IŞİD De Benzer Şartlarda Ortaya Çıktı

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 'Daha önce El Kaide denilen tehdit nasıl ortaya çıktıysa IŞİD de benzer şartlarda, benzer laboratuvar şartları içerisinde ortaya çıktı' dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, daha önce El Kaide denilen tehdit nasıl ortaya çıktıysa Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün de benzer şartlarda, benzer laboratuvar şartları içerisinde ortaya çıktığını söyledi.
Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanı Serdar Çam ile bir araya gelerek kurumun çalışmaları hakkında bilgi alan Kurtulmuş, gazetecilere açıklamada bulundu.
Kurtulmuş, TİKA, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Atatürk Dil, Tarih Yüksek Kurumu ile Medeniyetler İttifakı projesinin kendisine bağlandığını hatırlatarak, kurumlar arasında iyi bir koordinasyon sağlanması için çalışmalara başlayacaklarını, bu kapsamda TİKA'yı ziyaret ettiğini söyledi.
TİKA'nın Balkanlar, Ortadoğu, Afrika, Asya ve birçok yerde Türkiye'nin elini mazlum milletlere uzattığını belirten Kurtulmuş, TİKA'nın Türkiye'nin medeniyet havzasında masum milletlere ciddi hizmetler veren gözde kurum olduğunu ifade etti.
Bu kurumların Balkanlar, Kafkasya, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve hatta Avrupa'nın içlerine kadar geniş bir alanda Türk kültürünü yeniden ihya etmek açısından çok değerli olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, tüm kurumların yöneticileriyle en fazla 15 günlük aralıklarla bir araya geleceklerini ve çalışmalarını ahenk içinde yürüteceklerini kaydetti.
Kurtulmuş, "Medeniyet tasavvurumuzun yeniden canlanması, medeniyet havzamızın yeniden güçlü bir şekilde ayağa kalkması mücadelesinde, TİKA da bundan sonra üzerine düşeni fazlasıyla yapacaktır" dedi.
IŞİD
NATO Zirvesi'nde IŞİD'e yönelik alınan kararlara ilişkin sorular üzerine Kurtulmuş, " IŞİD konusunda bütün dünyanın, iki elinin arasına başını alarak düşünmesi lazım.IŞİD denilen tehlike ya da tehdit nasıl ortaya çıktı. Daha önce El Kaide denilen tehdit nasıl ortaya çıktıysa IŞİD de benzer şartlarda, benzer laboratuvar şartları içerisinde ortaya çıktı" dedi.
Afganistan'da Taliban ve El Kaide'nin ortaya çıkışına benzer şartlarda IŞİD'in gün yüzüne çıktığını belirten Kurtulmuş, "Bu mücadelenin içerisinde de çok benzer şartlarda ortaya çıkmış olan ve kimin tarafından desteklendiği, bu silahları nereden bulduğu, nasıl yönlendirildiği, nasıl bir araya getirildiği meçhul olan bir örgütle karşı karşıyayız" diye konuştu.
"IŞİD'i oluşturan şartlar özellikle Suriye'deki üç buçuk, dört yıldır devam eden iç savaşa sessiz kalanların payı olan şartlardır" diyen Kurtulmuş, "Eğer dünya demokratik bir şekilde Suriye meselesine çözüm bulabilseydi, eğer Suriye'deki bu insanlık dışı devlet terörünü durdurabilecek mekanizmaları kursaydı ve gerçekten Suriye'de bütün Suriye halkının katıldığı bir siyasal yenilenme, restorasyon süreci başta bölge ülkeleri ve batı ülkeleri olmak üzere gerçekleştirilebilseydi, bugün ortada IŞİD diye bir tehlike, tehdit bulunmayacaktı" değerlendirmesini yaptı.
Kurtulmuş, "Maalesef Suriye meselesinde filler tepinmiş, olan Suriye halkına olmuştur ve bütün dünyayı tehdit eden IŞİD meselesi karşımıza çıkmıştır. Askeri tedbirleri konuşmak bir iştir ama akıl meselenin askeri tedbirlerle önlenecek noktaya gelmeden evvel çözülmesini gerektirirdi" dedi.
Bazı ülkelerin kendi aralarında siyasi tutarsızlık ve kararsızlıklarla Suriye ve Irak'ta verecekleri güç mücadelesinden nasıl pay alacaklarını hesapladıklarını belirten Kurtulmuş, bugün bu devletlerin karşılarında kendi umarsızlıklarının doğurmuş olduğu büyük bir karabasanla karşı karşıya olduklarını kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu bölgenin kadim milletlerinden birisi olarak, bu bölgenin güçlü milletlerinden birisi olarak hep şunu söyleriz: 'Bizim bu bölgeyi bir esenlik yurdu haline getirme hayalimiz var. Ne Suriye'de, ne Irak'ta, Lübnan'da, ne başka yerde, hiçbir yerde iç çatışmalar olmasın ve bölge ülkelerindeki insanlar sorunlarını müzakere ile, diyalog yolu ile çözsünler. Bu bölge, bölge dışındaki güçlerin güç gösterinde bulunduğu bir alan haline gelmesin. Biz bu bölgenin büyük güçleri ve kıyamete kadar var olacak olan bölge halkları, kendi aramızdaki sorunları kendimiz çözebilelim, müzakere ile çözebilelim isteriz ama maalesef bütün bunlar geçtiğimiz dört beş yıllık süre içerisinde, hatta 1991'den bu yana gelişen bölgedeki kaos ortamında maalesef mümkün olamadı. Bundan sonra da meseleleri güç kullanarak değil akıl kullanarak çözmek zorunda olduğumuzu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bu tehdit sürdürülebilir bir tehdit değildir ama sonuçta bu tehdit bitse bu koşulları sürdürürseniz yarın başka bir tehdit ortaya çıkacak."
Kaynak: AA