Yediot Aharonot gazetesinin haberine göre, Doğu Kudüs'ün Şuafat Mülteci Kampı'nda yaşanan bir olay mahkeme sürecine yansıdı.
Yüzüne Davut Yıldızı simgesinin damgalandıFilistinli genç Arva Şeyh Ali, İsrail polisi tarafından uyuşturucu madde kaçakçılığı suçlamasıyla gözaltına alındığı sırada yüzüne bir Davut Yıldızı simgesinin damgalandığını iddia etti.
Sosyal medyada yayılan fotoğraflar, genç adamın yüzündeki altı köşeli Davut Yıldızı sembolünün izlerini açıkça gösteriyor.
İddiaya göre, polis, genç adamı gözaltına alırken bu sembolü yüzüne işlemiş. Ancak İsrail polisi bu iddialara sağlam bir açıklama getirememiş durumda.
Duruşma öncesinde, zanlının avukatı Ekrem Ebu-Libde, polisin zanlıyı sağlık kontrolünden geçirmeden nezarethanede tuttuğunu ve bu durumun hukuken zorunlu olmadığını belirtti. Bu durumun, zanlının fiziksel şiddete maruz kalabileceği endişesini doğurduğu ifade edildi.
Genç serbest bırakıldıBatı Kudüs Bölge Mahkemesi, zanlı Arva Şeyh Ali'nin gözaltındayken İsrail polisi tarafından ciddi şekilde fiziksel şiddete maruz kaldığı iddiası üzerine Adalet Bakanlığı'ndan soruşturma talep etti. Mahkeme, zanlının dört gün boyunca gözaltında tutulma koşullarını ve polisin görevi kötüye kullanmasını değerlendirerek, genç adamı ev hapsinde tutmak üzere serbest bıraktı.
Mahkeme kararında, zanlının gözaltında ciddi şiddet gördüğünün açık olduğunu ve ayrıca sağlık kontrolünden geçirilmediğini belirtti.
İsrail polisi ise, zanlının gözaltına alınma sırasında direndiğini ve yüzündeki Davut Yıldızı izinin büyük olasılıkla giyilen bir giysi, özellikle ayakkabı bağcığı gibi unsurlardan kaynaklandığını ileri sürdü.
Adli Tıp İsrail polisini yalanladıAncak Adli Tıp Kurumu, iddia edilen ayakkabı ve bağcıklar ile zanlının yüzündeki iz arasında hiçbir uyumsuzluk olmadığını bildirdi.
Yediot Aharonot'un haberinde ifadelerine yer verilen Adli Tıp Kurumu Başkanı Dr. Avner Rosengarten, bu işaretin, esnek ve yumuşak olduğu için ayakkabı ile baskı yaparak oluşturulamayacağını, “metalik bir araç veya alet tarafından oluşturulduğunun anlaşıldığını” vurguladı.
Rosengarten, “Polisin iddialara çok hızlı yanıt verdiğini ve aceleci davranarak verdiği ifadenin yanlış olduğunu” belirtti.
Kameralar kapandıMahkeme sürecinde, gözaltı esnasında yaşanan önemli bir ayrıntı daha ortaya çıktı. Gözaltı işlemine 16 polis memurunun katıldığı olayda, polis memurlarının vücut kameralarını aktif hale getirmediği tespit edildi. Bu durum, diğer polis şiddeti iddialarında olduğu gibi, gözaltı sırasında yaşananların belgelenmesi amacıyla kullanılması gereken vücut kameralarının neden kullanılmadığını sorgulattı.
Adalet Bakanlığına bağlı Kamu Savunma Kurumu’nun Gözaltı Birimi Müdür Yardımcısı Avukat Danny Bar-David ise bu duruma dikkat çekerek, gözaltı işlemine katılan 16 polis memurunun oldukça tecrübeli olduğunu belirtti. Ancak tüm bu tecrübeli memurların operasyonun belgelenmesi amacıyla vücut kameralarını kullanmamayı tercih etmelerinin oldukça sıra dışı bir durum olduğunu ifade etti.
Bu ayrıntı, polis memurlarının niyetleri veya olayın gerçek seyrini daha detaylı bir şekilde incelemek isteyenler için önemli bir konu olarak öne çıkıyor. Vücut kameralarının gözaltı işlemlerinde şeffaflık ve adil bir sürecin sağlanması açısından kritik bir rol oynadığı göz önünde bulundurulmalıdır.