İslam''da Noel ve Yılbaşı kutlamak yok!

2019''a veda ederken 2020''ye sayılı günler kala yine ''bir ''yılbaşı'''' telaşıdır almış başını gidiyor. Marketlerden alışveriş merkezlerine kadar hemen her dükkanda hummalı bir alışveriş "çılgınlığı" yaşanıyor. Lüzumsuz tüketimin zirve yaptığı yılbaşı kutlamalarında, daha da kötüsü İslam ile bağdaşmayan âdet ve gelenekler Müslümanlar arasında hızla yayılıyor. Her yıl yapılan uyarılara rağmen bize ait olmayan "yılbaşı kutlaması" Müslümanların hem dünya hem ahiret hayatını büyük tehlikeye atıyor.

DİYANET İŞLERİ'NDEN YILBAŞI KUTLAMASI AÇIKLAMASI

Konumuz ile ilgili olarak Kur’an-i Kerimdeki şu ayet-i kerimelere birlikte göz atalım.

“Ey İman edenler! Mü’minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Bunu yaparak Allah’a, aleyhinize apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?. ” [1]

“ Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah’ın yoludur “. [2]

“ Ayetlerimizi yalanlayanların ve ahiret gününe inanmayanların arzularına uyma. Onlar, Rablerine eş tutuyorlar”. [3]

“…Deki, Benim işim bana, sizin işiniz de size aittir. Siz, benim yaptığımdan uzaksınız, ben de sizin yaptıklarınızdan uzağım”. [4]

“ Resulüm de ki: Ey kâfirler! Ben sizin tapmakta olduklarınıza tapmam, Siz de benim taptığıma tapmıyorsunuz. Ben sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim. Siz de benim taptığıma tapıyor değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim de banadır”.[5]

“Sana emir olunanı açıkça söyle ve ortak koşan (müşrikler)den yüz çevir”.[6]

“…Kafir olanlar da birbirlerinin dostlarıdırlar..”[7]

“Mü’min erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin dostlarıdırlar. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler. Allah ve Resulüne itaat ederler. İşte onlara, Allah rahmet edecektir..”. [8]

"...Sizden kim onları dost edinirse, oda onlardandır..." [9]

Konu ile ilgili ayet-i kerimeler elbette bu kadar değildir. Şimdi de Hadislere yer verelim.

Abdullah b. Ömer'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Kim kendini bir kavme benzetirse, o da onlardandır."[10]

"Kim Müşriklere ait bir toprakta bulunur (bina yapar), onların nevruzlarına (yılbaşılarına) katılır, onların bayramlarını (festival ve galalarını) kutlar ve ölünceye kadar onlarla birlikte bulunursa, Kıyamet Gününde onlarla birlikte haşrolunur." [11]

Hz. Aişe'den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Rasulullah (s.a.v.), namaz kılarken elleri böğürlerine koymayı mekruh sayarak:

"Yahudilere benzemeyin." buyurmuştur." [12]

Ömer b. Hattab (r.a.) şöyle dedi:

"Acemlerin rumuzlu sözlerini öğrenmeyin. Bayramlarında müşriklerle birlikte kiliselerine girmeyin. Çünkü Allah'ın gazabı onların üzerine iner." [13]

Abdullah b. Amr dedi ki:

"Kim Acemlerin ülkesinde kalır da, onların yeni yıllarını ve mihricanlarını (bayram, festival ve galalarını) kutlayarak (bu şekilde) onlara benzer ve bu hal üzereyken ölürse, Kıyamet Gününde onlarla birlikte haşrolunur."

Hz. Ömer (r.a.) şöyle demiştir:

"Cahiliye ehli (hacda) güneş doğuncaya dek toplanma yerinden gitmezlerdi. Rasulullah (s.a.v.) ise güneşin doğmasından önce oradan ayrılır ve şöyle derdi:

"Bizim yolumuz müşriklerin yolundan ayrıdır." [14]

Abdullah b. Amr diyor ki:

"Rasulullah (s.a.v.) benim üzerimde boyanmış iki elbise gördü ve şöyle buyurdu:

"Doğrusu bunlar kâfirlerin giysilerindendir. Onları giyme." [15]

Rasulullah (s.a.v.), kâfirlere ait kıyafetlerin giyilmesini yasaklamıştır.

Hz. Ömer de (r.a.) Utbe b. Ferkad'a gönderdiği mektupta:

"Müşriklere ait giysileri giymekten seni menediyorum." [16] Diye yazmıştır.

Kays b. Ebu Hazım'dan rivayete göre:

"Ebu Bekir, Ahmus'tan Zeynep adındaki bir kadının yanına gitti. Kadının konuşmadığını görünce:

"Bu kadın niye konuşmuyor?" diye sordu. Dediler ki:

"Bu kadın konuşmadan haccetmek istiyor."

Ebu Bekir (r.a.), kendisine:

"Konuş! Çünkü böyle bir davranış helal değildir. Bu, cahiliye döneminin âdetidir." dedi. Kadın Ebu Bekir'e (r.a.):

"Sen kimsin?" diye sordu. Ebu Bekir de (r.a.):

"Muhacirlerden biriyim" dedi. Kadın:

"Hangi muhacirlerden?" diye sordu. O da:

"Kureyş'ten" dedi. Kadın:

"Hangi Kureyş'ten?" diye sorunca, Ebu Bekir (r.a.):

"Amma da çok sordun ha!" dedi ve:

"Ben, Ebu Bekir'im" diye ekledi. Kadın:

"Allah'ın cahiliye sisteminden sonra bize gönderdiği bu salih din üzerinde kalmamız neye bağlıdır?" dedi. Ebu Bekir (ra.):

"Sizin kalıcılığınız, sizi idare eden imamlarınız (liderleriniz ve devlet adamlarınız) doğru yolda oldukları sürecedir." dedi. Kadın:

"İmamlar da kimdir?" dedi. Ebu Bekir (r.a.):

"Sizin kavminizin liderleri ve önde gelenleri yok mu, onlar sizlere emir verince, onlara itaat ediyorsunuz değil mi?" dedi. Kadın:

"Evet, öyledir." dedi. Ebu Bekir (r.a.):

"İşte halkı idare eden bu kimseler." cevabını verdi." [17]

Hz. Ömer (ra), Kudüs’ün fethi için çalışırken, Amr b. As’a soruyor: "Nerede namaz kılmamı istersin?" O da:

"Bana sorarsan, kayanın ardında namaz kıl. Çünkü Kudüs tümüyle senin gözlerinin önünde olacaktır." dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.):

"Olmaz, ben namazımı ancak Rasulullah'ın (s.a.v.) kıldığı yerde kılarım." dedi. Hemen kıbleye yöneldi ve Ka"be'ye doğru namazını kıldı. Sonra geldi ve ridasını yere yayarak üzerindeki çerçöpü silkeleyip süpürdü. Halk da aynısını yaptı." [18]

İbni Abbas'a: "Bir adama şırınga ile ilaç vereyim mi?" denilince, O:

"Hayır, avret yerini açma, müşriklerin yolunu da izleme." dedi.

Buradaki "Müşriklerin yolunu izleme" ifadesi geneldir.

Hz.Enes'in (r.a.) yanına iki (boynuzu) kâkülü olan bir genç girdi. Hz. Enes kendisine:

"Bu iki saçtan boynuzu (kahkülü) ya kes ya da kısalt, çünkü bu Yahudilerin âdetidir." dedi. [19]

Huşeym diyor ki: Ebu Bişr, Ebu Umeyr b. Enes'ten, o da Ensar'dan bir halasından rivayet etmiştir: Namaz vakitlerini Müslümanlara nasıl duyurulması konusunda henüz karar verilmemişti.

"Rasulullah (s.a.v.), Müslümanları namaza nasıl davet edeceği konusuna çok önem gösterdi. (Ashabıyla istişarede bulundu). Kendisine, “Yahudilerin yaptığı gibi boru çalınmasını” teklif ettiler. Bu, Peygamber (sav) Efendimizin hoşuna gitmedi ve:

"O, boru çalmak Yahudilere aittir" buyurdu. Bunun üzerine, “Hıristiyanlara ait çanı hatırlattılar”. Peygamberimiz: "O da Hıristiyanlara aittir" diyerek hoş karşılamadığını belirtti." [20] Daha sonra da Müslümanlara has ezan okunmasına karar verildi.

"Dinlerini parça parça edip, gruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur." [21]

"Onlar birbirlerindendir..."[22]

Rasulullah (s.a.v.) de Ali'ye (r.a.) şöyle buyurmuştur:

"Sen bendensin, ben de sendenim." [23]

"Sizin dostunuz (veliniz) ancak Allah, Resulü ve iman edenlerdir. Onlar ki namazı kılar, zekâtı verir ve rükû ederler. Kim Allah'ı, Resulü’nü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar şüphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır." [24]

Ebu Musa (r.a.) diyor ki: "Hz.Ömer'e (r.a.):

"Benim Hıristiyan bir kâtibim var" dedim. O da bana dedi ki:

"Ne yaptın? Allah cezanı versin! Sen Allah'ın (c.c.): "Ey iman edenler! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin..." [25] Buyurduğunu işitmedin mi? Tevhid ehlinden birini kâtip edinemez miydin?"

Ben de: "Ey mü'minlerin emiri! Onun yazı işlerinde çalışması benim içindir, dini de kendisine aittir." dedim.

Hz. Ömer (r.a.): "Mademki Allah onları aşağılamış, sen onlara saygınlık kazandırma, Allah onları zelil kılmışken, sen kendilerini aziz kılma. Allah'ın uzaklaştırdıklarını sen yaklaştırma!" dedi."[26]

"Yahudi ve Hıristiyanlar boyanmazlar (sakallarına kına yakmazlar). Siz onlara muhalefet edin." [27]

"Sonra seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma. Çünkü onlar Allah'a karşı sana hiç bir fayda veremezler. Doğrusu zalimler birbirlerinin dostlarıdır. Allah da takva sahiplerinin dostudur." [28]

Büyük âlim el-Fudayl b. lyaz (r.a.) şunları söylemiş:

"Yolcuları az da olsa, sen Hak yoldan ayrılma. Rağbet edeni çok da olsa kötü yollara sapma."

Ömer b. el-Hattâb şunları söyler:

"Dinleriyle ilgili konularda Allah düşmanlarından uzak durun. Zira Allah'ın gazabı onların üzerine iner."

"Yahudi ve Hıristiyanlara benzemeye özenmeyiniz."[29]

Amr b. Şuaybin babasından, onun da dedesinden yaptığı rivayete göre Resulullah (s.a.) efendimiz.

"Bizden başkasına benzemeye çalışan, bizden değildir" [30]

Buhari ve Müslimin İbn Ömer'den ortaklaşa naklettikleri bir hadiste ise Peygamber (s.a.) şunları buyurur:

"Müşriklere muhalefet ediniz. Bıyıkları kazıyınız, sakalları koyuveriniz."[31]

Ahmet Gümüşhanevî hz.leri bu konuda şöyle diyor: “Kâfirler arasında yerleşip bina yapan, onların bayramlarına iştirak eden ve onlara benzeyen kişi bu hal üzere öldüğünde kıyamet günü onlarla beraber haşr olunur.” [32]

Dikkat edilirse kâfirlere benzemek, küfre giden bir yoldur. Kâfirlere benzemek, İslam dininden vazgeçip, batıl ve muharref dinlere intikal etmenin alametidir.

Sevgili Peygamberimiz (sav) Efendimiz zamanımızın bazı insanlarını şöyle haber veriyor:

“Sizler, kendinizden önce geçen milletlerin yoluna karışı karışına, arşını arşınına, tıpa tıp muhakkak uyacaksınız. O dereceye kadar ki, şayet onlar daracık bir keler deliğine girmiş olsalar, siz de muhakkak onlara uyarak oraya gireceksiniz, onlara tabi olacaksınız”. Ebu Sait (ra) diyor ki, Biz: “Ya Resulellah! Bu ümmetler Yahudiler ve Hıristiyanlar mıdır? Diye sorduk. Peygamber (sav) Efendimiz: “Onlardan başka kim olacak…!” buyurdu. [33]

Yüce Allah (cc) bizleri Hakka tabi olan, İslam’ın yolundan yürüyen kullarından eylesin.

Müslüman olmayan milletlerin ve özellikle Hıristiyanların kutsal saydıkları dini gün ve gecelere, yılbaşı kutlamalarına özenmeyen ilgi duymayan ve kutlamalara katılmayan şuurlu Müslümanlardan olmayı Mevla’m cümlemize nasip eylesin.

Yılbaşı ile Noel birbirinden farklıdır; fakat Noel kutlamalarının devamı sayılabileceğinden yılbaşı gecesi onlar gibi eğlenmek, çam kesip evi çamla süslemek caiz olmaz. Çünkü bayramlarında onlar gibi eğlenmek, onlara benzemek olur.

Din kitaplarında buyuruluyor ki: Noel günü ve gecesinde, kâfirlerin paskalya ve yortularında, onlar gibi bayram yapan küfre girer.

Yılbaşı münasebetiyle Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinde milyonlarca çam fidanı Noel hurafesi uğruna kesilip yok edilmektedir. Hristiyan ülkelerde olduğu gibi, Müslüman ülkelerde de bu cinayetler işlenmemeli. Hristiyanlara benzememek için yılbaşı gecesi hindi yememeli! Yenirse mekruh olur. Birkaç gün sonra yenebilir. Kumar oynamak, tombala çekmek gibi oyunlar ise zaten her zaman caiz değildir. Bu gece, gayrı müslimlere benzemek gayesiyle çeşitli yiyecek, içecek almak da caiz olmaz.

Her zaman ne alınıyorsa onları almakta mahzur yoktur. Bu geceye ayrı bir önem vermemelidir.

Yalnız Hristiyanların değil, Yahudilerin ve bütün bâtıl dinlerin ibadetlerini yapmak, onlara benzemek olur. Mesela 21 Martı Nevruz Bayramı diyerek kutlamak da böyledir. Kâfirlerin ibadetleri ve çirkin işleri hariç, mubah olan âdetlerini yapmakta mahzur yoktur. Yani onlara benzemiş olunmaz.

Noeli kutlamak asla caiz değildir. Bir zaruret olursa, caiz olur. Mesela devletlerarası protokolde zaruret olduğu için kutlamak caiz olur. Fakat, Noel ile ilgisi olmayan yılbaşında bir Müslümana tebrik kartı yazıp, yeni bir yılın insanlık için, Müslümanlar için hayırlı olmasını dilemek günah değildir. Yahut, (yeni yılın kutlu olsun) diyene, (seninki de kutlu olsun) demek günah olmaz. Bu inceliği anlamalıdır!

Müslüman her gece neleri yapıyorsa, bu gece de onları yapmalıdır! Sanki mübarek geceymiş gibi mevlid okutmak, sohbetler düzenlemek uygun değildir. Bu gecenin diğer gecelerden farkı yoktur. Bu geceye değer veriyormuş gibi hareket etmek doğru değildir. Müslüman her gece neleri yapıyorsa, bu gece de onları yapmalıdır!

[1] Nisa suresi. Ayet.144.

[2] Bakara suresi. Ayet.120.

[3] En’am suresi. Ayet 150.

[4] Yunus suresi. Ayet. 41.

[5] Kafirun suresi. Ayet 1-6.

[6] Nahl suresi. Ayet.94.

[7] Enfal suresi. Ayet 73.

[8]Tevbe suresi. Ayet 71.

[9] Maide: 5/51.

[10] Ahmed: 2/50-92, 7/142, Ebu Davud Libas: 4031

[11] Beyhaki Sünenü'l-Kübra: 9/234.

[12] Buhari el-Amel fi's-Salat: 17, Müslim Mevarid: 47, Ebu Davud Salat: 172, Tirmizi Salat: 164, Nesai iftitah: 12, Darimi Salat: 138, Ahmed: 2/232-290-295-331-339'

[13]Beyhaki 'Sünenü'l-Kübra: 9/234, Abdürrezzak Musannef: 1609.

[14]Bk. İbni Kesir Tefsir Bakara: 2/199 ayeti, Suyuti ed-Dürrü'l-Mensur: 1/266-267, Beyhaki Sünenü'l- Kübra: 5/125.

[15] Müslim, Libas: 29-31, Ebu Davud, Libas: 8, Nesai, Zinet: 43.

[16] Buhari, Libas: 25, Müslim, Libas: 11, 21, Ahmed: 1/16,43, Camiu'l-Usul: 8343.

[17] Buhari Meftakıbu'l-Ensar: 26, Darimi Mukaddime: 23.

[18]Ahmed: 1/38, Heysemi Mecmaü'z-zevaid: 4/6, Ibni Kesir el-Bidaye ve'n-Nihaye: 7/58.

[19]Ebu Davud Tereccül: 15.

[20] Ebu Davud Salat: 27.

[21] En'am: 6/159.

[22] Tevbe: 9/67.

[23] Buhari Fedailü Ashabinnebi: 9, Müslim Cihad: 90, Tirmizi Menakıb: 20, İbni M

ace Mukaddime: 11, Ahmed: 1/170, 177 3/22, Camiu'l-Usül: 6/33.

[24] Maide: 5/55-56.

[25] Maide: 5/51.

[26]Beyhaki Sünenü'l-Kübra: 9/204.

[27] Buhari Enbiya: 5, Libas: 67, Müslim Libas: 80,Ebu Davud Tereccül:18, Nesai Zinet: 14,İbni Mace Libas: 32, Ahmed: 2/240, 260, 309, 401.

[28] Casiye.18.

[29] Tirmizi, istizan 7, edep 41.

[30] Tirmizi. İstizan.7.

[31] Buhari, libas 64; Müslim, Tahare 54.

[32] Camiu’l Mutun (A. Ziyauddin Gumüşhanevî) Sh: 40, İST/.

[33] Buhari. Enbiya.48, İtisam.14. Müslim. ilim.6.

Yılbaşı ve Noel nedir?

Milli piyango kazananların sonu ne oldu?

Yılbaşını kutlamak haram mıdır?