duvarı'nın 30 tarihi alanı tamamıyla yok ettiğini vurguladı.
Tarihi mevkilerin tespitinin zorluğuna işaret eden Ceradat, İsrail'in alan tarama sonuçlarının tamamını yayınlamadığını, Filistin yönetiminin de bunu yapacak teknik imkanlara sahip olmadığını hatırlattı.
'UNESCO DÜNYA MİRASI LİSTESİNE ADAY 20 ROMA ESERİ'Filistinlilerin mahrum olduğu 20 Roma eserinin Filistin yönetimi tarafından UNESCO'nun Dünya Mirası listesine teklif edilmesi planlanıyordu.
Ceradat, Kudüs ve çevresi, Ramallah'ın batısı ve Batı Şeria'nın orta kesimlerindeki tarihi eserlerin en çok Ayrım Duvarı'ndan olumsuz etkilendiğini söyledi.
Kudüs'ün doğusundaki Salah harabeleri mevkisindeki eserlerin geniş çaplı bir yıkıma uğradığını aktaran Ceradat, acil kurtarma kazıları sonucu bir Bizans manastırının ortaya çıkarıldığını ve keşfedilen mozaiklerin İsrail Eserler Dairesi'ne taşındığını aktardı.
Ayrıca Ayrım Duvarı'nın geçtiği güzergahta Tulkerm'in kuzeybatı mevkisinde Geç Bronz Çağı, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserlerin bulunduğunu belirten Ceradat, bu eserlerin duvar yapımından oldukça fazla etkilendiğini sözlerine ekledi.
''BU BÖLGELERE YAKLAŞMAK HAYATİ TEHLİKE OLUŞTURUYOR''Filistin Turizm Bakanlığında Eski Eserleri Himaye Heyeti Genel Müdürü Salih Tavafşe, Duvarın ayırdığı bölgelerdeki eserlerin durumuna ilişkin bilgi sahibi olmanın mümkün olmadığını belirterek, "Bu bölgelere yaklaşmak hayati tehlike oluşturuyor." dedi.
Tavafşe, tarihi eserlerin İsrail tarafından çalınma riskinin bulunduğunu söyledi.
Bu eserlerin korunması ve iadesinde UNESCO'nun etkin bir rol oynayabileceği konusunda Tavafşe, "İsrail, uluslararası anlaşma ve yasaları hiçe sayıyor. UNESCO'nun etkisi oldukça sınırlı." diye konuştu.
'UNESCO'DAN FİLİSTİN'DE 4 İNSANLIK MİRASI'UNESCO İcra Komitesi'nin, 18 Ekim 2017'de "İşgal Altındaki Filistin" adlı raporuyla İsrail'in Mescidi Aksa ve çevresindeki Haremi Şerif'in İslami mukaddesat niteliğiyle korunması ve güvenliğiyle yükümlü olduğunu duyurmasının ardından İsrail kuruluştan ayrılma kararı almıştı.
Ancak bu gelişmelerin öncesinde 7 Temmuz 2017'deki aldığı kararla UNESCO, El Halil kentindeki Eski Şehir bölgesini dünya mirası listesine almıştı. Bununla birlikte Mescidi Aksa, Hristiyanlarca Hazreti İsa'nın doğduğu yer olarak bilinen Mehd Kilisesi ve Hacılar yolunun bulunduğu Beyt Lahim ve Güney Kudüs'ün Kültür Manzarası olmak üzere dört tarihi mekan dünya mirası listesinde yer alıyor.
'İSRAİL TARİHTE SAHTECİLİK YAPIYOR'
Filistin Turizm Değerleri Genel Müdürü Cihad Yasin, tarihi mevkilere el koyarak kurulan Ayrım Duvarı'nın İsrail'in tarihte sahtecilik için yapılan kapsamlı ve planlanmış bir projesi olduğunu söyledi.
Yasin, İsrail'in duvar güzergahındaki yerleşim yerlerinin, yolların ve tarihi sembollerin isimlerini değiştirdiğini böylece zamansal ve mekansal bölme çabasında olduğuna dikkati çekti.
Ariel Şaron hükümeti döneminde kurulmaya başlanan duvar, o dönemde Filistinliler tarafından "Etnik Ayrım Duvarı" olarak isimlendirilmişti. Bu duvarla oluşturulan yeni emrivakiye göre İsrail, Filistin topraklarından yüzde 12'lik bir parçayı kendi topraklarına katmış oluyor.